Alevi Haber Ajansi

‘Aleviler müthiş haklı çıktı’-VİDEO

PİRHA- PSAKD Avcılar Şubesi geçtiğimiz gün Avcılar’da bulunan Barış Manço Kültür Merkezi’nde “Referandum Öncesi ve Sonrası Türkiye” başlıklı panel düzenledi. Panelde Alevilerin AKP hakkındaki tezlerinin haklı çıktığına vurgu yapıldı.  

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Avcılar Şubesi’nin  düzenlediği panele konuşmacı olarak gazeteci yazar Necdet Saraç, Panele CHP Parti Meclisi Üyesi ve Birleşik Haziran Hareketi Genel Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Canan Kaftancıoğlu, İlerici Kadınlar Meclisi Türkiye Yürütme Üyesi Avukat Yelda Koçak ve TKP Genel Başkanı ve Haziran Genel yürütme Kurulu Üyesi Erkan Baş katıldı.

Açılış konuşmasını yapan PSAKD Avcılar Şube Başkanı Hüseyin Ağçal, Türkiye önemli bir sürece giderken Alevilerin sözünün ne olacağını söylemek için bu paneli düzenlediklerini belirtti.

Panelin moderatörlüğünü PSAKD Avcılar Şube Yönetim Kurulu üyesi Nilay Barkın yaptı. Barkın zorunlu din derslerinin kreşlerde başladığına vurgu yaparak AKP’nin yarattığı dindar ve kindar neslin karşısında demokratik bir nesil yetiştirmek için Hayır dediklerini belirtti. Yapılacak anayasanın tamamen AKP’nin anayasası olduğunu söyleyen Barkın, “Bu anayasa geçtiğinde cemevleri statü kazanmayacak ya da zorunlu din dersleri kalkmayacak. Televizyon ve gazetelerin kapatılmasıyla bitmeyen bu süreçte daha fazla baskı olmaması için Hayır diyoruz. Gericiliğe, savaşa Hayır diyoruz” dedi.

 

“BÜTÜN YETKİLER TEK KİŞİYE VERİLECEK”

Panelde ilk olarak söz alan Avukat Yelda Koçak yeni anayasanın maddelerine değinerek hukuki süreci anlattı. Anayasa değişikliği ile bir sistem değişikliğine gidildiğini belirten Koçak, meclisin yetkilerinin ciddi bir şekilde daraltıldığını ve bunun karşısında tek bir kişiye bütün yetkilerin verildiğini vurguladı. “Cumhurbaşkanının adının değişmemesi bir sistem değişikliği olamadığını göstermiyor” diyen Koçak, çok ciddi değişiklikler olduğunu ve bu yüzden yeni sistemin adının bile doğru düzgün konmadığını söyledi.

Ayrıca Koçak şunları ifade etti:

“Yeni sistemde güçler ayrılığı ortadan kaldırılıyor. Meclis yasama faaliyetini gerçekleştirir. Kanunları düzenler. Yürütme, bakanlar kurulu ve başbakandan oluşur. Yargı da aslında bu ikisinden daha bağımsızdır. Yargısal ve anayasal denetlemeyi yapan ayrı bir güçtür. Bu anayasa değişikliği ile bunlar arasındaki bağımsızlık ve tarafsızlık ortadan kaldırılmakta. Meclis zayıflatılmakta. Bugüne kadarki sistemde var olan meclisin bakanlar kuruluna, başbakana yani yürütmeye dair güvensizlik oyu elinden alınmakta.

Cumhurbaşkanı isterse meclisi feshedebilecek. Yani reklamlarda gösterilen daha güçlü bir meclis varmış gibi bir yanılsama yapılsa da cumhurbaşkanının meclisi feshetme ve erken seçim kararı alma yetkisi var. Meclisin denetleme yetkisi elinden alınıyor. Gensoru verme hakkı iptal ediliyor. Bunun yerine soruşturma usulü ve yüce divana sevk edilme uygulaması var.  Cumhurbaşkanının veto hakkı genişletilmekte. Cumhurbaşkanı istemezse kanun çıkmaz. Meclisin kanun yapma hakkı elinden alınıyor. Cumhurbaşkanına kararname yapma yetkisi veriliyor. Cumhurbaşkanına bakanlıkları açma ve kapatma yetkisi veriliyor. Yani bir sabah uyandığımızda Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapatılmış olduğunu ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların olmadığını görebiliriz. HSYK üyelerini cumhurbaşkanı ve onun seçtiği meclis atayacak. Böylece yargı tamamen bağımsızlığını yitirecek.”

