PİRHA- Kamuoyunun adını 1980’lerde Alevilere yönelik işkence ve gözaltılarla tanıdığı Güzeltepe Mahallesi sakinleri, Süleymancılar tarikatının yanı başlarında inşa ettiği yurttan dolayı tepkili. İzmir’in en yoğunluklu Alevi nüfusunun olduğu Güzeltepe Mahallesi’nin seçilmesinin özel savaş uygulaması olduğunu belirten yurttaşlar, “Ahlaki, politik duruşun bir vücut kazandığı bu mahalle Kürt ve Alevi kimliklerinden dolayı pilot bölge olarak seçildi” diye konuştular.
Türkiye’de hemen her dönem gündeme gelen, köklü bir politika çerçevesinde genişletilen tarikatlar ve bununla beraber cemaatler taciz ve istismar merkezlerine dönüştürülürken, ezilen halklar ve inançların kurdukları yaşam alanlarında özel savaş politikalarının aparatı olarak kullanılmaya devam ediyor.
Buna dair bir uygulama ise İzmir’den. İzmir Çiğli’ye bağlı Güzeltepe Mahallesi’nde dinci gruplardan Kuran İlimlerine ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı tarafından yapılan ve Süleymancılar tarikatına ait olan yurt tamamlanarak bitme aşamasına geldi. 60 yıla yakın politik geçmişi bulunan ve Alevilerin İzmir’de en yoğun olarak yaşadığı Güzeltepe’nin toplumsal ve inançsal dokusunun hedeflendiğini söyleyen mahalleli yurdun kapatılmasını istiyor.
Alevilerin yoğun olarak yaşadığı, kendi inançlarına göre bir yaşam ördükleri, yoksulluğun yoğun olarak hissedildiği bir mahalle olan Güzeltepe’de yine son yıllarda ciddi anlamda radikal İslamcı tarikatlar görünür olmaya başladılar.
2020 yılında inşa süreci başlayan ve Kredi ve Yurtlar Kurumuna (KYK) ait olacağı belirtilen yurdun Süleymancılar tarikatına ait olduğu ortaya çıkmış, buna karşı mahalleli 2 Temmuz tarihinde yürüyüş gerçekleştirmiş ve tarikat yurdunu mahallede istemediklerini söylemişlerdi.
GÖÇLE KURULMUŞ POLİTİK BİR MAHALLE
Güzeltepe Mahallesi’nin 1966 yılındaki Varto depreminden sonra göçle kurulan bir mahalle olduğunu aktaran Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şube Eş Başkanı Fırat Dikmen, mahallenin sonrasında toplumsal meselelerden kaynaklı politik bir kimlik kazandığını belirterek, ” Güzeltepe Mahallesi 1966 yılındaki Varto depreminden sonra göçle kurulan kurulan ve politik kimliğe kavuşmuş bir mahalle. Türkiye’nin en büyük işçi direnişi olan 15-16 Haziranın etkin yaşadığı ve direnişin günlerce sürdüğü bir mahalle. 1980 askeri darbesinde halk yoğun gözaltılar ve işkenceler yaşamış. Kürt, Alevi kimliklerinin yoğun olduğu ve direnişle ismini duyuran bir yerde” diye konuştu.
AKP’NİN KARAKOLDAN BOZMA CEMEVİ!
2015 yılında Güzeltepe Mahallesi’nde işkencelerle anılan karakolun AKP’lilerce cemevine dönüştürülerek seçim bürosu olarak kullanıldığını hatırlatan Dikmen, “Alevi açılımları adı altında Güzeltepe Polis Karakolu bir dönem cemevine dönüştürülmüş istenmiş ve açılışına bakanlar gelmişti. Bizler tescillenmiş işkencehaneden cemevi olmayacağını çokça dile getirdik. Devlet erkanı zor yoluyla bu cemevine açtı. Toplum buna tavır aldı ve o bina metruk bir binaya döndü ve kapatıldı. Ahlaki, politik duruşun bir vücut kazandığı bu mahalle Kürt ve Alevi kimliklerinden dolayı pilot bölge olarak seçilmişti ve halende hedeftedir” ifadelerini kullandı.
“ÖZEL SAVAŞIN FARKLI UYGULAMALARI DEVREDE”
Dikmen, Kürt- Alevi ve sosyalist kimliklerini çokça içinde barındıran Güzeltepe Mahallesi’nde özel savaşın farklı uygulamalarının devreye konulduğunu belirterek, “Diyanet İşleri Başkanlığı paralelinde kendilerine eklemledikleri Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı’da eliyle de dinci eğitimin ön plana çıkmasımdaki amaç dindar, kindar ve itaatkar nesil yetiştirmektir. Buna da ilk tepkiyi gösterecek insanlar bellidir. Bunlarda Alevi, Kürt, sosyalistlerin birleşimi olan bu mahalledir. Pandemi döneminde Güzeltepe Mahallesi’ndeki Alevi ailelerin evleri işaretlendi. Ülkede gericileşen ortam ailelerin kendi çevresinde de sirayet ediyor. Buda her ailenin çocukları için endişe duymasına sebeptir. Bu mahalleler özel savaşın en çok uygulandığı mahallelerdir. Asimilasyon ve yozlaştırma politikası bir yana bir de tarikat saldırıları insanlar için tehlike görülüyor” dedi.
” GÜZELTEPE BİLİNÇLİ SEÇİLDİ”
Uzun yıllar Güzeltepe Mahallesi ve çevresinde yaşayan Suzan Erdoğan Yılmaz ise, “Özellikle Aleviler ve Kürtlerin yoğun yaşadığı mahallelerde bu tarikat yurtlarının yapılması bilinçli bir adım” diyerek, “Ülke çoklu krizlerden geçiyor; ekonomi kötü, gençler işsiz, eğitim ve sağlık çökmüş durumda. Boşta ve savunmasız kalan çocukları bu tarikat yurtlarında eğitip dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek istiyorlar. Politik mahallere kümeleniyorlar ve Güzeltepe Mahallesi’ni de seçmelerinin en büyük nedeni de budur. Göçe tabi tutulmuş, fakir insanların yaşadığı yerler özellikle seçiliyor. Bu mahalledeki gençleri kendi emelleri ile yetiştirip birer canavar yaratmak istiyorlar” diye belirtti.
“TARİKATLARA VERECEK ÇOCUĞUMUZ YOK”
Ayrıca öğrenci velisi olan Yılmaz, tarikat ve cemaat örgütlenmelerinin kapatılması çağrısında bulunarak, “Bir veli olarak yeni eğitim modelini çok vahim görüyorum. Çocuğumun geleceği için ne tarikat ne de cemaatlerden bir beklentim yok ve bunlar kapatılmalı. Yıllardır bundan çekiyoruz ve bizler ötekileştirildik. Diğer inançtaki insanlar için hiç bir şey yok iken bir . Yurtlarımızdan gelerek yaşam alanlarımızı kurmaya çalıştık, şimdi de tarikat kuşatmasında mahallemiz. Tarikat ve cemaatlere verecek çocuğumuz yok. Eylem hakkımızı kullanmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.