PİRHA- Maraş Pazarcık’a bağlı Maksutuşağı (Makson) köyünde yaşayan Nuri Manaz , pandemi sürecinde kapalı olan cemevlerinin hiçbir ihtiyacının karşılanmadığı eleştirisinde bulundu. Manaz, “Cemevlerinin ne elektriği ne suyu nede başka bir ihtiyacına cevap verdikleri yok. Bu da cemevlerinin yok sayılması demektir” diye konuştu.
CAN TV’de yayınlanan ‘Reya Me’ programına konuk olan Maksutuşağı (Makson) köyünden Nuri Manaz, Diyanet’in 13 bakanlığın bütçesine eşit bütçe almasına eleştiride bulundu. Pandemi sürecinde kapalı olan cemevlerinin elektrik, su gibi ihtiyaçlarının karşılanmadığını ifade eden Manaz, bunun Alevi inancının yok sayılması olduğunu dile getirdi.
Manaz, ayrıca Diyanet’in kendince Aleviliği tanımlamasını kabul etmediklerini de vurguladı.
“CEMEVLERİNE SAHİP ÇIKILMIYOR”
Koronadan önce her sene Malatya’dan pirlerinin geldiğini söyleyen Manaz, bu süreçte cemlerini yapamadıklarını dile getirdi.
Manaz, yıllardır kültür haline haline taziye evlerine hediye götürme, yemek vermenin son dönemlerde kaldırılmasına itiraz ederek, bunun yaşatılması gerektiği çağrısında bulundu.
Manaz, ” Cemevlerine sahip çıkılmıyor. Kültürümüzü kaybetmemeliyiz, daha da ileriye götürmek lazım. Alevi gibi yaşamakta fayda var” dedi.
“BENİM İNANCIMA DİYANET VE BAŞKASI KARAR VEREMEZ”
Diyanet’in ile birlikte iktidarın da hala cemevlerinin yasal statüsünü kabullenmediğini ve cemevlerinin hiç bir ihtiyacına cevap olunmadığını belirten Manaz, “Cumhurbaşkanı, ‘Cemevleri cümbüş evidir’ dedi. Diyanet hala cemevlerinin statüsünü kabullenmiş değil. Kendilerine göre tek bir ibadet var; orası da camidir. Diyanet’in 13 bakanlık kadar bütçesi var. Ama cemevlerinin ne elektriği ne suyu nede başka bir ihtiyacına cevap verdikleri yok. Bu da cemevlerinin yok sayılması demektir. Türkiye’de demokrasini, insan hakları yok. Benim inancıma bir başkası karar vermemeli. Ben inancımı yaşamalıyım ve ben karar vermeliyim” diye konuştu.
PİRHA/MARAŞ
Yoruma kapalı.