“ALEVİLER MÜTHİŞ HAKLI ÇIKTILAR”

Koçak’ın ardından söz alan gazeteci Necdet Saraç ise AKP’nin ilk iktidara geldiği dönemde Alevilerin ortak refleksinin “Siyasal İslamcılardan demokrat, siyasal İslam’dan demokrasi çıkmaz” şeklinde olduğunu belirterek “Aleviler müthiş haklı çıktılar” dedi.

“HUKUK HERKESE EŞİT UYGULANMALI”

Türkiye’de hukukun dün de bugün de işlemediğini vurgulayan Saraç “1937’de Seyit Rıza’nın yargılanması da, 1961’de Menderes’in yargılanması da, 1970’lerde Deniş Gezmişlerin yargılanması da, 1980’lerde Erdal Erenlerin yargılanması da, 2000’lerde Ergenekon da Balyoz da ve şimdi Fethullah terör örgütü dedikleri Fethullahçıların yargılanma biçimi de tümüyle hukuk dışı. Tümüyle iktidarların yönlendirmesine göre yargılamalar. Bizim temel prensibimiz şu olmalı: ‘Hukuk herkese eşit ve adil uygulanmalı” şeklinde ifade etti.

Saraç, bu sürecin AKP’nin ideolojik politik hegemonyasını kırdığını ve AKP’nin sokakta ve meydanlarda 15 yıldır süren psikolojik üstünlüğü kaybettiğini belirtti.

“PİR SULTANLARI YOK”

Bu ülkede sağcıların, siyasal İslamcıların arkasında durabilecekleri 5 kişi olmadığını belirten Saraç “Pir Sultanları yok, Hacı Bektaşları yok, Yunus Emreleri yok, Nasrettin Hocaları yok. Kendisiyle ve tanrıyla dalga geçen bir espri yeteneği yüzü aydınlığa dönük olanlara aittir. Bu anlamıyla güçlü olan biziz” şeklinde vurguladı.

Saraç, temel kriterin 16 Nisan akşamı sandıklardan Hayır çıkarsa 17 Nisan sabahı bir başka Türkiye’ye uyanılacağını kaydetti.

“HAYIR, YENİ BİR BAŞLANGIÇ OLACAK”

Birleşik Haziran Hareketi’nden Canan Kaftancıoğlu da, 16 Nisan’da Hayır’ın çıkacağını ve o Hayır’ın bir son olmayacağını aksine yeni bir başlangıcın ilk adımı olacağını belirtti. Kaftancıoğlu, “O sandıktan Hayır çıkacak çünkü diktatörler yenilmeye mahkumdur” dedi.

iktidarın Hayırcıları terörist ilan ederek korkutmaya çalıştıklarını belirten Kaftancıoğlu “Bu memlekette bizlerin hiçbir zaman ve hiçbir yerde veremeyeceğimiz bir hesap yok. Ama hesap soracağımız çok şey var” dedi. Kaftancıoğlu, Hayırcıların güçlerini gerçeklerden aldığını söyledi.

“TARTIŞILAN TEK ŞEY BİR KİŞİNİN YETKİLERİ”

Panelde konuşan TKP Genel Başkanı Erkan Baş, seçim dönemlerinde medyanın yaptığı yönlendirmeler ve manipülasyonların önemine dikkat çekti. Anketlerin en başta Hayır’ın önde olduğunu bilerek gösterdiğini belirterek çalışmayı bıraktırmaya çalıştıklarını söyledi. Aylardır tartışılan her şeyin özünün bir tek kişinin yetkileri olduğunun altını çizen Baş, “Onlar diyorlar ki tek kişinin yetkileri sınırsız olsun, biz de diyoruz ki her gün daha da çok artırılan bir tek kişinin yetkileri sınırlandırılsın” şeklinde ifade etti.

