Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Kadıköy eski Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün bir televizyon programında söylediği “Aleviler yakılsa da sineye çekiyor, bu büyük şans” şeklindeki sözleriyle ilgili suç duyurusuna takipsizlik kararı verdi. Kararda, Öztürk’ün sözleri ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ kapsamında değerlendirildi. Karara yapılan itirazda ise, ‘ülkenin çok hassas bir süreçten geçtiği, bu süreçte sarf edilen sözlerin nereye varacağının iyi hesaplamasının iyi öngörülmesi gerektiği’ belirtildi.
11 Aralık 2016’da katıldığı bir televizyon programında, ‘Türkiye’deki Alevilerin öldürülse dahi sesini çıkarmadığını’ ve ‘bunun Türkiye için büyük bir şans olduğunu’ söyleyen CHP’li Kadıköy eski Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün sözlerine yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi.
Öztürk’ün sözleri ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAK) Diyarbakır Şube Başkanı ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Cafer Koluman ve dernek üyesi Avukat Selvinaz Gamze Tokhay, Aleviler hakkındaki sözleri nedeniyle Öztürk hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.
Savcılığa verilen dilekçede, Öztürk’ün Türkiye’de yaşayan Alevileri aşağıladığı, Aleviler dışındaki kesimleri Alevilere karşı kışkırtarak suç işlemeye teşvik ettiği ifade edilmişti.
Bu suç duyurusunu işleme alan savcılık ise Öztürk hakkında, “Suç işlemeye alenen tahrik “ ve “Halkı kin ve düşmanlığı alenen tahrik etme” suçlarından soruşturma başlatmıştı.
Ancak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Öztürk’ün, “Bizim Aleviler yakılsa da öldürülse de bunu sineye çekiyor. Bu Türkiye için büyük şans. Bunu iyi kullanmamız gerekir” sözleri için ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ dedi ve yapılan suç duyurusu için takipsizlik kararı verdi.
Öztürk’ün soruşturma kapsamında savcılıkta verdiği ifadeye yer verilen kararda ise Öztürk, Kadıköy Belediye başkanlığı yaptığı 20 yıllık sürede Alevi cemaati içinde çok sayıda insan tanıdığını, yaşam tarzlarını dünya görüşlerini çok iyi bilen bir insan olduğunu savundu.
Öztürk, söylediği sözlerle ilgili kendisini şöyle savundu:
“Yakinen tanıdığım Alevi Cemaatinin şiddet meyilli olmadığı, Türkiye’nin sigortası olduğunu, kendilerine kötülük yapılsa da buna karşı şiddetle karşılık vermeyen bir yapıya sahip oldukları, bu yapının ülkemiz açısından bir şans olduğunu, toplumsal barışı bozmak isteyenlerin başarılı olamayacaklarını ifade etmek istedim. “
Çok sayıda konuşmacının katıldığı televizyon programında konuşmasının arasına girilmesi nedeniyle dikkatinin dağıldığını, anlatmak istediği şeyi tam olarak ifade edemediğini ileri süren Öztürk, “Kullandığım bir iki kelime anlatmak istediğimin dışında amacını aşmış olabilir ama bütünlük içinde değerlendirildiğinde benim Alevileri aşağılamadığım onlara yönelik tahrik edici bir kelime kullanmadığım çok bellidir. Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum” dedi.
RTÜK’ten istenen yayın kaydı üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporda ise görüntülerde şikâyete konu olan ifadelerin geçtiği belirtildi. Ancak raporda, Öztürk’ün konuşması ile ilgili bir düzeltme ve açıklamada bulunduğu hatırlatıldı.
Kararın sonuç bölümünde de AİHS ve AİHM kararlarında ifade özgürlüğü konusundaki hüküm ve kararlara atıfta bulunarak, dosya içeriği ve mevcut deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde şikâyete konu olan programda kullanılan ifadelerin düşünce ve açıklaması şeklinde olduğu, suçun yasal unsurlarını oluşturmadığı, eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği iddia edildi.
KARARA İTİRAZ EDİLDİ
Koluman ve Tokhay ise takipsizlik kararının kaldırılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına itiraz etti.
İtiraz dilekçesinde, ülkenin çok hassas bir süreçten geçtiği, bu süreçte sarf edilen sözlerin nereye varacağının iyi hesaplamasının iyi öngörülmesi gerektiği belirtildi.
Ayrıca izleyici potansiyeli yüksek bir televizyon kanalında Aleviler hakkında söylenen bu sözlerden hareketle bir grup veya kişinin “Nasıl olsa Aleviler sineye çekiyor, öldürsek de ses etmezler” diye düşünerek Alevi vatandaşlara saldırmayacağının garantisinin olmadığı da vurgulandı.
Takipsizlik kararının, hukuka aykırı olduğu ve aynı zamanda bu ülkede yaşayan milyonlarca Alevi vatandaşa yapılan büyük bir haksızlık olduğu da başvuruda kaydedildi.
Öztürk’ün ‘Alevilerle ilgili sarf ettiği sözlerle kamu barışını zedeleyerek, Alevilere karşı suç işlemek için tahrikte ve Alevilerin dini değerleri üzerinden aşağılamada bulunduğu bu nedenle hakkında verilen takipsizlik kararının kaldırılarak hakkında kamu davası açılması’ talep edildi.
NE OLMUŞTU?
Kadıköy eski Belediye Başkanı Selami Öztürk, ‘Türkiye’deki Alevilerin öldürülse dahi sesini çıkarmadığını’ ve ‘bunun Türkiye için büyük bir şans olduğunu’ söylemişti.
Öztürk’ün, 11 Aralık 2016’da CNN Türk televizyonunda yayınlanan “Gündem Özel” isimli programdaki konuşması şöyleydi:
Suriye’deki Irak’taki mezheplerle bizdeki mezhep ayrılığı çok farklı. Bizim Alevi kitlemiz, kendisine baskı yapılsa da, yakılsa da, öldürülse de, buna karşılık vermeyen, tam tersine sineye çeken ama bunu farklı şekillerde anlatan bir yapıya sahip. Bu bizim için büyük şans, Türkiye için büyük bir şans. Bu şansı hepimiz, biz Sünniler dahi olmak üzere iyi kullanmamız gerekir.
Öztürk, daha sonra gelen tepkiler üzerine ise, “Yanlış anlaşıldı, tam tersine değerli bir mesele. Türkiye’de barışın sigortasıdır” demişti.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.