PİRHA –Newroz için Ankara’da bir araya gelen yüzlerce yurttaş, halaylar çekerek cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerine kulak verilmesini talep etti.
Ankara kolej meydanında bir araya gelen yurttaşlar Newrozu coşkuyla karşıladı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı kutlamalarda polisler, parti bayrakları haricinde hiçbir afiş ve dövizin alana alınmasına izin vermedi.
Açlık grevinde olan DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in fotoğrafının asıldığı sahnede ilk olarak Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri adına Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Dev Maden sen Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, Newroz ortak metnini okudu.
“Newroz, bir diriliştir. Newroz, canlanan hayat, bereket ve baharın geliş müjdesidir. Barışın, onurun, ekmeğin halayıdır” diyen Görgün, Ortadoğuda süren savaşlar nedeniyle Newroz bayramının mutluluk içerisinde geçmediğini belirterek şunları söyledi:
“AÇLIK GREVLERİ ENDİŞE VERİCİ NOKTAYA GELDİ”
“Ne var ki, bu gün bayramımız pek mutlu değil. Baharımız da günlük güneşlik değil. Bugün eğer dünyanın sayısız coğrafyasında, özellikle insanlığın beşiği olan Ortadoğu’da halkları birbirine kırdıran cihatçı çeteler tarafından kadın ve çocuklara özellikle Alevi ve Ezidi kadınlara uygulanan vahşet varken, İşçiler, emekçiler, halklar yokluk ve açlık içinde kıvranıyorken bayramlarımız nasıl mutlu olabilir.
Dillerin, inançların, renklerin özgür olmadığı; düşünce ve ifade özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı, hapishanelerin gazeteciler, siyasetçiler, avukatlar ve akademisyenlerle dolu olduğu, işçilerin grevlerinin yasaklandığı, neredeyse saat başı sayısız işçinin ‘iş kazası’ adı altında katledildiği, KHK’lar ile yüz binlerce kamu emekçisinin işten atıldığı bir ülkede baharımız nasıl günlük güneşlik olur.
Bugün, milliyetçiliği körükleyerek ciddi bir toplumsal kutuplaşma ve nefret çarkı yaratılmaya çalışılmaktadır. Rant ve baskı rejimini ayakta tutmak için ülkenin kaynakları açık ve örtülü ödeneklerle heba edilmektedir.
Yaratılan çatışmacı, ırkçı, talan ve soygun sistemi ile ayakta kalma şansı bulunmayan bu çılgın politikanın çıkmaz bir yol olduğu ortadadır. Üstüne üstlük, patates, soğan, patlıcan fiyatlarının mermi fiyatlarıyla karşılaştırılması, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir üslubun seçimlerin tek propaganda dili haline gelmesi geleceğimizi de karartmaktadır.
Bundandır ki; Halkların özgürlüğüne, eşitliğine ve dayanışmasına katkı sunacak, baskıcı politikalara karşı, geleceğimizi birlikte inşa etmek, kentlerimizi de, kendimizi de birlikte yönetmek için, daha çok yerel demokrasi, daha çok renk, daha çok doğa, daha çok emek diyoruz.
Cezaevlerinde bütün siyasi tutsakların insani ve tümüyle hukuksal taleplerini dile getiren açlık grevleri sürmektedir. İçeride ve dışarıda toplumun büyük bir kesimine ağırlaştırılmış bir tecrit uygulanmaktadır. Bu tecritle birlikte emek ve meslek örgütlerinin demokratik taleplerine sokağın yasaklandığı, demokratik hak ve hukukun kendisini ifade edemediği ortadadır.
İnsani açıdan da endişe verici bir noktaya varan bu durumun daha fazla can kaybı olmadan bir sonuca varılması beklentimizdir, dileğimizdir.
İçinde bulunduğumuz durumdan çıkışın yolu öncelikle başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunlar barışçıl ve demokratik bir biçimde ele alınmalı; çatışmacı ve kutuplaştırıcı dil derhal terk edilmelidir.
Umarız ki bayramlar barışa, hoşgörüye, yaşanabilir bir dünyaya, huzura vesile olsun”
Ortak metnin okunması ardından HDP Belediye Meclis Üyeleri ile Çankaya ilçe belediye başkan adayı Filiz Kerestecioğlu sahneye çıkarak halkı selamladı.
Kerestecioğlu, iki yıl önce Diyarbakır Newrozunda bir polis görevlisi tarafınca öldürülen Kemal Korkut’un fotoğrafının alana alınmamasına tepki göstererek “Kemanından başka bir silahı olmayan Kemal’i öldürdükleri için rahatsız mı oluyorlar?” dedi.
“BARIŞ ANITINI DİKMEYE GELİYORUZ”
Kerestecioğlu, “Halkları birbirine düşürenler her zaman karşılarında Kawa gibi mücadeleci insanlar bulmuşlardır” diyerek şöyle devam etti:
“Emekçi, köylü olan Demirci Kawa, nasıl ki zalim Dehak’a karşı direndiyse siz de bugün bu meydanda Dehak’ın karşısına dikildiniz. Leyla Gücen 138 gündür açlık grevinde. Barışçıl bir talepte bulundu sadece. Düşmanlık ikliminin kalkması için tecridin kalkması ve diyaloğun gerekli olduğunu söyledi. Gençler hayatını kaybetmesin istiyoruz. Tecride son verip bu çığlığa kulak verin diyoruz. Sadece TC kanunlarını uygulayın diyoruz. Bizler yaşayarak bunun mücadelesini yürüteceğiz. Ve diyoruz ki Ankara garında kaybettiğimiz yoldaşlarımızın anısına barış anıtını dikmek için geliyoruz. İnsanlar özgürce yaslarını tutabilsinler. Hatta insanlar artık yas tutmasınlar, yüzleri gülsün, umutlarını yaşasın istiyoruz.”
“KÜRT MARŞI ÇALAMAZSINIZ”
Konuşmalar ardından yurttaşlar, sahne alan Koma Gulen Xerzan’ın ezgileri ile halaylar çekti. Grup üyelerinin Hernepeş adlı marşı okuduğu esnada emniyet güçleri “Kürt marşı çalamazsınız” diyerek ses sistemini kapattı.
İlkay Akkaya ve Yasemin Göksu’nun da sahne aldığı Ankara Newrozu hep birlikte okunan ezgiler ve çekilen halaylar ardından sona erdi.
PİRHA / ANKARA
1
Yoruma kapalı.