PİRHA- Geçtiğimiz günlerde din öğretmeninin derste ‘Alevilerin yemeği yenmez’ şeklinde konuşmasına ilişkin PİRHA’ya konuşan Araştırmacı Yazar Ali Yıldırım, “Alevi toplumu bu tür iftiralar ve kara çalmalarla 500 yıldır karşılaşıyor” dedi. Yıldırım, “Hızır paşa zihniyetindekiler bizim yemeklerimizi yemezler, yiyemezler ve yeme hakları da yoktur” dedi.
İstanbul’da bir okulda din dersi öğretmeninin ‘Alevilerin yemeği yenmez’ şeklindeki konuşmasına ilişkin PİRHA’ ya konuşan Araştırmacı Yazar Ali Yıldırım, “Alevilerin yemekleri yenmez, kestikleri yenmez gibi söylemler bizim için yeni değil. Osmanlı Şeyh İslamı Ebu Suud Efendi bundan 500 yıl evvel de Alevilerin kestiği yenmez diyordu” hatırlatmasında bulundu.
“ALEVİ TOPLUMU BU TÜR İFTİRALARA ALIŞIK “
Aslında bu yeni bir şey sayılmaz Alevi toplumu bu tür iftiralarla ve kara çalmalarla 500 yıldır karşılaşıyor. Bizin için Alevilerin yemekleri yenmez, kestikleri yenmez gibi söylemlerin yeni bir yanı yok” diyen Yıldırım şöyle devam etti:
“Osmanlı Şeyh İslam’ Ebu Suud Efendi bundan 500 yıl evvel de ‘Alevilerin kestiği yenmez’ diyordu. Onunla da kalmayıp ‘Alevilerin avladıkları hayvanların bile yenilemeyeceğini’ söylüyordu. Neden? Çünkü Aleviler Osmanlı’ya Ebu Suud Efendiye göre kafirdi. O nedenle kafirlerin kestikleri yenmezdi.”
Alevi toplumunun bu tür iftiralara alışık olmasını vahim bir durum olarak gören Yıldırım, “Alışık olmadığımız durum ise 500 yıl sonra bir öğretmenin sınıfta öğrencilerin huzurunda Alevi öğrencilere yönelik manevi bir saldırıda bulunarak Alevilerin yemeklerinin yenmeyeceğini söylemesidir. Bir diğer vahim olan durum ise bunu bir öğretmenin söylemesi, sınıfta söylemiş olması ve bir din dersi öğretmeninin söylemesidir” diye konuştu.
“ZORUNLU DİN DERSLERİ İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ”
Zorunlu din derslerinin öğrenciler için işkenceye dönüştüğünü ve Alevilerin zorunlu din derslerine öteden beri itiraz ettiğini dile getiren Yıldırım şunları ifade etti:
“Tüm Alevi aileler din dersinin çocuklarına bir işkence olduğunu söylüyor. Neden? Çünkü ailede evde öğretilen veya öğretilmeyen bir inanç varken bunun okulda zorunlu olarak anlatılmasının çocuklar üzerinde travma yaratıyor. Ama tüm bu itirazlara kulak asılmadı. Fakat bizim yaptığımız hukuk mücadelesi, AHİM’in vermiş olduğu kararlar zorunlu din dersinin haksız ve hukuksuz Avrupa insan hakları sözleşmesine aykırı yönündeki kararı hükümet tarafından bir tarafa atıldı. 10 yıl önce verilmiş olan kararlar hala bugün uygulanmış değil.”
“ALEVİLERİN KÖPEKLERİ BİLE HARAM LOKMA YEMEZ”
“Bir öğretmenin Alevilerin yemeği yenmez, demesi Hızır paşa zihniyetinde olduğunu gösterir” diyen Yıldırım, geçmişte Hızır Paşa ile Pir Sultan arasında yaşanmış diyaloğu hatırlatarak şunları kaydetti:
“Hızır Paşa Pir Sultan’ın yanında yetişmiş ve İstanbul’a gidip eğitimini aldıktan sonra Sivas’a vali olarak tekrar geldiği zaman Pir Sultan Abdal’ı ayağına çağırmış. Onun için bir sofra hazırlamış. ‘Gel pirim sende bu sofradan nimetlen sofradan ye iç’ diye. Pir Sultan Abdal kendisini ayağına çağıran eski müridi Hızır’a demiş ki; ‘Hızır bu sofra kanla, gözyaşıyla, emek hırsızlığı ile hazırlanmış bir haram bir sofradır. Bu sofrada Osmanlının zulmü var ben bu sofradan yemem, bırak beni benim köpeklerim dahi bu sofradan yemezler’ demiş. Ve Hızır paşa Pir Sultan’a alınıp nereden biliyorsun bunu diye sorduğu zaman, Pir Sultan Abdal, ‘Bak şimdi Banaz’dan köpeklerimi çağıracağım durumu göreceksin’ diye cevap vermiş. O safranın başına Banaz’dan gelirken heybesinde getirdiği kuru ekmeklerden bir sofra hazırlamış. Ve Pir Sultanın seslenişine uygun olarak köpekleri koşup gelmişler. Köpekler kuş sütünün dahi eksik olmadığı sofrayı şöyle bir koklayıp sadece Pir Sultan Abdal’ın hazırladığı kuru ekmeklerden yemişler.”
“HIZIR PAŞANIN SOFRASINA OTURSUNLAR”
Alevilerin köpekleri dahi haram lokma yemezler. Burada köpeği bir aşağılama yok. Sadece köpekler haram yiyen insanlardan daha üstün bir yere konuyor. Onlar bizim soframıza oturmasınlar, bizim yemeklerimi yemesinler, bizim soframızda haram lokma yoktur. Kanla, gözyaşıyla, zulümle, emek hırsızlığı ile oluşmuş tek bir lokma söz konusu değildir “diyen Yıldırım, “Hızır paşa zihniyetindekiler bizim yemeklerimizi yemezler, yiyemezler ve yeme hakları da yoktur. O öğretmenin söylediği kendisi açısından bir tanımlamayı içeriyor” dedi.
“BU DİL SADECE ALEVİLERE DEĞİL TÜM İNSANLIĞA UZATILMIŞTIR”
Bu tür sözler sarf edilebiliyorsa devletin ve sistemin kendisine göre bir din seçtiğini diğer inançların, dinlerin ötekileştirildiğini vurgulayan Yıldırım, son olarak şunları belirtti:
“Din dersi zorunluluğunun ne kadar vahim sonuçlar ortaya çıkardığını hepimiz görüyoruz. Aynı zamanda devletin kendisine bir din seçmesinin de ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini görüyoruz. Toplumda hak, hukuk tanımayan haram lokma yiyenlerin Alevilere nasıl dil uzatabileceğini görüyoruz. Bu sadece Alevilere uzatılmış bir dil değil, iyilik, güzellik, insanlık, kardeşlik ve böyle yaşamak isteyen tüm insanlara uzatılmış bir dildir. Bırakın onlar bizim soframıza oturmasınlar Hızır paşaların haram sofralarına otursunlar.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.