PİRHA-OHAL Komisyonunun “İşe iadeler konusunda delil yoksa idarecilere başvurulacak” açıklamasını eleştirerek “Zaten beni işten atan o idare oldu” sözleriyle tepki gösterdi. Yıldırım, AKP’nin kutuplaşma yarattığını ifade ederek Diyanet İşleri üzerinden yapılan asimilasyon politikalarına da işaret etti.
Kanun Hükmünde Kararname ile 22 Kasım 2016’da kamudan ihraç edilen Cemal Yıldırım, 4 yıldır sokaklarda protesto eylemleri yapıyor. Ancak pandemi koşulları Cemal Yıldırım için de zor bir dönem oldu. Sokak protestolarına ara veren Yıldırım, “Salgın hafiflediği an eylemlerime devam edeceğim” dedi.
Sokakta hak arama mücadelesine giren Cemal Yıldırım, binlerce liralık para cezasına da çarptırıldı. Kesilen cezaların miktarını bilmediğini anlatan Yıldırım, “Pandemi döneminde gözaltına aldıklarında 3 bin 150 lira ceza uygulanıyor. Cezaların birçoğu kesinleşti ama tam miktarlarını bilmiyorum. En son 10 bin lira kadar kesinleşen bir cezam vardı” ifadelerini kullandı.
“VATANDAŞLIK HAKLARIMIZ 4 YILDIR ENGELLENİYOR”
Kimi zaman inşaatta boya yaparak geçimini sağlayan Cemal Yıldırım, KHK’lilerin yaşadığı ekonomik darlığa da vurgu yaptı. “Çırak olarak inşaatta çalışmaya başladım fakat bir süre sonra o iş de son buldu” diyen Yıldırım, OHAL Komisyonu’nun delil bulamadığı taktirde KHK’liler için kurumlarından görüş isteyecek olmasını şu sözlerle eleştirdi:
“Bu yöntemi zaten yapıyorlardı. Örneğin benimle ilgili idareye sordular. Zaten beni atan da o idare oldu. Bu yılın sonunda açıkladıkları rakamla birlikte 14 bin 320 kişinin OHAL komisyonunda hala görüşülmeyi bekleyen dosyası var. Ben de bunların içerisindeyim. Halen benimle ilgili kararı açıklamadılar. Kararı açıkladıklarında ne sebeple atıldığımı da öğrenmiş olacağım.
Dava açma hakkımız yok. İnsanların 4 yıldır vatandaş olma haklarını kullanmasını engelliyorlar. İnsan haklarını ihlal ediyorlar. 120 binin üzerinde insan, komisyona başvurmuştu. 13 bin kişiyi işlerine geri iade etmişler. Komisyon tam anlamıyla bizleri oyalama üzerine kurulmuş. Yani bu 4 yıllık süreç birçoğumuz için kayıp bir dönem oldu.”
“ALEVİLİK TANINMIYOR ANCAK VERGİLERİMİZLE DİYANET İŞLETİLİYOR”
Cemal Yıldırım, AKP iktidarının, toplumlararası kutuplaşma yarattığını ifade ederek asimilasyon politikalarına dair şu sözlerle işaret etti:
“Alevi ve Kürt’üm ama Kürtçeyi bilmiyorum. Annemler ben küçük yaştayken Sivas’tan çıkmışlar. Onlar konuşmayınca bizler de doğal olarak dilimizi öğrenemedik. Ayrıca cemevine de hiç gidemedik. Çünkü cemevi yoktu. Bu aslında ciddi biçimde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yaptığı asimilasyonun da göstergesidir. Geçtiğimiz günlerde Almanya’da cemevleri yasal statüye bağlandı ama Türkiye’de halen bizim vergilerimizle Diyanet İşleri Başkanlığı diye bir kurum işletiliyor. Bunlara rağmen Alevilerin yasal statüsü tanınmış değil. Bu kimlikler atılmamda etken midir tam olarak bilemiyorum. Sonuçta ideolojik duruşumuz, mücadelemiz var. Yıllarca sendikacılık yaptım. İhraç edilmem bunun da bir gereği olabilir. Ama Kürt kimliğinden kaynaklı atılan birçok arkadaşın olduğunu da biliyorum.”
“DEMOKRASİ OLSA İKTİDARDA KALAMAYACAKLARINI BİLİYORLAR”
Cemal Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “2021 reformlar yılı olacak” sözüne dair “AKP reform kelimesini kullanıyorsa bilin ki ciddi bir saldırı dalgası geliyordur” dedi. Yıldırım, iktidarın demokratik bir adım atamayacağını söyleyerek şöyle devam etti:
“VAR OLAN YASALARIN UYGULANAMSI İÇİN İKİ KEZ AÇLIK GREVİ YAPTIM”
“Şu anda bir reforma ihtiyaç yok. Var olan anayasayı uygulamış olsalar reforma ihtiyaç duymayacaklar. Ben Anayasa kitabını elime alarak eylemler yaptım. Çünkü Toplantı ve Gösteri Yapma Yasası’nı bana uygulatmıyorlardı. Bu sebeple bana birçok ceza kestiler. Sırf barışçıl gösteri hakkımı kullanabilmek, var olan yasaların uygulanması için iki kez de açlık grevi yaptım.
AKP, en ufak bir demokrasi ya da bir gevşeme yaptığında kendisinin iktidarda kalamayacağını biliyor. Attığınız en ufak bir tweet’le dahi gözaltına alınabiliyorsunuz. Halen kaçırılmalar devam ediyor. Yusuf Bilge Tunç, Gülistan Doku, Mehmet bal ve daha birçok isim kaçırıldı ve nerede oldukları bilinmiyor. Onun için AKP demokratik bir adım atamaz. Atarsa kendi sonu olur bunu çok iyi biliyor.
AKP tam bir polis devletine dönüşmüş durumda. Onların gözünde herkes terörist. Toplum, ciddi şekilde sindirilmiş durumda. O korku duvarı bir kere yıkıldığında önünde AKP değil hiç kimse duramaz.”
“SOKAKTAN ÇEKİLMEYECEĞİZ”
Cemal Yıldırım, salgının azalmasının ardından eylemlerine devam edeceğini vurgulayarak, “Bizim başka türlü kendimizi ifade etme ve hak arama yöntemimiz yok. Eylemlerle birlikte farklı çevrelerden insanlar, korkuyu aşarak yanıma geldiler. Şimdi ise gençler, KHK’lilerin çocukları geliyor. AKP’nin tüm baskısına rağmen sokaktan geri çekilmeyip haklarımızı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.