PİRHA- DAD Ankara Şubesi Ana Fatma Cemevi Eş Başkanı Mustafa Karabudak, depremin ardından Mamak’ta bulunan siyasi parti ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte yerelde bir dayanışma ağı kurduklarını belirterek, “Şu an hem bölgenin ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz hem de şehrimize gelen canlarımıza burada barınma, sağlık, gıda, giyim konusunda çabalıyoruz” dedi.
Maraş merkezli yıkıcı depremlerin ardından hemen organize olan Alevi kurumları depremzedelerle yardım ve dayanışma ruhuyla hareket etmeye devam ediyor.
Demokratik Alevi Derneği (DAD) Ankara Şubesi Ana Fatma Cemevi Eş Başkanı Mustafa Karabudak, depremin ardından Mamak halkıyla birlikte yaptıkları dayanışma faaliyetlerini anlattı.
Karabudak, depremi öğrendikleri andan itibaren bölgeye gidenlerden yaşananlara dair haber almaya çalıştıklarını ve oradakilerin aktarımı doğrultusunda yardım toplamaya başladıklarını söyledi.
Mamak’ta bulunan siyasi parti ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte yerelde bir dayanışma ağı kurduklarını da ifade eden Karabudak, depremin yıkıcı etkisinin atlatılmasının uzun zaman alacağını, bundan dolayı yardımların toplanmaya devam edeceğini ve ihtiyaçlar doğrultusunda kademeli olarak bölgeye gönderileceğini belirtti.
Karabudak, duyarlı herkesin elinden geldiğince yardım etmesi çağrısında da bulundu.
“AFETLER OLABİLİR AMA BUNU KATLİAMA ÇEVİREN İKTİDARLARDIR”
Depremin sonrasında yaşanan gelişmelere dair değerlendirmelerde de bulunan Karabudak, şunları dile getirdi:
“6 Şubat Pazartesi günü bir felaketle uyandık. Bölge tamamen yerle bir olmuş durumda. Doğal afetler muhakkak olacaktır, depremler, seller… Doğanın bir kanunudur. Ama bunu katliama çeviren iktidarlardır, çarpık kentleşmedir, rant hırsıdır. İktidar birçok konuda yetersiz kaldı. Bir haftayı geçti insanlar hala enkaz altında; halk, kendi imkanlarıyla enkaz altındaki canları kurtarmaya çalışıyor. Depremin olacağı devlet tarafından biliniyordu. Buna rağmen rant hırsıyla o bölgede adeta kağıttan evler inşa ettirmeye, bu inşaatlara izin vermeye devam ettiler. Bu kadar açık olmasına rağmen felaketten sonra zamanında müdahale edilseydi çoğu canımız kurtulacaktı. Ancak ilk anda müdahale etmeyi dahi geçin, insanlar devletin ihmalinden kaynaklı kan kaybından, soğuktan, ekiplerin yetersizliğinden hayatlarını kaybettiler.
“HEM BÖLGEYE YARDIM GÖNDERİYORUZ HEM DE BÖLGEDEN GELENLERİN İHTİYACINI KARŞILIYORUZ”
Biz de Ana Fatma Cemevi DAD Ankara Şubesi olarak ilk gün, Pazartesi akşamı Mamak genelinde faaliyet yürüten tüm siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerini toplantıya çağırdık. ‘Mamak afet dayanışma’ ağı kurduk. Bir planlama yaptık. Organize bir şekilde ertesi gün bölgedeki kriz koordinasyonundaki arkadaşlarla iletişime geçip ihtiyaçları doğrultusunda sevkiyat yaptık. Şu an hem bölgenin ihtiyacını karşılamak hem de şehrimize gelen canlarımıza burada barınma, sağlık, gıda, giyim konusunda çabalarımız devam etmektedir. Önümüzde uzun ve zorlu bir süreç vardır. Xızır ayındayız, Haq Xızır cümlemize yardım etsin.”
“DEPREMİN OLDUĞU BÖLGELERİMİZ SAHİPSİZ DEĞİLDİR, BİR GÜN GERİ DÖNÜLECEKTİR”
İktidarın bu felaketi “fırsata” çevirmeye çalıştığını belirten Karabudak, “Amaçları zaten halkı yerlerinden, köklerinden koparıp sürgün etmek, göçe zorlamaktır. Depremle birlikte insanlar haklı olarak kendilerini korumak için başka şehirlere gitmek zorunda kaldı. Bizlere düşen görev, darda zorda kalan canlarımıza kapılarımızı açmak, lokmalarımızı paylaşmaktır. İlerideki süreçte kendi topraklarına geri dönmeye, sahip çıkmaya ikna etmeliyiz insanlarımızı. Depremin olduğu bölgelerimiz sahipsiz değildir, bir gün geri dönülecektir, tarihi yaşatılacaktır” dedi.
“MİLİTER GÜÇLER GÖNÜLLÜ YARDIM ÇALIŞMASI YÜRÜTENLERE ENGEL OLDU”
Mustafa Karabudak şöyle devam etti:
“Devlet afet dönemlerinde gıda, kurtarma, ilk yardım, barınma görevini bir kenara bırakarak kolluk kuvvetlerini, militer güçlerini bölgeye yönlendirerek yardım etmek yerine gönüllü çalışma yürütenlere de engel oldu. Her bölgeden ilk andan beri herkes kendi gücü oranında, kendi imkanlarıyla gerekli katkıyı sunmasına rağmen şehrin çıkışlarında veya girişinde araçlara müdahale edilmektedir. Buradaki amaç kendi yetersizliklerinin üzerini örtmektir. Bu bölgelerdeki halkı bile isteye sahipsiz bırakmak, ölüme mahkum etmektir.
“‘YAĞMACI’ DİYEREK LİNCİ, İŞKENCEYİ, KATLİAMI MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Mülteciler özellikle sosyal medyada, devlet eliyle oluşturulan algıyla birlikte hedef haline getirilmişlerdir. Bu, yaralı öfkeli halkın tepkisini devletten uzağa çekme çabasıdır. Bu ev diye mezarları yapan müteahhitler kelepçe bile takılmadan gözaltına alınırken, hiçbir hesap sorulmazken, ırkçılığı körüklemek devletin kaçış şeklidir. Ayrıca “Yağmacı” diyerek linci, işkenceyi, katliamı meşrulaştırma çabalarının altında bölgedeki yurtsever halka saldırma planı vardır. Olağanüstü hal şartlarını da bahane ederek, orada bir katliamı örgütlemek ve insanları kendi bölgesinden uzaklaştırma planıdır.”
İHTİYAÇLAR
Mamak Afet Dayanışma Ağı’nın yayınladığı ihtiyaçlar listesinde şunlar yer alıyor:
Deprem bölgesine gidecek ihtiyaç listesi; Kuru gıda, konserve, hijyen malzemesi, kadın pedi, çocuk bezi, bebek maması, ısınma araçları.
Deprem bölgesinden Ankara’ya gelenler için hazırlanan ihtiyaç listesi; Kıyafet, bebek bezi, kadın pedi, hijyen malzemeleri, ev eşyaları, barınacak evler.
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.