PİRHA-Basın emekçileri, tutuklu gazeteciler Dicle Müftüoğlu, Abdurrahman Gök ve Sedat Yılmaz için Ankara’da Sincan Cezaevi Kampüsü önünde açıklama yaptı.
Tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Abdurrahman Gök, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ve MA Editörü Sedat Yılmaz’ın duruşmaları önümüzdeki hafta başlayacak.
MA editörü Abdurrahman Gök’ün 2’nci duruşması, 5 Aralık’ta Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Müftüoğlu’nun ilk duruşması 7 Aralık’ta Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Yılmaz’ın ilk duruşması ise, 14 Aralık’ta Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DGF), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MGK) ve DİSK Basın İş, konuya ilişkin bir çok ilde basın açıklamaları yapıyor.
Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü’nde yapılan açıklamaya çok sayıda gazeteci, siyasi parti temsilcileri ve kurum temsilcisi katıldı.
Kurumlar adına basın metnini Turgut Dedeoğlu okudu.
“MÜCADELE ETMEYİ GÖREVİMİZ OLARAK GÖRÜYORUZ”
Ülkede can alıcı sorunların başında basın özgürlüğünün olduğunu söyleyen Dedeoğlu, “Tutuklu gazetecilerin durumu maalesef ki kangrenleşen bir sorun olarak önümüzde durmaya devam ediyor. İktidarın ötekileştirme politikaları sonucu yandaş olmayan kimseye yaşam şansı tanımama yaklaşımı sorunu daha da katmerleştirmektedir” dedi.
Dedeoğlu, Gazetecilerin özgür çalışma ortamından yoksunluğundan tutalım, bir tweet attı diye derdest edilmesine, sokak gösterilerinde gazetecinin darp edilmesinden yayın organlarının sansürlenmesine kadar neredeyse her alanda gazeteciye yaşam şansı tanınmıyor. Mevzu Kürt gazeteciler ve Özgür Basın olunca baskı dozajı daha da arttırılarak adeta boğdurulmaya çalışılmakta, gerçeklerin üzerini kapatma uğraşı içerisine girilmektedir. İçinde bulunduğumuz Aralık ayında onlarca gazeteci yine adliye koridorlarında olacak, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hâkim karşısına çıkacaklar. Yargılanan gazeteciler içerisinde tutuklu meslektaşlarımızın durumu son derece acil ve yakıcıdır. Çünkü onlar her yönüyle özgürlüklerinden mahrum bırakılmışlardır. Sadece bu da değil, onların üzerinden bir bütün olarak basın ve medya organlarına gözdağı verilmektedir. Bu nedenle tutuklu arkadaşlarımızla dayanışma göstermeyi ve onların özgürlüklerine kavuşması için mücadele etmeyi öncelikli görevimiz olarak görmekteyiz” diye konuştu.
“İYİ GAZETECİLİK YAPTIKLARI İÇİN TUTUKLULAR”
Dedeoğlu, tutuklu gazetecelerin gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandığını hatırlattı. Dedeoğlu, şunları ekledi:
“Aralık ayının en dikkat çeken davaları da aylardır hapishanede, özgürlüklerinden yoksun bırakılan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ile Mezopotamya Ajansı editörleri Sedat Yılmaz ile Abdurrahman Gök’ün görülecek duruşmalarıdır.
İlk olarak Abdurrahman Gök 5 Aralık günü Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. 7 Aralık günü ise DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu’nun duruşması yine aynı mahkemede görülecek. Son olarak Sedat Yılmaz 14 Aralık’ta Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.
Yaptıkları haberler ve gazetecilik faaliyetleri suç sayılan gazeteci arkadaşlarımız, kamuoyu tarafından yakından tanınan, kamuoyunda ses getiren haberlere imza atmış gazetecilerdir. Zaten arkadaşlarımızın bu nedenle cezalandırıldıklarını düşünüyoruz. Yani iyi gazetecilik yaptıkları için… Ayrıca baskılara boyun eğmeyen bir gelenekten gelen Özgür Basın emekçileri olmaları, onları direkt hedef haline getirmektedir.
Oysa ki dünyada iyi gazetecilik yapanlar ödüllendirilir, herkes tarafından takdir görürler, el üstünde tutulurlar. Nitekim DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu merkezi Hollanda’da bulunan uluslararası bir kuruluş olan Free Press Unlimited tarafından “En dirençli gazeteci” ödülüne layık görüldü. Ama maalesef Türkiye’de iyi gazetecilik yaptığınız zaman mekanınız hapishane oluyor. Bu yetmiyor, engelleniyorsunuz, sansürleniyorsunuz, darp ediliyorsunuz, hakkınızda soruşturmalar/davalar açılıyor, cezalandırılıyorsunuz. Tutuklu üç arkadaşımız haricinde sadece Aralık ayı içerisinde 40 gazetecinin hakim karşısına çıkıyor olması anlatmak istediğimiz bu gerçekliği doğrular niteliktedir.”
“HERKESİ DİYARBAKIR CEZAEVİNE BEKLİYORUZ”
“Basına yönelik bu baskıların son bulmasını istiyoruz” diyen Dedeoğlu, halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler olarak, bu kötü gidişatı kabul etmiyoruz. Gazetecilerin tutuklanmasını, basın ve medya organlarının baskı altına alınmasını, sansürlenmesini, susturulmasını reddediyoruz. Gazetecilerin sefalet koşullarına mahkûm edilip, bu yetmezmiş gibi işsiz bırakılmasını derin bir sömürü olarak değerlendiriyoruz. Kamuoyunda “Sansür yasası” olarak bilinen “Dezenformasyon yasası” gibi kanuni düzenlemelerle sansürün hayatın her alanına hâkim kılınmasını istibdat rejimlerinin bir yöntemi olarak görüyoruz. Tüm bunları reddederken, öncelikli olarak gazetecilere özgürlük talep ediyoruz. Belirttiğimiz tarihlerde duruşmaları görülecek olan Dicle, Sedat ve Abdurrahman’ın bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz. Bunun gerçekleşebilmesi için de başta gazeteci meslektaşlarımız olmak üzere, ulusal ve uluslararası basın meslek örgütleri ile tüm demokratik kurum, kuruluş ve kamuoyuna gazetecilerle dayanışma çağrısında bulunuyor, herkesi her üç arkadaşımızın duruşmalarının görüleceği Diyarbakır Adliyesi’ne bekliyoruz” diye ekledi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.