PİRHA-56’ncısı düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda adalet talebini dile getiren pankart açtığı için gözaltına alınan 19 yaşındaki bisiklet sporcusu Umut Gündüz’ün babası Menderes Gündüz, “Bu tür ölümlerin bir trafik kazası değil de cinayet olarak yargılanması için pankart açtık” dedi.
Ankara Bisiklet ve Doğa Sporları Derneği üyesi olan 19 yaşındaki Umut Ahmet Gündüz, 15 Temmuz 2020 günü arkadaşı Ali Can Aydın ile antrenmandan dönerken Çağdaş Ş.’nin kullandığı otomobil Gündüz’e çarptı. Çarpma nedeniyle plakası yola düştüğü için yakalanan Çağdaş Ş.’nin 1.53 promil alkollü olduğu belirlenmişti.
Baba Menderes Gündüz, oğlunun cinayete kurban gittiğini, son iki yılda 258 bisikletlinin alkollü sürücülerin karıştığı kazalarda yaşamını yitirdiğini söyledi.
19 yaşındaki profesyonel bisikletçi ve aynı zamanda Ankara Bisiklet ve Doğa Sporları Derneği üyesi olan Umut Gündüz’ün anne ve babası oğullarının ölümüne neden olan alkollü sürücünün serbest kalması üzerine ‘Umut’a Ses Ol’ adlı bir kampanya başlatmıştı. Aile seslerini duyurabilmek için geçen hafta düzenlenen 56’ncısı düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’na #bisikletliyaşamiçinadalet’ pankartıyla katıldı.
İZİN BELGELERİ OLMASINA RAĞMEN GÖZALTINA ALINDILAR
Umut’un anne ve babası Kuşadası’nda düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu finalinde, ‘#UmutaSesOl #bisikletliyaşamiçinadalet’ pankartı açtıktan sonra, Aydın Valiliği tarafından izin belgeleri bulunmasına rağmen gözaltına alındı.
Yaşadıklarını PİRHA’ya anlatan baba Menderes Gündüz, “Antrenman dönüşü alkollü ve aşırı hızlı bir sürücünün arkadan çarpıp akabinde kaçması sonucu öldürülen Umut Gündüz’ün babasıyım. 15 Temmuz 2020’den sonra bisikletli ölümlere dikkat çekmek, farkındalık yaratmak ve bu tür ölümlerin bir trafik kazası değil de olayların ikinci derece cinayet olarak yargılanması için bir kampanya başlattık” dedi.
“HER YERDE KULLANDIĞIMIZ PANKART ORADA SUÇ SAYILDI”
Kampanyalarını ve seslerini duyurabilmek için 56’ncısı düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’na katıldıklarını söyleyen Gündüz şöyle devam etti:
“Hem sesimizi duyurmak hem de bu farkındalığı arttırmak için eşim ve ben katıldık düzenlenen tura. Yanımızda 9 ay boyunca bu kampanyayı yürüttüğümüz pankartlarımız vardı. Marmaris’e geldiğimizde burada asmış olduğumuz pankartlarımız Jandarma Komutanlığı tarafından ‘sakıncalı ve yasak’ gerekçesiyle indirilmek istendi. Biz aile olarak indirmeyeceğimizi söylediğimizde ise ‘Kamu malına zarar vermekten’ tutanak tutacaklarını söylediler. Ayrıca gözaltı yapabileceklerini söylediler. Biz de pankartımızın içeriğinde herhangi bir suç teşkil edecek bir yazının olmadığını kendilerine söyledik. Bu pankartları 9 aydır birçok kurum, medya, mecra ve sivil toplum örgütünde taşıdığımızı belirttik. Ayrıca oğlumuzun adına Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Bahçelievler’de açılan bisiklet yolunda da biz bu pankartı taşıdığımızı ve birçok medyada da bunu kullandığımızı ifade ettik. Ancak kesinlikle izin vermeyeceklerini söylediler. Biz de pankartlarımızı kaldırmayacağını söyledik. Ardından apar topar pankartlarımız jandarma tarafından toplanarak parçalandı.”
