PİRHA-Ankara Kadın Platformu, Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Nagihan Akarsel’in katledilmesine ilişkin açıklama yaparak “İran’da Mahsa Amini’yi, Süleymaniye’de Nagihan’ı katleden zihniyetin aynı olduğunu biliyoruz” denildi.
Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi, akademisyen Nagihan Akarsel’in Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilmesine bir tepki de Ankara Kadın Platformu’ndan geldi.
Mor Mekan’da yapılan basın açıklamasında Jîna Mahsa Amini ile Nagihan Akarsel’in fotoğrafları bir arada taşındı. Kadınlar ayrıca açtıkları pankartta “Jin, Jîyan, Azadî diyenler susmayacak” mesajını verdi.
“JİN JİYAN AZADİ DİYENLER ASLA SUSMAYACAKLAR”
Ankara Kadın Platformu adına okunan metinde “Nagihan’a sıkılan kurşun tüm kadınlara ve kadın mücadelesine sıkılmıştır” denilerek şu ifadelere yer verildi:
“Nagihan Akarsel isyanımızdır!
Günlerdir dünyanın her yerinde biz kadınların öfkesi ve isyanı katlanarak büyüyor. Erkek devlet şiddeti bir arkadaşımızı daha bizden kopardı.
Yeni bir dünya mümkün diyerek kadın özgürlük mücadelesine olan büyük inancıyla ömrünü kadınların sesini tüm dünyaya duyurmaya adamış Jineoloji Dergisi editörü Nahihan Akarsel’in dün sabah Süleymaniye’de kirli bir suikastle katledilmiş olmasını büyük bir üzüntü ve öfkeyle öğrenmiş bulunuyoruz.
Nagihan, ömrünü özgür basında gazeteciliğe ve kadın haberciliğine adamış, her türlü zulüm ve baskıya rağmen kadınların hakikatini yazmaktan bir an olsun vazgeçmemiş, duruşu ve mütavaziliği ile herkese ilham olmuş bir arkadaşımızdı. Türkiye’de maruz kaldığı yargı şiddeti ve baskılar nedeniyle Süleymaniye’ye geçmek zorunda kalmış ancak kadınlar için üretmekten yazmaktan bir an olsun vazgeçmemişti.
Öfkemiz de acımız da büyük. Günlerdir Türkiye’de İran’da ve dünyanın her yerinde yaşam hakkımızı, özgürlüğümüzü savunmak için çıktığımız sokaklarda devlet şiddeti, baskı ve gözaltılarla karşımıza çıkmaya devam ediyor. Dün Nagihan için Diyarbakır’da ve İstanbul’da yapılmak istenen açıklamalarda onlarca kadın işkenceyle gözaltına alındı. Kadın katliamları karşısında acımızı, öfkemizi, direnişimizi haykırmak için çıktığımız sokaklar işkenceyle şiddetle bizlere yasaklanırken, şeriat propagandası yapanlar, devlet desteğiyle nefret yürüyüşlerini örgütleyenler aynı sokaklarda kırmızı halılarla karşılanıyorlar.
Biz kadınlar, coğrafyalara göre biçim değiştirse de şiddetin aynı sistemden beslendiğinin farkındayız. İran’da Mahsa Amini’yi, Süleymaniye’de Nagihan’ı katleden zihniyetin aynı olduğunu biliyoruz. Sınırları aşan dayanışmamızın gücü de buradan geliyor.
Bu yüzden Nagihan’a sıkılan bu kurşunlar Kürt kadın hareketine, kadın kurtuluş hareketine ve feminist mücadeleye sıkılan kurşunlardır diyoruz. Bu kurşunlar kadınların sesine, sözüne sıkılmış kurşunlardır. Ancak, dün Mahsa Amini’yi, bugün Nagihan’ı katleden erkek devletler şunu iyi bilsin ki; kadın özgürlük mücadelesinin yaktığı ışık karanlık oyunlarla, şiddetle suikastle söndürülemeyecek kadar büyük ve görkemlidir. İran’da olduğu gibi dünyanın dört bir yanında tekçi, cinsiyetçi erkek egemen rejimlere karşı kadın mücadelesini dayanışmayla büyütmeye devam edeceğiz.
Nagihan şahsında bizleri baskıyla, şiddetle, suikastle, susturmaya sindirmeye çalışanlara cevabımızı kadın mücadelemizden bir adım dahi geri atmayarak vereceğiz. Ve Jin jiyan azadi diyenler asla susmayacaklar!”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.