PİRHA- Avusturya devletinin Alevi inancını bağımsız ve kendine özgü bir inanç olarak tanımasına ilişkin konuşan Antalya Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi Derneği Başkanı Tahsin Akpınar, “Alevilik, her çağın gelişmelerine uyum sağlayan, bilimden yana olan ve en önemlisi de emekten yana, ezilenden yana, mazlumdan yana olan bir yaşam ve inanç biçimidir” dedi.
Alevilik 13 Nisan 2022 tarihinde Avusturya’da ‘kendine özgü bir inanç’ olarak tanındı.
Avusturya devletinin Alevi inancını bağımsız ve kendine özgü bir inanç olarak tanımasının önemine vurgu yapan Antalya Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi Derneği Başkanı Tahsin Akpınar, Aleviliğin her çağın gelişmelerine uyum sağlayan bir inanç ve yaşam biçimi olduğunu söyledi.
“ALEVİLİK HER ÇAĞIN AYDINLANMASINI TAŞIYAN BİR İNANÇTIR”
Aleviliğin tarihçesinin çok eskilere dayandığını ve bu inancı tarihçilerin araştırması gerektiğini ifade eden Akpınar, konuşmasının devamında şunları dile getirdi:
“Alevilik bir ırmaktır. Hazreti Ali, Şeyh Bedrettin, Nesimi, Pir Sultan, Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa bunlardan biridir. İsmini sayamayacağımız birçok ırmak var aslında. Araştırdığımız zaman kendimizden başlamamız lazım. Alevi bir yurttaşın Sünni bir vatandaşla inanç bazında benzerliğini bir araştırsınlar. Yani bu günkü Sünni İslamla bizim inancımızın bağdaşan bir tarafı var mı? Artıları ve eksileri koysunlar. Biz ya ‘Allah ya Muhammet ya Ali’ söyleminin dışında bugünkü Sünni İslamla benzerliğimiz olan hiçbir şey yok, ibadet anlamında da yok. Bazıları asıl müslüman biziz diyor. Nasıl asıl Müslüman biz oluyoruz? Gerçekten bunu savunan arkadaşların bu çelişkiyi gidermesi lazım. Çünkü biz camiye gitmiyoruz, namaz kılmıyoruz biz bir kere ibadetimizi eşitimizle, çocuğumuzla birlikte yan yana yapıyoruz. Bugünkü Sünni İslamda böyle bir ibadet şekli yok ki.”
“ALEVİLER KENDİ İNANÇLARINI, KÜLTÜRLERİNİ VE RİTÜELLERİNİ YAŞATMALILAR”
Alevi yurttaşların inançlarına ve inançlarının ritüellerine sahip çıkması, onları yaşatması gerektiğini dile getiren Akpınar, “İnsanlarımız bu anlamda sürecin getirdiği korkuların ve birçok olayın sonucunda kendisini inkâr etmemeli. Kültürlerini, ritüellerini yaşatmalılar. Her çağın gelişmelerine uyum sağlayan, bilimden yana olan ve en önemlisi de emekten yana, ezilenden yana, mazlumdan yana olan bir yaşam ve inanç biçimidir” dedi.
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.