PİRHA-Ekonomik krizin derinleştiği Türkiye’de alım gücü düşerken, asgari ücrete ve emeklilere verilen zam, alım gücünü karşılamıyor. Yurttaşlar, cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizin yaşandığını vurgulayarak, “Adaletin olmadığı yerde ekonomi düzelmez. Fakirin hali perişan, zengin keyfine bakıyor” dediler.
Resmi Gazete’de “Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı” yayımlandı. Buna göre, 01.01.2025 tarihinden itibaren uygulanacak asgari ücret tutarı; brüt 26.005,50 TL, net 22.104,67 TL olarak belirlenmişti. Asgari ücretin açıklanmasından önce vergi, harç ve cezalara yeni yılda yüzde 43,93 zam yapıldı. Diğer yandan akaryakıta da Özel Tüketim Vergilerine de (ÖTV) yüzde 6 zam getirildi. Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırma Merkezi (BİSAM) Kasım 2024’te açlık sınırının 20 bin 967 TL, yoksulluk sınırının ise 72 bin 524 TL olduğunu söyledi.
Antep’te yaşayan yurttaşlar ekonomiden duydukları kaygıları Pir Haber Ajansı (PİRHA) mikrofonuna anlattı. Cumhuriyet tarihinin en kötü krizi yaşandığı söyleyen yurttaşlar, gelir dağılımının eşitsiz bir şekilde dağlatıldığını söyledi. Kimi yurttaş, asgari ücretin az olmasından dolayı geçinemezken kimi yurttaş da emeklilere verilen zammın çok yetersiz olduğunu ifade etti.
“GÜNEŞİN DOĞMAYACAĞINI BİLİYORUZ”
Emekli maaşı yetmediği için çocuklarından gelen parayla geçinmek zorunda kaldığını belirten Ahmet Bozkuş, “15 bin ev kirası alınan maaş 22 bin lira. Bu halde nasıl geçim sağlanır. Evim kira olmamasına rağmen çocuklar yardım etmezse ben kendi geçimimi sağlayamam” dedi.
Çocuklarının ikisini yurt dışına gönderen Bozkuş, diğer çocuğunu da göndereceğini söyledi. Bozkuş, yurtdışına gönderme nedeni olarak da ‘Güneşin doğmayacağını biliyoruz’ dedi. Bozkuş, ülkenin karanlık olduğunu, bir ülkede her şeyin güzel gitmesi için ‘adaletin olması’ gerektiğini savundu.
“AKŞAM NE YİYECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM”
Hatay’daki depremden etkilenen Gamze Alman, “4 çocuk annesiyim, yarını değil, akşam ne yiyeceğimi düşünüyorum. Depremden en çok biz etkilendik. Konteynerde 6 kişi kalıyoruz, orada bir hayat yaşamaya çalışıyoruz. Koşullar çok zor; konutlar yapılıyor deniliyor ama ben kiracıyım, herkes evine girecek bize de ev yok. Daha evi yıkılanlara ev vermediler, bize nasıl verecekler. 4 tane çocuk okutuyorum, kendimizi sıkarak geçinmeye çalışıyoruz. Eve et alamıyorum” diye konuştu.
“ÜLKEYİ YÖNETENLERİN DEĞŞİMESİ LAZIM”
Üniversite öğrencisi olan Erkan Ünalkan, sınava girdiği halde atanamadığını belirterek, iş bulamadığı için çalışmadığını dile getirdi. Ünalkan, “Bu yaşa gelmişim babamdan para istemeye utanıyorum. Çok yeri geziyorum iş yok. Ekonominin iyi olması için yönetenlerin değişmesi lazım. Değişiklik her zaman iyidir. Başka biri gelirse ülkeyi toparlayabilir. Üniversitede okuyan bir öğrenci ise üniversitede zor şartlarda eğitimini sürdürdüm. 6 yıl boyunca çalıştım gidip inşaatlarda çalışamam” ifadesinde bulundu.
“HERKES BİRBİRİNDEN ÇALIYOR”
Ekonomi krizden etkilenen Ekrem Kılıç adlı yurttaş ise geçimini sağlamak için başka işlerde çalışmak zorunda kaldığını belirtti. Kılıç, “Bu kadar hırsızın olduğu bir memlekette çözüm üretilmez. O ondan çalıyor diğeri bir başkasında çalıyor. Ne olacak peki. Altta kalanın canı çıksın” diye konuştu.
Ayda yılda bir et aldığını ifade eden bir kadın yurttaş, “Ekonomi eskisi gibi değil. Eskiden ekonomi daha güzeldi” diyerek geçmişi aradıklarını söyledi.
“20 SENEDİR OY VERİYORDUM ARTIK VERMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM”
20 seneden beridir AKP’ye oy verdiğini söyleyen bir dğer yurttaş, bu süreçten sonra oy vermeyeceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“18 yaşından beridir oy veriyordum bu süreden sonra vermeyi düşünmüyorum. Bu yıl öyle bir şey düşünmüyorum. Çünkü biraz vatandaşın da cebinin düşünmeleri gerektiğini düşünüyorum. Asgari ücretli ve emeklilerin oylarıyla başa geldiğini ama bunları da göz ardı edildiğini düşünüyorum. Herkes torpille bir yere geliyor. Tanıdığım birisinden duyduğum birisi bana kuzenin 2 ay içerisinde bir yere geldiğini söyledi. Neden çünkü torpille bir yere geldi. Ben 1,5 yıldır canımı dişime takıyorum ama bir yer gelemiyorum.”
“KÖMÜR VERİYORLAR ONUN İÇİNDE DE TAŞ ÇIKIYOR”
Mustafa Çetinkaya adlı yurttaş, ekonomiden şikayetini şu sözlerle belirtti:
“İnsanlar makarna için oyunu veriyor. Kömür veriyorlar, kömürün içinde taş çıkıyor. Ev kiraları 15 bin lira olmuş, bize veriyorlar 14 bin lira. Kendileri lüks içinde yaşarken bize de su satın, simit satın diyorlar. Sosyal devletin böyle olması mı lazım.”
“ÜRETEMEYEN HER TOPLUM YOK OLMAYA MAHKUMDUR”
Ülkenin üretimde geri kaldığını belirten yurttaş şunları söyledi:
“Üretmeyen her toplum yok olmaya mahkumdur. Sadece tüketiyoruz. Hiçbir şey üretmiyoruz, ürettiğimiz her şey çöpe gidiyor. Çiftçilerle restleşerek nereye kadar gidilebilir. Emeklileri yok sayarak nereye kadar gidebiliriz. Konya Ovası Türkiye’nin yarısını besliyordu. Çiftçiler mazota gücü yetmiyor, işçi paraları almış başını gidiyor. Dünyanın savaşa hazırlandığını düşünün… Herkesin insafına bıraktık ülkeyi. Ben vatandaşlık görevini yaparken cezalandırılıyorum. Sonradan da Suriye’nin elektriğini ben sağlayacağım diyorlar. Kendi vatandaşının sorununu çözmeden başka bir ülkenin sorununu çözmeye çalışıyorlar.”
Kamber YILDIZ/ANTEP
Yoruma kapalı.