PİRHA- Dersim’de zırhlı araç çarpması sonucu 92 yaşındaki Ali Sezer’in yaşamını yitirmesini protesto eden Alevi kurumları ve insan hakları savunucuları, bölgede can alan vakaların kaza olarak değil şüphe ile algılandığını belirtti.
Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği ve Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi öncülüğünde İnsan Hakları Derneği (İHD), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP), Dersim’de 13 Haziran tarihinde zırhlı aracın çarpması sonucunda 92 yaşındaki Ali Sezer’in yaşamını yitirmesine tepki gösterdi.
İHD İzmir Şube binasında gerçekleştirilen basın açıklamasını kurumlar adına DAD İzmir Şube Eşbaşkanı Hüseyin Ozan yaptı.
“VİCDANIMIZDA KAZA DEĞİL CİNAYETTİR”
“Özellikle son yıllarda neredeyse bütün Kürt kentlerinde zırhlı araçların karıştığı ve onlarca kişinin yaşamına mal olup onlarcasının yaralanmasına neden olan vakalar, toplumsal vicdanımızda kaza değil cinayet olarak yankısını bulmaktadır” diye vurgulayan Ozan şunları belirtti:
“Sistematik göçertme politikalarıyla adeta insansızlaştırılan ve küçük bir kasaba ölçeğini aşmasına fırsat verilmeyen kentimizde yaşanan çok yönlü şiddet politikalarına zırhlı araç cinayetleri de eklenmiş bulunmaktadır. Tüm giriş çıkışları hareketli ve beton bariyerlerle kapatılan, tüm tepelerine kalekollar kurularak süreklilik arz eden bir kuşatma altında tutulan kentimiz yaşanamaz bir hale getirilmiştir. Küçük bir kasaba ölçeğindeki kentimizde neredeyse her köşe başına bir zırhlı araç konmuş, kent insanların yaşam alanı olmaktan çıkarılmış adeta bir garnizona çevrilmiştir. Özellikle son yıllarda neredeyse bütün Kürt kentlerinde zırhlı araçların karıştığı ve onlarca kişinin yaşamına mal olup onlarcasının yaralanmasına neden olan vakalar, toplumsal vicdanımızda kaza değil cinayet olarak yankısını bulmaktadır. Zırhlı araç vakalarını Kürt halkını hedef alan ve sürekli tırmandırılan nefret söylemlerinden ayrı düşünemiyoruz. Bölge trafiğinde zırhlı araçların agresif, saldırgan bir tarzda kullanıldığı, sürekli tehlike yarattığı yıllardan beri dillendirilmekteydi. Gelinen noktada ise bu agresif davranışlar can alan bir boyuta taşınmış ve yaşlı, genç daha da acısı çocuk yaştaki pek çok insanımız yaşamını yitirmiştir. ”
“MAHKEME SÜRECİ BİR AN ÖNCE GERÇEKLEŞMELİ”
Dersim’de ve bölgede peş peşe yaşanan, onlarca can alan bu vakaların şüpheyle karşılandığını ve kaza olarak algılanmadığını dile getiren Ozan mahkeme sürecinin bir an önce gerçekleştirilmesi çağrısında bulunarak şunları söyledi:
“Gerilim ve şiddetten medet uman politikalarla yaratılan sayısız travmaya bu vakalarla yenileri eklenmiştir. Ülkenin en temel sorunu niteliğinde olan Kürt meselesine güvenlikçi yaklaşımlar bu ve benzer birçok olumsuz sonuca yol açmaktadır. Kürt bu ülkenin gerçeğidir, vatandaşıdır. Kırk yıldan beri sürdürülen ve son yıllarda daha da derinleştirilen şiddet politikaları sadece ve sadece yıkımlara yol açmıştır. Demokratik ve barışçıl politikalar bu yıkım sarmalından çıkmanın tek yoludur. Daha fazla ölüm ve yıkım istemiyoruz. Kentimizde ve bölgede peş peşe yaşanan, onlarca can alan bu vakalar şüpheyle karşılanmakta, kaza olarak algılanmamaktadır. Kısa bir zaman diliminde zırhlı araç çarpmaları sonucu, Dersim merkezde Naciye Özdemir anamız yaşamını yitirmiş, ardından Hasan Hüseyin Çimen canımız ağır biçimde yaralanmış, en son ise Ali Sezer adlı kamilimiz yaşamını yitirmiştir. Bu vakalar vicdanlarımızı kanatmış, halkımızı acıya boğmuştur. Öncelikle bu gerilimin düşürülmesi için şiddet politikalarının terk edilerek diyalog kapılarının aralanması çağrısında buluyor, bu vakalarla ilgili samimi ve vicdanlarda yankısını bulacak bir soruşturma ve mahkeme sürecinin gerçekleştirilmesi beklentisi içinde olduğumuzu belirtiyoruz.
Ali Sezer canımıza Hakk’tan rahmet diliyor, devri daim olsun diyoruz. Bölgede benzer vakalarda yaşamını yitiren tüm insanlarımızın ailelerine de başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyor, sabırlar diliyoruz.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.