Alevi Haber Ajansi

Reklam

Ankara’da 1 Mayıs’ta ‘Güzel günler göreceğiz’ mesajı- VİDEO

PİRHA-Ankara’da 1 Mayıs binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. İşçiler, kamu emekçileri, hekimler, mimar ve mühendisler, kadınlar, gençler, siyasi partiler özellikle OHAL’e tepki gösterdi. 24 Haziran seçimleri öncesi mesajların verildiği 1 Mayıs’ta “Güzel günler göreceğiz” denildi.

Ankara Tabip Odası, TMMOB, DİSK, Genel İş Sendikası, Eğitim Sen ve Türk İş’in aralarında bulunduğu birçok meslek örgütünün ve sendikaların Ankara’daki 1 Mayıs İşçi Bayramı mitinginin adresi bu yıl Tandoğan Meydanı’ydı.

Ankara’daki miting alanında sabahın erken saatlerinden itibaren yoğun güvenlik önlemleri alındı. Alana çantayla girişe izin verilmeyen miting için emekçiler Atatürk Kültür Merkezi önünde toplanmaya başladı.

‘DOLAR 4, EURO 5, BENZİN 6 TL’ PANKARTI

‘Demokrasi istiyoruz’, ‘Patronları değil çocukları koru’, ‘Dolar 4, Euro 5, Benzin 6, Yaz Okulu 519 TL’, ‘Savaşa Değil Eğitime Bütçe’, ‘Gazetecilik Suç Değildir’ pankartlarının açıldığı eylemde oluşturulan kortej Tandoğan Meydanı’na doğru sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti.

Ankara Tandoğan’da ünlü İspanyol dizisi ‘La casa de papel’e atıf yapan afiş de vardı. Ankara Üniversitesi öğrencileri ünlü İspanyol dizisi ‘La casa de papel’ maskeleri eşliğinde Ankara’daki 1 Mayıs’a katıldı. ‘Koş Yoldaş Koş Arkanda Eski Dünya Var’ pankartı açan öğrenciler sloganlar eşliğinde alana giriş yaptı. 

Ankara Valiliği’nin açıklamasında olduğu gibi sırt çantalarına izin verilmedi. Sadece kol çantalarına izin verilirken elinde gazete, powerbank, parfüm şişesi vb. çeşitli eşyalarla giriş yapanlara engel çıkarılması tepkilere neden oldu.

Yürüyüşün en önünde DİSK ve KESK’e bağlı sendikalar, ardından TMMOB ve Ankara Tabip Odası yer aldı. Sendika ve meslek odaları “İnsanca bir yaşam, emek demokrasi ve özgürlük için yaşasın 1 Mayıs. Biji Yek Gulan”, “Güzel günler göreceğiz” ortak pankartıyla yürüdü.  DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş “Ekmeğimizi kazanırken hayatımızı kaybetmeyeceğiz” pankartı ile ile alana girerken, Sosyal-İş Sendikası kitabevi ve yayınevi çalışanlarına birleşme çağrısında bulundu.

Bu yıl Arkadaş Kitabevi’nde çalışan işçiler Sosyal-İş’e üye oldukları için işten atılmış ve direnişe geçmişlerdi. DİSK üyesi işçiler “Yaşasın iş, ekmek, özgürlük mücadelemiz”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları attı. Taşeron işçilerinin ayrımsız kadro talebi de alana yürüyüşte özellikle vurgulandı.

TÜRK-İŞ 1 MAYIS’TAN ÇEKİLDİ

Türk-İş’in 1 Mayıs tertip komitesinden çekilmesi mitinge işçi katılımını etkiledi. Ancak Türk-İş’e bağlı Tümtis, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Tez-Koop-İş sendikaları mitinge katıldı. Türk-İş’in 1 Mayıs’a katılmamasına rağmen Türk-İş üyesi bazı işçilerin 1 Mayıs’a katıldığı görüldü. Petrol-İş Sendikası Ankara Şubesi ise sendika binası önünde 1 Mayıs açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada Türk-İş’in tutumuna tepki gösterildi. Ancak Türk-İş’in katılmamasına rağmen mitinge katılım kitleseldi. G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu da “Gazetecilik suç değildir” pankartıyla cezaevindeki gazetecilere özgürlük istedi.

“KARANLIK BİR REJİMİN KURULMASINI DURDURACAĞIZ”

DİSK Ankara Bölge temsilcisi Tayfun Görgün konuşmasına 77 1 Mayıs’ında, Maraş’ta, Çorum’da, Madımak’ta, Haziran direnişinde, Suruç, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda katledilenleri, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçileri, kadın cinayetlerinde katledilen kadınları anarak başladı. Bütün dünyada işçilerin, emekçilerin, halkların bugün alanlara çıktığını belirten Görgün, bütün dünya işçi, emekçi ve halklarını selamladı.

