Alevi Haber Ajansi

Antalya Tabip Odası: TUS kadro artışı uzmanlık eğitimi ve halk sağlığı için yıkım getirecek

PİRHA- Antalya Tabip Odası, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) için 12.294 kadro açılmasına tepki göstererek “Önlem almak yerine sayıyı artırmaya yönelik popülist yaklaşımlar eğitimin niteliğini ve sağlık hizmetlerini zayıflatacaktır” dedi.

Antalya Tabip Odası, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) için 12.294 kadro açılmasına tepki gösterdi. Kurum adına basın açıklaması metnini Dr. Metehan Akbulut okudu.

Sağlık Bakanlığı 18 Nisan 2022 tarihinde, yapılan son Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) için 12.294 kadro açtığı bilgisini kamuoyuyla paylaşmıştı. Ekim 2020’de beş bin 977, Eylül 2021’de altı bin 135, Şubat 2021’de altı bin 300 olarak açıklanmıştı. Daha önceki kadro artırımları ders verecek eğitimci ve derslik sayıları ile orantılı olurken, Şubat 2021 ve Mart 2022 arasındaki kadro artışı, beş bin 994 oldu.

Yaptığı yazılı açıklamada, AKP-MHP iktidarının sağlık sisteminin gerçek sorunlarını dikkate almaksızın, sorumluluk duygusundan ve bilimsellikten uzak popülist bir yaklaşımla, ortaya koyduğu çözümün kabul edilemez olduğunu vurgulayan Dr. Metehan Akbulut, “Cumhurbaşkanı’nın “Giderlerse gitsinler, biz asistan hekimlerimizle devam ederiz” sözlerinin ardından gelen kadro artımına dikkat çekti.

Uzmanlık eğitimi açısından yıkım, halk sağlığı için vahim sonuçları olacak   ve niteliği göz ardı ederek niceliği önceleyen, sağlığı meta haline getiren anlayışın ürünü olan bu yaklaşımın kabul edilemez olduğunu ve derhal geri çekilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Metehan Akbulut, “Eğitim hakkımıza, mesleğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıkıyoruz. Mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

“ASİSTAN HEKİMLER UCUZ İŞGÜCÜ DEĞİLDİR”

Asistan hekimlerin nitelikli eğitim hakkı, özlük haklarının iyileştirilmesi, kölelik düzeninde çalıştırılmama istemlerine karşı herhangi bir olumlu yanıt verilmediğini hatırlatan Akbulut, “Meslektaşlarımız eğitim alma olanaklarını neredeyse tamamen ortadan kaldıracak, onları ucuz işgücü yapacak bir düzenleme ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu şişirilmiş kadrolar ile hastanelerin kışkırtılmış sağlık talepleriyle artan iş yüküne çözüm bulunmaya çalışılmaktadır. Bilim dışı bu yaklaşımla ne nitelikli eğitim ne de sağlık hakkı gerçekleştirilebilir. Eğitici sayısının yeterli olmadığı yerlere gerekenden daha fazla asistan kadrosu veriliyor. Asistan hekimleri ucuz işgücü olarak görüyorlar. Sayıları artırarak aynı zamanda hastanelerde “Doktor var, tedaviniz yapılıyor” bir şeklinde izlenim vermek istiyorlar” ifadelerini kullandı.

“ORTAYA KONAN ÇÖZÜM KABUL EDİLEMEZ”

Sağlık Bakanlığı’nın 18 Nisan 2022 tarihinde, yapılan son Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) için 12.294 kadro açması ile 6 ay içerisinde  %100’lük artış gerçekleştirilmiş olduğu bilgisini paylaşan Akbulut, “Böylece Sağlık Bakanlığı sağlık ortamında yaşanmakta olan devasa sorunlara nitelik düşünmeksizin niceliksel artışlarla çözüm aradığını bir kez daha açıkça göstermiştir. Bakanlığın sağlık sisteminin gerçek sorunlarını ve çözümlerini dikkate almaksızın, sorumluluk duygusundan ve bilimsellikten uzak popülist bir yaklaşımla, konunun bileşenleriyle ortaklaşmadan ortaya koyduğu çözüm kabul edilemez” dedi.

“FÜTURSUZCA KADRO ARTTIRMA VAR”

Akbulut, Cumhurbaşkanı’nın “Giderlerse gitsinler, biz asistan hekimlerimizle devam ederiz” sözlerinin ardından gelen bu ani, fütursuz kadro artırma yaklaşımının ile tükenme noktasına gelen sorunlara çözüm aranmasının bir itirafı olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

Asistan hekimlerin nitelikli eğitim hakkı, özlük haklarının iyileştirilmesi, kölelik düzeninde çalıştırılmama istemlerine karşı herhangi bir olumlu yanıt verilmemişken, meslektaşlarımız eğitim alma olanaklarını neredeyse tamamen ortadan kaldıracak, onları ucuz işgücü yapacak bir düzenleme ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu şişirilmiş kadrolar ile hastanelerin kışkırtılmış sağlık talepleriyle artan iş yüküne çözüm bulunmaya çalışılmaktadır. Bilim dışı bu yaklaşımla ne nitelikli eğitim ne de sağlık hakkı gerçekleştirilebilir.

“SAĞLIĞI META HALİNE GETİREN BU ANLAYIŞ KABUL EDİLEMEZ”

Ayrıca 12.294 kadronun sadece 239 tanesinin vakıf üniversiteleri adına YÖK’e bağlı olarak, diğerlerinin büyük çoğunluğunun ise Sağlık Bakanlığı adına açıldığı görülmektedir. Bu durum akademik özerklikleri ellerinden alınan, Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında olanakları kısıtlanarak borç batağına sürüklenen üniversite hastanelerinin tamamen Sağlık Bakanlığı’na bağlanması hayallerinin hayata geçirilmesi niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Böylece üniversite hastaneleri temeldeki bilimsel bilgi üretme amacından koparılarak tamamen hizmet hastaneleri haline getirilmek istenmektedir.

Niteliği göz ardı ederek niceliği önceleyen, sağlığı meta haline getiren anlayışın ürünü bu yaklaşım kabul edilemez ve derhal geri çekilmelidir. Eğitim hakkımıza, mesleğimize, toplumun sağlık hakkına sahip çıkıyoruz.

PİRHA/ANTALYA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak