PİRHA – Esenyurt’da bulunan Erenler Eğitim ve Kültür Vakfı İncirtepe’deki cemevinin elektrik giderlerinin diğer ibadethaneler gibi devletçe (Diyanet) karşılanması talebiyle açmış olduğu davayı kazandı ve dava Danıştayın onaylamasının ardından kesinleşti. Kararın gerekçesini oluşturan bölümde yer alan maddeler üzerine bir yazı kaleme alan HDP MYK Üyesi Ali Kenanoğlu, “Bu hususlar bizim başından beri itiraz ettiğimiz “’devletin Aleviliği’ ni teşkil eden hususlardır” dedi.
Esenyurt’da bulunan Erenler Eğitim ve Kültür Vakfı İncirtepe’deki çemevinin elektrik giderlerinin diğer ibadethaneler gibi devlet tarafından karşılanması talebiyle açmış olduğu davayı kazandı ve karar Danıştay tarafından onaylanarak kesinleşti.
“DEVLET BÜTÜN İNANÇLARDAN ELİNİ ÇEKMELİ”
Bu kararı olumlu bulduğunu ve Cemevlerinin, Cami, Kilise, Havra ve Sinagog gibi giderlerinin devlet tarafından karşılanmasını desteklediklerini söyleyen Kenanoğlu, “Laiklik ilkesi yürürlüğe girene kadar eşitliğin tesisi için bunu destekliyoruz, Laikliği ilke edinen bir toplum olarak nihai talebimiz, devletin bütün dinlerden inançlardan elini eteğini çekmesi ve ibadet ile ibadethaneleri sivil hayata terk etmesidir” dedi.
Cemevlerinin bu kararla birlikte sonuçları itibariyle diğer ibadethanelere eşit statüde bir ibadethane kapsamında değerlendirilmesi yıllardır taleplerin arasında olduğunu vurgulayan Kenanoğlu, “Ancak mahkeme kararında böyle mi diyor, yani Cemevleri, Camilerle, Kiliselerle, Havralarla ve Sinogoglarla aynı statüde mi değerlendiriliyor?” diyerek kararın gerekçesini oluşturan ve “Türk Milleti Adına” diye başlayan bölümde yazanları şöyle özetliyor:
“Cemevinin ibadethane olarak nitelendirilmesi gerektiği, zira Cemevinde İslam dinin tasavvufi bir yorumu olan Alevi inancına mensup kişilerce, dini inançları çerçevesinde, kutsal amaçları doğrultusunda (diğer ibadethanelere altarnatif ve öncelik olmamak kaydıyla) maddi boyutu olmayan ve sadece manevi boyutu olan birçok ibadet yapıldığı, her hafta düzenli olarak, bazen dönemli ve dönemsiz olmak üzere her zaman cemaat şeklinde cem ibadeti yapıldığı, dualar edildiği, Allah ve bütün peygamberler ile peygamber soyu ve ev halkı anıldığı, salavat getirildiği, islami tevhide dayalı “deyiş” diye tanımlanan ilahiler söylendiği, kutsal amaçla semah dönüldüğü, Allah rızası gözetilerek kıyama, rükua varılarak secde edildiği, Kuran-ı Kerim okunduğu, Allah rızası için lokma ve aşure pişirilerek dağıtıldığı, kurbanlar kesilip yenildiği, hayır yemekleri verildiği, yoksulların doyurulduğu, oruç sonrası iftar yapıldığı, inançsal ve ahlaki eğitim verildiği, cenazelerin yıkandığı, cenaze namazı kıldırılarak kaldırıldığı, ve benzeri ibadetler yapıldığı.. “
CEMEVİ ALEVİLERİN BİRİNCİL İBADETHANESİ OLARAK GÖRÜLMÜYOR
Ali Kenanoğlu, bu mahkeme kararında dikkat çekici hususları ise şöyle vurguluyor:
“Aleviliğin tanımı yapılmış ve Alevilik İslam dininin tasavvufi bir yorumu olarak kabul edilmiştir. Cemevlerinin Cami gibi diğer ibadethanelere alternatif olmadığı, Cemevinin diğer ibadethaneler karşısında öncelikli olmadığı; yani Alevilerin birincil ibadethanesi olmadığı söylenmiş. Cemevlerinde İslami ibadet tarzı olan; ilahiler okumak, kıyama, rükuya varmak, Secde etmek, Kuran-ı Kerim okumak, Cenazeleri yıkamak ve Cenazeleri namaz kıldırarak kaldırmak şeklinde ibadetler olduğu sıralanmıştır.”
“MAHKEME KARARININ GEREKÇELERİNDE ALEVİLİK TANIMI YAPILMIŞ”
Bu maddelerin “Devletin Aleviliği”ni teşkil eden hususlar olduğunu kaydeden Kenanoğlu, “Devletin makul gördüğü, olmasını istediği Aleviliktir. Devlet bize hep “Siz Müslümansınız ve birincil ibadethaneniz Camidir, Cemevi sizin tarikat haneniz, zikir hanenizdir demiştir. Alevilik islamın bir tasavvufi yorumudur tanımı ise Diyanet İşleri Başkanlığının Aleviliği bir mezhep dahi görmeyen yaklaşımının tezahürüdür” ifadelerini kullandı.
“Bu mahkeme kararlarına sevindiklerini ancak mahkeme kararının gerekçesinin Alevilere asimilasyoncu Devlet zihniyetinin biçtiği dondur” diyen Ali Kenanoğlu, Alevi toplumunun da bunu böyle değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
Yoruma kapalı.