Bu düzenin kimin çıkarına ve kimin zararına olduğunun 20 Temmuz’da ilan edilen ve  iki yıldır devam eden OHAL koşullarında daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Görgün, grevlerin yasaklandığını, sendikal hak ve özgürlüklerin yok sayıldığını belirtti. Görgün, bu düzenin işsizlerin “Geçinemiyoruz” çığlıkları yükselirken, işsizlik fonlarının patronlara aktarıldığı, herkesin işsiz kaldığı, her yıl iki binden fazla işçinin öldürüldüğü bir düzen olduğunu belirtti. Görgün konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hukukun yerini fermanların, liyakatın yerini sadakatin aldığı bir düzen bu düzen. Çocuk gelinlerin, çocuk işçilerin her geçen gün arttığı bir düzendir. Ama bizler bu düzenden daha güçlüyüz. Tek Adamdan büyük milyonlar var. Bu düzene itirazı olan bizler, adalete hasret milyonlarız. Bu meydandan söz veriyoruz. Karanlık bir rejimin kurulmasını durduracak, yeni bir düzeni emekçi ellerimizle yeniden kuracağız Güzel günler göreceğiz.  Yitirdiklerimize sözümüz olsun. Biz kazanacağız. Yaşasın 1 Mayıs. Biji yek gulan. Birlik, mücadele yolumuz açık olsun.”

OHAL’İN GÜLÜ PATRONA, DİKENİ EMEKÇİYE

Tertip Komitesi Başkanı Sultan Saygılı da “İşçilerin hak arayışlarının, grev haklarının, OHAL gerekçesiyle engellendiği, bunun bir başarıymış gibi, iktidar tarafından sermaye sınıfına anlatıldığı bir dönemdeyiz. İşverenler için gül bahçesi haline getirilen düzen, işçiler için dikenli tarla haline getirilmiştir. TTB ve KESK genel merkez yöneticilerinin tutuklanması, sendika yöneticilerine yönelik baskı ve gözaltılar iktidarın bu planlarının bir parçasıdır” dedi.

KHK’ler ile Anayasa ve yasaların yok sayıldığını belirten Saygılı, “Siyasetçiler, gazeteciler, öğrenciler, sendikal mücadele yürütenler tutuklanıyor. Belediyelere kayyumlar atanarak halkın iradesi yok sayılıyor. Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkına yönelik saldırılar artıyor” diye konuştu.

KADIN CİNAYETLERİ, ÇOCUK İSTİSMARI, EĞİTİM SİSTEMİ…

İşsizliğin faturasının kadınlara yıkılmak istendiğini ifade eden Saygılı, “Kadınlar, bir yanda güvencesizliğin, yoksulluğun ve işsizliğin, diğer yanda şiddetin türlü biçimlerine her gün daha fazla maruz kalıyor. OHAL bahanesiyle en temel hakların kullanılamaz hale getirildiği koşullarda, barış sözcüğü yasak edilirken, çocuk istismarcılarını kurtarmak için rıza yaşını 12’ye düşüren yasalar hazırlanıyor. Kadınlara ve LGBTİ’lere yönelik taciz, tecavüz ve katliamların korkunç boyutlara ulaştığı bir süreçte, Diyanet tarafından sürekli olarak kadınları ve kız çocuklarını hedef alan fetvalar yayınlanıyor” dedi.

Eğitim sistemi yaz-boz tahtasına dönüştürülerek, dayatmacı eğitim ile çocukların geleceği üzerinde oyunlar oynandığını belirten Saygılı; demokratik, laik, bilimsel, ana dilinde, kamusal eğitimin yerini itaatkar, tekçi, cinsiyetçi ve paralı eğitime bıraktığını kaydetti. Saygılı, performans dayatması ile iş güvencesine yönelik tehditlerin her alanda yaygınlaştırıldığını söyledi.

“GÖZLERİNİ ŞEKER’E DİKTİLER”

Saygılı, hem “yerli ve milli” olmakla övünüldüğünü hem de halkın birikimlerinin ürünü kamu kurumlarının yok pahasına sermayeye peşkeş çekildiğini belirtti. Saygılı, “Özelleştirme rekoru kıranlar, ülkeyi temel gıda ürünlerinde bile dışarıya bağımlı hale getirenler, gözünü şimdi de şeker fabrikalarına dikiyor. Şeker fabrikalarında çalışan işçiler, memurlar, pancar küspesinden faydalanan çiftçiler başta olmak üzere yüz binlerce insan yok sayılıyor” dedi.

“MÜCADELEYİ BÜYÜTMELİYİZ”

Saygılı, her türlü baskı ve sindirme çabasına rağmen alanlarda olmaktan, söz söylemekten geri durmayacaklarını belirterek, “Baskılarınız, bizleri yıldırmaya yetmedi, gelecek güzel günlerin ‘ne kadar gerekli’ olduğunu hatırlattı, mücadele azmimizi büyüttü” dedi.

Miting Grup Kibele’nin söylediği ezgiler eşliğinde çekilen halaylarla son buldu. (HABER MERKEZİ)

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak