Alevi Haber Ajansi

Ankara’da Rojava’ya dönük saldırılar protesto edildi -VİDEO

PİRHA-Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik saldırılar Ankara’da protesto edildi. Yapılan basın açıklamasında, “Suriye iç savaşının yeni bir sürece evrildiği böylesi bir dönemde, Rojava’nın hedef alınması kabul edilemez” denildi.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Yeşil Sol Parti, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yaptıkları açıklamada; tüm kamuoyunu Rojava’yı hedef alan saldırılara karşı sessiz kalmamaya çağırdı.
“Savaşa karşı barışı savunuyoruz” şiarı ile DEM Parti Ankara İl Örgütü önünde yapılan basın açıklamasında “Savaşa karşı barışı savunuyoruz, sivil katliamlara dur de!” yazılı pankart açılırken “Bijî berxwedana Rojava”, “Rojava halkı yalnız değildir”, “Rojava’ya düşene dövüşene bin selam” sloganları atıldı.
Ortak açıklamayı kurumlar adına DEM Parti İl Eş Başkanı Tatlıgül Gül okudu.

“SUÇLARIN HESABI ELBET BİR GÜN SORULACAKTIR “

“2015 ve 2016 yıllarında sokağa çıkma yasağı adı altında uygulamaya konulan kent ablukaları dönemi bu topraklarda en büyük hukuksuzluklar, insan hakları ihlalleri ve vahşet tablolarından biri olarak tarihe geçmiştir” diyen Tatlıgül Gül, “Kent ablukalarının yıldönümü nedeniyle Taybet İnan, Seve Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar, Mehmet Tunç, Asya Yüksel, Cemile Çağırga ve Rozerin Çukur şahsında ablukalarda yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımızı buradan bir kez daha anıyoruz. Bu suçların hesabı elbet bir gün siyaset ve uluslararası hukuk nezdinde sorulacaktır” dedi.

“SURİYE VE ROJAVA’NIN DEMOKRATİK GELECEĞİ İÇİN TARİHİ BİR FIRSATIN KAPISI ARALANDI

Rojava ve Suriye için her zamankinden daha fazla demokratik bir zeminde diyaloğa ve çözüm getirecek politikalara ihtiyaç olduğunun altını çizen Gül, şunları söyledi:
“Arap Baharı’nın başladığı ilk günden bu yana önemli gelişmelere yaşandığı Ortadoğu coğrafyası, Suriye’de yaşanan son gelişmelerle beraber tarihi bir dönemecin eşiğine girdi. 60 yılı aşan bir süreçtir bölgenin otoriter güçlerinden biri olan Baas Rejimi’nin düşmesi, Ortadoğu halklarının tanıklık ettiği tarihi gelişmelerin sonucu olarak dikkat çekiyor. Esad iktidarının düşmesiyle birlikte 2011 yılından bu yana devam eden Suriye iç savaşı için yeni bir sürecin kapısı aralandı. 8 Aralık itibariyle birlikte Suriye ve Rojava halklarının demokrasi ve özgürlük taleplerini yok sayan otoriter bir yönetimin varlığı son buldu. Böylelikle Suriye ve Rojava’nın demokratik geleceği için tarihi bir fırsatın kapısı aralandı. Yıllardır, savaşın etkilerini ve sonuçlarını tüm yönleriyle yaşayan Rojava ve Suriye halkları için artık çözümün inkar ve savaş siyasetiyle değil, dialogla sağlanabilmesi adına tarihi fırsat söz konusudur. Ancak, böylesi bir süreçte Rojava’ya yönelik saldırılar devam etmektedir. Özellikle de 27 Kasım tarihinden itibaren Rojava’nın hedef alınıyor olması çözüm tartışmalarını baltaladığı gibi, Suriye krizini daha da derinleştiriyor. Baas rejiminin düşmesinin ardından, Suriye iç savaşının yeni bir sürece evrildiği böylesi bir dönemde, Rojava’nın hedef alınması kabul edilemezdir.”

“SURİYE HALKLARININ GELECEĞİ TEHDİT EDİLİYOR”

Saldırılarla hedefe alınanın, Rojava’nın demokratik yaşam modeli olduğunu belirten Gül, “Ayrıca saldırıların hedefinde ulus-devlet kodlarına karşı enternasyonalist mücadele ruhu, demokratik yaşam modeli ve kadın devrimi yer almaktadır.
Rojava’nın hedef alınması sadece Kürt halkının değil Suriye halklarının da geleceğini tehdit ediyor. Özellikle IŞİD artığı çetelerin Alevilere, Ezidilere, Süryanilere ve diğer inançlara yönelik soykırım tehlikesi ortadayken, tüm halkların demokratik ve eşit bir şekilde birlikte yaşamının mümkün olabileceği modelin hedef alınması tüm halkları çözümsüzlüğe itmektedir.
Rojava’da inşa edilen yeni yaşam modeli bugün Ortadoğu’da yaşanan krizlere karşı çözümün yegane adresidir. Şunun vurgulamak isteriz ki; dün susmadık bugün de susmayacağız. En güçlü şekilde Rojava’yı savunmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtmek isteriz” diye ekledi.

“SALDIRILARA KARŞI ÇIKIP, BU SUÇA ORTAK OLMAMAK GEREKİR”

Rojava’nın hedef alınmasının halkların özgürlük ve demokrasi taleplerinin hedef alınması olduğunun altını çizen Tatlıgül Gül, şu ifadelere yer verdi:
“Rojava’ya sahip çıkmak, savaş ve soykırım politikalarının karşısında durmak sadece Kürt halkının değil, Türkiye ve dünya halklarının da sorumluluğundadır.
Çünkü, Rojava’nın hedef alınması halkların özgürlük ve demokrasi taleplerinin hedef alınmasıdır. Rojava’nın hedef alınması aynı zamanda ortak ve özgür eş yaşama yönelik bir darbedir. Böylesi bir modeli hedef alan siyasi anlayışlara karşı durmak tarihi bir görev ve sorumluluktur.
Bu doğrultuda tüm demokrasi güçlerini ve uluslararası kamuoyunu Rojava’yı hedef alan saldırılar karşısında sessiz kalmamaya, savaş karşıtlığına ve özgürlük mücadelesine ses olmaya davet ediyoruz. Saldırılara karşı çıkıp, bu suça ortak olmamak gerekir. Bu temelde, İŞİD barbarlığına karşı başta kadın ve çocuklar olmak üzere Suriye halklarını koruyan Rojava’ya sahip çıkmak esas alınmalıdır ve bu doğrultuda somut adımlar atılmalıdır.”

“ÖZGÜR BİR YAŞAM MODELİNE SAHİP ÇIKALIM”

Katliamlara karşı sessiz kalmamak ve mücadele alanını büyütme çağrısı yapan Gül, “Rojava’ya dönük gerçekleşen her saldırıya, yaşanan her katliama karşı sessiz kalmak, yaşanan savaş suçlarına zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle, çağrımız herkesedir; mücadele ve direniş hattını yaşamın her alanında büyütelim ve geleceğimiz için demokratik ve özgür bir yaşam modeline sahip çıkalım!” ifadelerinde yer verdi.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak