Avrupa Parlamentosu, Türkiye’yle üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapan raporu kabul etti. Kararda, ’16 Nisan anayasa değişikliğinin mevcut haliyle yürürlüğe girmesi halinde’ müzakerelerinin ‘derhal ve resmen askıya alınması’ çağrısı yer alıyor.
Avrupa Parlamentosu, Türkiye’yle AB arasındaki üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapan karar tasarısını kabul etti. AP’nin Türkiye raportörü Kati Piri tarafından hazırlanan karar tasarısı niteliğindeki rapor, 477 evet oyuyla kabul edildi.
Raporda, ’16 Nisan anayasa değişikliği paketinin mevcut haliyle yürürlüğe girmesi halinde’Türkiye’yle üyelik müzakerelerinin ‘derhal ve resmen askıya alınması’ için AB’ye üye devletler ve Avrupa Komisyonu’na çağrıda bulunuluyor.
NE ANLAMA GELİYOR?
Parlamentonun kararı, üyelik müzakarelerini yürüten Brüksel açısından bağlayıcı değil. Yani üyelik müzakereleri şu an için askıya alınmayacak. Ancak Avrupa Parlamentosu’nun tavsiye niteliğindeki bu tür kararları, AB’ye üye devletlerin politikaları üzerinde etkili olabiliyor. Müzakerelerin askıya alınması için 28 üyenin oybirliği gerekiyor.
AP Kasım 2016’da aldığı bir diğer kararda da üyelik müzakerelerinin ‘dondurulması’ çağrısında bulunmuştu.
KARARIN İÇERİĞİNDE NELER VAR?
-Kararda 15 Temmuz darbe girişimi ve Türkiye’de gerçekleşen terör eylemleri kınanmakla birlikte, hükümetin sorumluları hukuk devleti ve adil yargı hakkı çerçevesinde yargılama hak ve sorumluluğu olduğu vurgulanıyor.
‘TEMEL ÖZGÜRLÜKLER’ VURGUSU
-Darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL kapsamında alınan önlemlerin temel özgürlüklerin korunması ve birçok vatandaş üzerinde “büyük çaplı, uzun vadeli, orantısız ve olumsuz etki yarattığı” görüşü not ediliyor.
-Kararda, Türk vatandaşları için Schengen alanında vize serbestisinin Türkiye terörle mücadele yasalarında temel hak ve özgürlükleri güvence altına alıcı revizyona gitmediği sürece mümkün olamayacağını belirtiliyor.
‘NAZİ’ ELEŞTİRİSİ
-Metinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı Avrupalı liderlere yönelik “Nazi” suçlamalarına da yer veriliyor. “Meşru olmayan bu tür ifadelerin devamının Türkiye’nin siyasi ortak olarak saygınlığını baltaladığı” ifade ediliyor. Türkiye’nin iç sorunlarının ihracının “önemli sayıda Türk kökenlinin yaşadığı AB üyesi toplumlar içindeki barışçıl birlikte yaşamı tehdit ettiği” dile getiriliyor.
-Türk hükümetinden “kendi ihtiyaçları için AB ülkelerindeki Türk diasporasını sistematik biçimde seferber etmekten kaçınması da isteniyor.
‘ÇİFTE VATANDAŞLARA TAKİP’ KINANIYOR
-Türk makamlarının “Türk diasporasına baskı yaptığına dair iddiaların” kaygıyla izlendiği belirtilip, “yurt dışında yaşayan çifte vatandaşların Türk makamları tarafından takibe alınması” kınanıyor. Kimi AB ülkelerinin OHAL sonrası sığınma talebinde bulunan Türk uyrukluların iltica dosyalarını hızlandırması “memnuniyet verici” olarak tanımlanıyor.
-Raporda, AB terör örgütleri listesinde olduğu hatırlatılan PKK’nin “yeniden şiddete başvurması” kınanıyor. PKK’ye “silah bırakma” ve “taleplerini barışçıl ve yasal yollardan dile getirme” çağrısında bulunuluyor. Avrupa devletlerinin AB terör örgütleri listesindeki örgütlerin sembol ve işaretlerini yasaklayan yasal mevzuatı uygulamaları isteniyor. Buna karşılık, Kürt sorununa barışçıl çözümün “Türkiye’nin demokratik geleceği için gerekli” olduğu vurgulanıyor.
Yoruma kapalı.