“BİSİKLET FEDERASYONU BAŞKANI BİZİ AZARLADI”
Pankart asmak için izin almaya çalıştıklarını ve tüm yetkililere gitmelerine rağmen sonuç alamadıklarını aktaran Gündüz, “Pankart asmak için yasal olarak izin almamız söylendi. Marmaris Kaymakamlığı’na geçtik eşimle birlikte. Dilekçemizi yazdık. Başvurumuz önce olumlu karşılandı. Sonrasında kaymakamlıkta yetkili birisi güvenlik toplantısı yapılacağını, toplantının sonucunda kaymakamın izin vereceğini söyledi. Eşimle ben de bekledik kapının önünde. Kaymakam ve ekibi çıktığında pankarta izin vermeyeceklerini söylediler. Niçin olduğunu sorduğumuzda ise Federasyonun onayı gerekiyor dediler. Federasyon yetkililerine ulaşmaya çalıştık ama kimse bize yardımcı olmadı. En son Federasyon Başkanı Erol Küçükbakırcı’ya ulaştık. Kendisine böyle bir zorluk yaşadığımızı ve bize yardımcı olmasını istedik. Çok ters ve sert bir üslupla bizi azarlayarak ‘Beni bir daha aramayın!’ dedi.
“BİR PANKARTTAN KORKTULAR”
Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen yol boyunca pankartlarını açmaya ve kampanyalarının sloganlarını yazmaya devam ettiklerini söyleyen Gündüz son olarak şu ifadeleri kullandı:
“Son etap olan 8. Etap Kuşadası etabına geldik. Orası artık final bölümüydü. Oraya en yakın bir otelin terası olan balkon gördük. İzin alarak bu pankartı açmak istedik. Ancak herkes o kadar çok korkuyordu ki bir pankarttan, kimse bunun altına imzasını atmak, sebep olmak istemedi. Bizde inisiyatif kullanıp pankartımızı açtık. Pankartımızda sadece ‘Bisikletli ölümlere son! Bisikletli yaşam için adalet! Kaza değil cinayet!’ yazıyordu. Ve ‘Umut’a ses ol!’ yazıyordu. Orada Bakan bey varmış bizim bilgimiz yoktu. Bir anda gereksiz bir yaygara çıkarıldı.
Asayiş polisleri eşimle beni gözaltına aldı. Otel içinde sorguladılar, kontrol ettiler. Aydın Valiliği’nden alınmış hem sokağa çıkma yasağına muafiyet hem de farkındalık oluşturmak adı altındaki izin yazımızda vardı. Onları gösterdik. ‘Tamam izniniz var gidebilirsiniz.’ dediler. Biz alandan çıkıp araca doğru giderken iki tane sivil polis geldi yanımıza ve bizi tekrar gözaltına aldılar. TEM’den olduklarını söylediler. TEM’den dediklerinde eşim de ben de tedirgin olduk. Terörle mücadele yani nasıl böyle bir şey olabilir? Nasıl bağdaştırabildiler bir pankartla terörle mücadeleyi? Sonrasında başka kaynaklardan öğrendik ki Aydın vali yardımcısının bizzat müdahalesi ile TEM bizi gözaltına almış. Kuşadası Emniyet Müdürlüğü’ne ifadelerimizi verdik. Bir odada 2 buçuk 3 saat tutulduk. Sonrasında serbest bırakıldık.”
NE OLMUŞTU?
19 yaşındaki bisiklet sporcusu Umut Gündüz, geçen yıl Ankara’da antrenman sonrası evine dönerken aşırı süratli giden alkollü sürücünün yönetimindeki aracın çarpması sonucunda hayatını kaybetmişti. Yolun sağ şeridinde ve eksiksiz teçhizatla gittiği belirlenen Umut Gündüz, olayda polis raporlarına göre kusursuz bulunmuştu. Yola düşen plakadan yakalanan sürücü ise 4 ay tutukluluk süresinin ardından serbest bırakılmıştı.
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.