“16 TEMMUZ DARBESİNİN ANAYASASI”

Baş, AKP’nin 15 yıl önce iktidar koltuğuna oturduğu günden itibaren görevi Türkiye’de emeğiyle ve alın teriyle yaşayan insanların, milyonların daha fazla ezilmesi, daha fazla sömürülmesi zenginlerin ise servetine servet katılacağı olduğuna dikkat çekti. Şu an karşı karşıya olunan anayasanın 16 Temmuz darbesinin anayasası olduğunu belirten Baş 16 Temmuz darbesini şöyle açıkladı:

“15 Temmuz’da birileri bir darbe girişiminde bulundu. Yıllardır kucak kucağa oturdukları, her istediklerini verdikleri Amerikancı bir çete Türkiye’de bir darbe girişiminde bulundu. O darbe girişimi bastırıldı. Sabahı itibariyle sokaklara IŞİD’in Türkiye versiyonları salındı ve 16 Temmuz itibariyle Türkiye’de yeni bir darbe hayata geçirilmeye başlandı. Önce sokaklara IŞİD militanlarını salıp sokaklara hakim hale gelmeye çalıştılar. Türkiye’nin ilerici kuvvetleri sokağa çıkıp ‘Darbeye de sivil darbeye de karşıyız’ dediği anda OHAL ilan edildi. KHK’ler yayınlanmaya başladı. Sivil güçleriyle ve şeriatçı militanlarıyla yapamadıkları toplumu teslim alma operasyonunu devletin gücünü ve kanunun gücünü sınırsız bir şekilde kullanarak baskı altın alamaya başladılar.”

“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ HAYIRCILARIN ELİNDE”

OHAL koşullarında yeni bir anayasa tartışması yapılmaması gerektiğini belirten Baş, bu anayasanın içeriğine, esasına, usulüne ve varlığına Hayır denmesi gerektiğinin altını çizdi. Şu anda Türkiye’nin geleceğinin Hayırcıların eline geçtiğini vurgulayan Baş, “Eğer örgütlülüğümüzü kuvvetlendirirsek işimiz daha kolay olur. Bugüne kadar AKP’ye oy vermiş insanlarla konuşup tartışacağız, onlara Hayır’ı anlatacağız. Hayır oyu kullanıp bu oyları da sandıkta koruyacağız” dedi.

NE YAPILABİLİR?

Hayır’ın psikolojik üstünlüğünü artırmak gerektiğini belirten Avukat Yelda Koçak, sokak eylemliliklerinin çok canlı olması gerektiğini, salon toplantılarının önemli olduğunu ve buradan bir enerjiyle çıkılması gerektiğini vurguladı. “Evet deme ihtimali olan insanlara neden hayır demeleri gerektiğini anlatacağız” diyen Koçak “Kadınların Hayır demeleri için çok daha hayati gerekçeleri var” dedi.

Hayırcıların kendi güçlerinin farkına varıp öyle hareket etmesi gerektiğini söyleyen gazeteci Necdet Saraç “Sokakta biriktirdiklerimizi tekrar gözden geçirip yine sokağa çıkmalıyız” dedi. Psikolojik motivasyonun önemine dikkat çeken Saraç “AKP anket açıklayamıyor. Çünkü psikolojik motivasyonları hızla düşüyor” şeklinde vurguladı.

Herkesin Hayır’ının hayırlı olduğunu belirten TKP Genel Başkanı Erkan Baş, “Bu kavga 16 Nisan akşamına kadar AKP’nin kendini güçlendirme kavgasıdır” dedi. Evet diyen bütün partilerin bölündüğünü de ekleyen Baş, gezi vurgusu yaparak “Sahada kazanıp masada kaybetmeyelim” şeklinde ifade etti.

Bir arada olmaktan korkmamalıyız diyen Canan Kaftancıoğlu da, “Yeniden bu topraklarda hep birlikte gelmeyecek olan Godot’yu beklemek yerine birlikte mücadele edip kazanmalıyız. Yan yana olmak, hep birlikte olmak ve gücümüzü zalime karşı hissettirmek zorundayız” sözleriyle birlik olmanın önemine dikkat çekti.

Suay ABAK

Haberin Viideosu

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak