PİRHA- 25. Dönem HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Ümraniye Kazım Karabekir Cemevi’nin 6 Mayıs Hıdırellez etkinliğinde, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı unutmalarına tepki gösterdi. Kenanoğlu, “Cemevlerine bunun için mi tuğla taşıdık?” dedi.
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği’nin Kurucu Başkanı ve 25. Dönem HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu 6 Mayıs günü katıldığı İstanbul Ümraniye Kazım Karabekir Cemevi’ndeki etkinlikteki izlenimlerini anlatan bir yazı kaleme aldı.
Etkinlikte, sunucu ve konuşmacıların sadece Hıdırellez boyutuylu 6 Mayıs’ın öneminden bahsettiklerini söyleyen Kenanoğlu, “Acaba Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve yoldaşlarının ‘dede’ diye hitap ettiği Hüseyin İnan Dede’nin katledilişlerinin yıldönümlerinden haberleri yok muydu?” diye sordu.
Bir an unutmuş olabilirler düşüncesiyle bir not yazıp gönderdiğini ifade eden Kenanoğlu, notun cemevinin dedesine kadar gittiğini fakat ne notu okuduklarını ne de Denizleri ağızlarına aldıklarını söyledi.
“BİZ KORKUMUZU KERBELA’DA BIRAKTIK DENİZ YOLDAŞ”
“Şaşırdım ve üzüldüm” diyen Kenanoğlu, yazının devamında şu sözlere yer verdi:
“Olan biteni izleyip durdum, aklımdan o anda Deniz Gezmiş ile Hüseyin İnan arasındaki diyalog geldi. Bir ocakzade olan Hüseyin İnan’a yoldaşları ‘Dede’ diye hitap ederdi. İdamları öncesinde Deniz Gezmiş sordu;
Korkuyor musun Dede?
Hüseyin İnan: Biz korkumuzu Kerbela’da bıraktık Deniz Yoldaş…
Anlaşılan oki Hüseyin İnan’ın idam sehpasına giderken Kerbela’da bıraktığı korkuyu bizim Kazım Karabekir Cemevi yetkilileri iliklerine kadar taşıyorlar.
Neyden korktular bilemedim, AKP Belediyelerinden aldıkları kimi yardımların kesileceğinden mi korktular, etkinliğe katılıp konuşma yapan ve kürsüden iner inmez arkasına bile bakmadan alanı terk eden Ümraniye Kaymakamından mı?
Bu sorunun cevabını almak için en kısa zamanda Cemevi yönetimini ziyaret edeceğim ve bu eleştirilerimi yüzlerine yapıp sorumun cevabını da isteyeceğim.
Buna hakkım olduğunu düşünüyorum; birincisi önce bir Alevi can olarak, ikincisi yıllarca Aleviliğe karınca kararınca hizmet etmiş birisi olarak, üçüncüsü de 2008 yılında Kazım Karabekir Cemevi’ne yıkım ekipleri geldiğinde temeline tuğla taşımış ve orada nöbet beklemiş birisi olarak.
Cemeviyle görüşmemden sonra aldığım cevabı yazının altına ilave edeceğim.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.