PİRHA- Avusturya Alevi İslam İnanç Toplumu adlı kuruluşun Kerbela’ya düzenlediği gezide Alevi kadınlara çarşaf giydirilmesine Pir Süleyman Deprem tepki gösterdi. Deprem, “Şiiliği öne çıkararak, Şii değerlerini Alevilik imiş gibi Alevilere pazarlayarak asimilasyon güçlü bir şekilde dayatılıyor” dedi.
Avustralya Alevi İslam İnanç Toplumu adlı kuruluşun Kerbela’ya ziyarete giden Alevi kadınlarına çarşaf giydirmesine tepkiler gelmeye devam ediyor.
Sinemilli Ocağı Piri Süleyman Deprem, Alevi inancında hurafeler ile semboller arkasına gizlenme olmadığına dikkat çekerek, “Alevilikte bir kutsal mekana girerken belli semboller arkasına gizlenmek diye bir şey yoktur. Biz semahlarımıza baş açık, yalın ayak girerdik. Doğal yaşantımız ne ise ibadetimizi de o doğallık içerisinde yaparız” ifadelerini kullandı.
“ŞİİLİK, ALEVİ DEĞERLERİ GİBİYMİŞ DAYATILIYOR”
“Ortak paylaşımı esas alan Alevileri fetvalarla, katliamlarla öldürüyorlardı. Şimdi ise Alevilik öldürülmeye çalışıyor” diyen Deprem, Şiiliğin öne çıkarılarak, Alevi değerleri gibi gösterildiğine dikkat çekti. Deprem, şunları vurguladı:
“Sistem bin yıllardan bu yana ortak paylaşım, özgür ,eşit haklar temelinde birliği parçalayarak özel mülkiyetin yönetim kadrosu denilen devlet organizasyonunu kurmuştur. Bu organizasyonların bütünü ortak paylaşıma düşmandır. Varlıklarını sürdürebilmek için bu gerekmektedir. Bunu paylaşımı esas alan Alevilerin yaşam ve yapılanmaları fetvalarla, katliamlarla öldürüyorlardı. Şimdi ise Alevilik öldürülmeye çalışıyor. Şiiliği öne çıkararak, Şii değerlerini Alevilik imiş gibi Alevilere pazarlayarak asimilasyon güçlü bir şekilde dayatılıyor. Bir diğeri de Ali üzerinden Şiilik, Hüseyin üzerinden Sünnilik, Hanifilik dayatılarak yozlaştırılmaya çalışılıyor.”
“ALEVİLİKTE HURAFE DEĞİL DOĞALLIK VARDIR”
“Biz semahlarımıza baş açık, yalın ayak girerdik” ifadelerini kullanan Deprem, Alevilik inancında ve ritüellerinde sadelik olduğunu dikkat çekti. Bunun Aleviliği bilinçli bir politika ve çıkar ilişkisi doğrultusunda yozlaştırmaya götürdüğünü kaydeden Deprem şöyle konuştu:
“Alevilikte doğallık vardır, doğanın gerçeği esastır. Örtü, çarşaf gibi ritüeller yoktur. Kerbala’yı ziyaret etmek, Hüseyin’in dik duruşunu kutsamak adına önemlidir, zerrece sakınca yoktur. Ama Alevilikte bir kutsal mekana girerken belli semboller arkasına gizlenmek diye bir şey yoktur. Biz semahlarımıza baş açık, yalın ayak girerdik. Doğal yaşantımız ne ise ibadetimizi de o doğallık içerisinde yaparız. Çarşafa büründürerek Kerbela’ya götürenlerin kurum olsun, birey olsun onların yapısına bir bakalım. Devletle, sistemle ilişkilerinde pazarlık hedeflerinin nere ile çakıştığını çok iyi göreceğiz. Alevinin çarşafı yoktur, türbanı yoktur. Alevi özgürdür, doğaldır, gerçekçidir. Bizde hurafe yoktur. Semboller arkasına gizlenme yoktur. Tek sembolümüz Hak’tır, aşktır, aydınlıktır. Bu Aleviliği bilinçli olarak asimilasyona götüren yozlaştırma hareketidir. Reddediyoruz.”
PİRHA / İSTANBUL
Yoruma kapalı.