Alevi Haber Ajansi

Ankara’da Tuğluk açıklaması: Yetkilileri hukuka, vicdana uygun davranmaya çağırıyoruz-VİDEO

PİRHA- Avukatların, Aysel Tuğluk için Ankara Adliyesi önünde yapmak istedikleri açıklama polis tarafından engellendi. Adliye kapısından dışarı çıkmaları engellenen hukukçular kapıda sıkıştırıldıkları yerde açıklamalarını okudular. Açıklamada, Ankara Barosu’nun, bir kadın avukat olan Aysel Tuğluk için bugüne kadar sessiz kalması kabul edilemez. Ankara Barosu başta olmak üzere tüm baroları ve Türkiye Barolar Birliği’ni, Aysel Tuğluk ve onun nezdinde tüm hasta mahpusların yaşam hakkını savunmaya davet ediyoruz” denildi.

 

Avukatlar, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) demans teşhisi konulan ve sağlığı giderek kötüye giden Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Avukat Aysel Tuğluk‘un için ‘cezaevinde kalabilir’ raporu verilmesini İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve İzmir’de eş zamanlı basın açıklamaları yaparak protesto etti.

Aysel Tuğluk için Ankara Adliyesi önünde açıklama yapmak isteyen hukukçular polis tarafından engellendi. Adliye polis ablukasına alınırken, gazetecilerin çekim yapmasına da izin verilmedi. Adliyenin ana kapısı polis tarafından kapatıldı.

 “AYSEL’İN SESİNİ DUYURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Dışarıda açıklamaya destek vermek için gelenler ise zorla adliye önünden uzaklaştırıldılar. Polisin zorla uzaklaştırması sırasında duruma ilişkin basına açıklama yapan HDP Ankara İl Örgütü Eş Başkanı Pakize Sinemillioğlu, faşist uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını belirterek; “Aysel Tuğluk asla yalnız değildir. İstedikleri kadar engellesinler. Biz Aysel’in yanında olmaya, sesini duyurmaya devam edeceğiz. Aysel Tuğluk serbest bırakılsın” dedi.

Adliye kapısından dışarı çıkmaları engellenen hukukçular polislerin müdahalelerine rağmen kapıda sıkıştırıldıkları yerde açıklamalarını yaptı. Avukatlar adına açıklamayı Avukat Nurdan Kılıç okudu.

“TUĞLUK, YAKIN DÖNEM SİYASİ TARİHİMİZDE DERİN İZLER BIRAKMIŞTIR”

Kılıç, açıklamasında Aysel Tuğluk’un 5 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunduğunu anımsatarak şunları dile getirdi:

“Sayın Tuğluk, Kürt siyasi partiler tarihinin ilk kadın eş genel başkanı ve eş genel başkanı olduğu Demokratik Toplum Partisi’nin kapatılmasıyla siyaset yasağı getirilen tek kadın milletvekilidir. Siyasetçi olarak, Türkiye halklarının demokratik birlikte yaşamını savunan Aysel Tuğluk aynı zamanda insan hakları savunucusu hukukçu ve İstanbul barosu avukatlarındandır. Emeği, mücadelesi, ödediği bedel, siyasetçi ve insan hakları savunucusu hukukçu olarak yaşamdaki duruşu, yakın dönem siyasi tarihimizde derin izler bırakmıştır.”

“ATK, MUAYENE VE GÖZLEM YAPMADAN RAPOR VERMİŞTİR”

Tuğluk’un hastalığının kronik ilerleyici seyirli ve hapishanede tek başına hayatını sürdürmesini engeller nitelikte olduğunu ifade eden Kılıç, bundan dolayı cezasının infazının ertelenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Yargı tarafından infaz erteleme ve tahliye konularında tek kurum olarak gösterilen ATK’nın, muayene ve gözlem yapmadan Tuğluk’un cezaevinde kalabileceğine dair rapor hazırladığını söyleyen Kılıç; “Bu aşamaya kadar, Aysel Tuğluk’un hastalığının ve cezaevi koşullarının kamuoyuna duyurulmamasının sebebi, Aysel’in kendinden daha ağır durumda olan hasta mahpusların var olduğu ve onların cezaevlerinde kalmaya devam ettikleri süreçte kendisinin ve hastalığının öne çıkarılmaması talebi ve özel ricasıdır. Aysel Tuğluk, insan hakları savunucusu kimliğini bu durumda dahi ön plana çıkarmıştır. ATK’ya sevk kararında, savunma yapıp yapamayacağının tespiti istenmesine rağmen; ATK kendisinden talep edilen hususta bir değerlendirme yapmamış ve Tuğluk’a atfedilen fiillerin meydana geldiği döneme ilişkin olarak ‘cezai sorumluluğunun tam olduğuna’  dair rapor düzenlemiştir” şeklinde konuştu.

 “ATK RAPORUNDA, AYSEL TUĞLUK’LA İLGİLİ SUÇLAMALARA YER VERİLMİŞTİR”

ATK tarafından 25 sayfa olarak hazırlanan ve ayrıntılı değerlendirme yapıldığı algısı uyandıran raporun 16 sayfasının Aysel Tuğluk için bugüne kadar hazırlanan fezleke ve iddianamelerle yapılan yargılama özetlerini içerdiğini belirten Kılıç sözlerine şu şekilde devam etti:

“ATK raporunda Aysel Tuğluk’la ilgili suçlamaların ve suç tarihlerine yer verilmesi, Adalet Bakanlığı’na bağlı kurum olması nedeni ile tarafsız olmadığını göstermesi açısından önemli olduğu kadar kamuoyunun dikkatinin de bu suç iddialarına çekme amacı olduğunu akıllara getirmektedir. Söz konusu suç iddiaları ile cezaevinde olan, Kızılbaş-Alevi, Kürt bir kadın siyasetçi ve insan hakları savunucusu avukatın hastalığının, kurum nezdinde bir önemi olmadığını da göstermesi açısından önemlidir.”

“AYSEL TUĞLUK İÇİN SESSİZ KALMAYALIM”

Baroların, son dönemde sıkça gündeme gelen hasta mahpuslar ve cezaevlerinde ölümler konusunda sessiz kalmamaları gerektiğini de aktaran Kılıç son olarak; “Ankara Barosu’nun, bir kadın avukat olan Aysel Tuğluk için bugüne kadar sessiz kalması kabul edilemez. Ankara Barosu başta olmak üzere Tüm Baroları ve Türkiye Barolar Birliği’ni, Aysel Tuğluk ve onun nezdinde tüm hasta mahpusların yaşam hakkını savunmaya davet ediyoruz. Senelerce kadına yönelik her türlü şiddete karşı ve kadın özgürlüğü için mücadele etmiş bir siyasetçi olarak bugün kendisine yaşatılanlara itiraz ediyor; Aysel Tuğluk’un tahliyesini talep ediyoruz.

Ona yaşatılan bu hukuksuz süreçte imzası olan tüm yetkilileri bir kez daha hukuka, bilime ve vicdana uygun davranmaya çağırıyor; Tuğluk’un tedavisinin insanlık onuruna yaraşır bir şekilde sürdürülebilmesi için bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiğini hatırlatıyor, dayanışma çağrımızı yineliyoruz” dedi.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak