PİRHA- Almanya’da düzenlenen ‘Aleviler Barışı Konuşuyor’ konferansında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “2013 sürecinde muhalefet barış sürecinin içerisinde etkin olarak yer almadı. Aynı şekilde toplumsal dinamikler barışı tartışmadı. Bizimde o dönemin özeleştirisi verdiğimiz eksiklerden biri buydu. Bu dönemde açık ve şeffaf olarak konuşan, tartışan bir çalışma yürütmek istedik” dedi.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Demokratik Alevi Federasyonu ve Avrupa Arap Alevileri Federasyonu, ‘Aleviler Barışı Konuşuyor’ konferansı düzenledi.
Gustavsburg Cemevinin ev sahipliğini yaptığı konferansa DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit Başkanı Hüseyin Mat, Demokratik Alevi Federasyonu Eş Başkanı Demir Çelik, Avrupa Arap Alevileri Federasyonu Genel Başkanı Serhat Süleyman Narlı ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat konuşmacı olarak katıldı.
Açılış konuşması yapan Hessen Bölge Başkanı İhsan Dilber ve Gustavsburg Cemevi Başkanı Müslüm Aktar katılımcıları selamladı.
“ARAP ALEVİLER OLARAK MAZLUMDUK VE KATLİAMA MARUZ KALDIK”
Konferansta, ilk sözü alan Avrupa Arap Alevileri Federasyonu Genel Başkanı Serhat Süleyman Narlı, Arap Alevilerin sürekli bir hedef halinde olduğunu belirterek, “Tarihin her döneminde Aleviler ve felsefeleri hedef haline getirilmiştir. Biz Arap Alevileri bu tarihi süreçte mazlumduk ve katliamlara maruz kaldık. Alevilere yönelik bu nefret söylemleri 14. Yüzyıl fetvalarında da görülmüştür. Bizler tek bir Alevi çatısı altında birleştiğimiz bu ideoloji bizim birliğimizdir. Bizler de Arap Alevileri olarak lokmalarımızı kardeşlerimizle paylaşma kültürümüz var. Hristiyan, Sünni, Asuri canlarla lokmalarımızı paylaşırdık. Bizler sorgulayıcı bir felsefeye sahibiz. Otorite olarak kabul ettiğimiz bir yapı yoktur. Arap Alevileri olarak bu zulme karlı örgütlü bir yapıyı oluşturmayı tartışmalıyız” dedi.
“BAAS REJİMİ, ALEVİ ÖRGÜTLENMESİNİN SÜREKLİ ÖNÜNÜ KESTİ”
Narlı, Baas rejimi üzerinden Alevilere yönelik saldırılara dikkat çekerek, Baas rejiminin yıllardır Alevi örgütlenmesinin önünü kestiğini söyledi. Narlı, “Suriye’de Esad rejimi ile bağdaştırmış Aleviler. Sanki Esad tarafından desteklenen bir Alevi devleti varmış gibi algı yaratılıyor. Suriye’de yaşadığımız dönemde Alevi olduğumuz söylenmezdi. Baas rejimi orada Alevi örgütlenmesinin önünü sürekli kesti. Bu rejim fakir, mazlum olanı kendinden görmez. Ama Aleviler hedef haline getirildi. Bir köyde 58 kişi katledilmiş, çok sayıda kişi gözaltında kaybedilmiştir. Sebep ise Alevi olduklarını sorduklarında Alevi olduklarını kabul etmeleriydi. Çokça aile göçertildi, kadınalar baş örtüsü zorunluluğu getirildi. Suriye’de 5 milyon Alevi yaşamakta. Yaşam alanlarında açık bir temizlik yapılıyor” diye konuştu.
FIRAT: ALEVİLERİN VE DİĞER HALKLARIN SORUNLARI DA ÇÖZÜME KAVUŞACAK
Kürt sorununun çözümü ile birlikte Aleviler ve diğer halkların sorunlarının da çözüme kavuşturulması için mücadele ettiklerini söyleyen DEM Parti Milletvekili Celal Fırat, “Bu kadar Alevi nüfusu varken bizler neden katliama maruz kalıyoruz. Bu kadar katliama uğramış, yakılmış olan biz Aleviler neden hala bir olamıyoruzu sormak lazım. Biz örgütlenirsek özgürleşiriz, bunun mevcut koşulu budur. Suriye’de Aleviler bir katliamla karşı karşıya. İnsanlığa karşı büyük bir vahşet var. Ama bizler ise hala birbirimiz ile uğraşıyoruz. Sözümüzü daha güçlü kurmak lazım. Alevilere dayattıkları Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı gibi ucube bir kurum var. Kirli bir propaganda yürütüyorlar, Alevi pirlerine ise cemevi uzmanı diyorlar. Kürt sorunu Türkiye’nin büyük bir yarasıdır. Daha kaç insan ölecek, bu kanın durması lazım. Her kesimin yan yana gelerek beraber mücadele etme koşullarını bulmamız lazım. Aleviler yalnız mı bırakılıyor gibisinden bir kaygı yaratılıyor. Sadece Kürt sorunun değil Alevilerin ve diğer sorunların çözüme kavuşturulması ve eşit yurttaşlık hakkına kavuşması için birlikte mücadele ediyoruz ve bunu sonuca kavuşturacağız” ifadelerini kullandı.
ÇELİK: ALEVİLER SON 100 YILIN AĞIR TRAVMASINI YAŞIYOR
Demokratik Alevi Federasyonu Eş Başkanı Demir Çelik, Alevilerin son 100 yılın en ağır travmasını yaşadığını dile getirerek, “Barışı kutsaldır; herkesten çok biz Alevilerin dillendirmesi ve sahip çıktığı bir kutsallıktır. Savaşın yıkıcılığı, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere toplum kırını deşifre etmek, karşısında pozisyon almak ve dolayısıyla barışı dillendirmek herkesten çok kendisine Alevi diyenin görevi olmalıdır. Biz Alevilerin yaşadığımız katliamların bizde en ağır olan travmasını son 100 yıldır yaşıyoruz. Ağır bir sosyal, siyasal travmayı yaşıyoruz. Nerede kaybettik, nasıl bulabiliriz sorularına yanıt bulmadan eriniyoruz. Biz kendi hakikatimiz olan devlet ve iktidar dışılığı yaşatamadığımız için büyük kaybettik ve kaybediyoruz” şeklinde konuştu.
“YAN YANA GELEMEZDEK BİZİ BÖLENLER YİNE KAZANACAKLARDIR”
Aleviler ve diğer mazlum halkların bir araya gelememesi durumunda iktidarların yeniden kazanacağına vurgu yapan Çelik, “Savaşa karşı barışın pratik adımlarını da örmemiz gerekiyor. Büyük risklerin yanında büyük olanaklar ve imkanlarda var. Buna erişebilmenin yolu örgütlenmektir, öz gücüne dayanmaktır. Çıkaracağımız temel ders; savaşa karlı barışın savunucusu, kendine güvenmekten, mazlum halklarla ortak yaşamı inşa etmekten geçiyor. Biz mazlumlar ve mağdurlar savaşa karşı omuz omuza mücadeleyi büyütemezsek , demokrasi asgari müştereğinde Aleviler olarak yan yana gelemezsek bizi bölenler yine kazanacaklardır” diye belirtti.
MAT: ALEVİLER 2. YÜZYILDA AYNI ŞEYLERİ YAŞAMAK İSTEMİYOR
“35 yıllık Alevi mücadelesi bize şunu gösterdi ki; örgütlenmeyen toplumların geleceğini inşa etme şansı ve hakkı da olamaz” diyen Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit Başkanı Hüseyin Mat ise “Alevi inancının temel öğesi, kutsalı insandır, yaşam hakkıdır. Barış tabi ki Alevilerin de öncülük edeceği, üstüne düşeni ivedilikle yerine getireceği bir şey. Alevilerin nefes alacağının söylendiği cumhuriyet tarihi Osmanlı’dan daha çok Alevilere zulüm etmiştir. Birinci yüzyılında resmi devlet ideolojisinin Alevilere yapmadığı kalmadı. Aleviler cumhuriyetin birinci yüzyılında yaşadığını ikinci yüzyılda artık yaşamamalı. 35 yıllık mücadele gösterdi ki Aleviler cumhuriyetin demokratikleşmesine müthiş katkı sunuyor” ifadelerini kullandı.
“ALEVİLER ONURLU BİR BARIŞIN YANINDA AMASIZ YER ALACAKTIR”
Alevilerin şeffaf yürütülecek bir sürece destek vereceği ve rol üsteleneceğini söyleyen Mat, “Türkiye’nin demokratikleşmesi sadece Diyarbakır’dan değil aynı zamanda Dersim’den ve Hacıbektaş’tan geçer. Bizde bu vesileyle bu şeffaf ve demokratik olarak yürütülecek bir sürecin ortak paydaşı olmak istiyoruz. Biz Türkiye’nin demokratik, laik, seküler bir şemsiyesinin altında ortak barış sağlanabilir. Barışa dair tespitimiz, arzumuz budur. Aleviler amasız, fakatsız onurlu bir barışın yanında yer alacaktır” diye ekledi.
HATİMOĞULLARI: İÇ BARIŞI TARTIŞMAYI GEREKTİREN KOŞULLARIN OLUŞTUĞUNA DAİR DEĞERLENDİRMELER VAR
Konferansın son konuşmacısı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Parti (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Kürt sorununun çözümüne dair gelişen sürece dair kimi aktarımlarda bulundu. Hatimoğulları, “Ortadoğu tam bir savaş alanı olduğunu ve savaşın artık batıya geldiğini Ukrayna-Rusya savaşında gördük. Küresel sermaye çok ciddi bir krizin içerisinde, buradan çıkmak içinde Ortadoğu’da savaşlar var. Suriye’deki son gelişmeleri de bu tablonun içerisinde önemli bir fotoğraf karesi olarak görüyoruz. Hindistan’dan Avrupa’ya kadar gelecek olan enerji koridorunun içerisinde Türkiye yok. Dolayısıyla Türkiye’de başka bir stratejik bir yönelime girilmesine dair kuvvetle muhtemel devletin bir kanadı böyle çalışıyor. Buradan bir hareketin Türkiye’de bir iç barışı tartışmayı gerektiren objektif koşulların oluştuğuna dair önemli değerlendirmeler var. Sadece bu mudur, tabi ki değildir. Kürt halkının güçlü bir örgütlenmesi olmamış, Suriye’de öz yönetimler kendisini koruyabilmiş olmasaydı sizi kimse muhatap almazdı” diye konuştu.
“2013 SÜRECİNE ÖZELEŞTİRİ OLARAK SÜRECİ TARTIŞAN BİR ÇALIŞMA YÜRÜTTÜK”
Hatimoğulları, 2013 yılındaki müzakere sürecinin bir özeleştirisi olarak toplumsal dinamiklerle süreci tartıştıklarını dile getirerek, “Sürecin başlamasıyla birlikte ikinci görüşme sonrasında siyasi partilerle, demokratik kitle örgütleriyle, Alevilerle, kadın, ekoloji hareketleriyle merkezi düzeyde görüşmeler gerçekleştirdik. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm partilerle Sayın Öcalan’ın şu vurgusunu paylaştık. 2013 sürecinde muhalefet barış sürecinin içerisinde etkin olarak yer almadı. Aynı şekilde toplumsal dinamikler barışı tartışmadı. Bizimde o dönemin özeleştirisi verdiğimiz eksiklerden biri buydu. Bu dönemde açık ve şeffaf olarak konuşan, tartışan bir çalışma yürütmek istedik” dedi.
ANA MUHALEFET PARTİLERİNE GÖNDERİLEN MESAJ
Hatimoğulları şöyle devam etti:
Toplumun nabzını tutan bütün toplumsal kesimlerle yaptığımız görüşmelerin tamamı pozitif geçti. Sayın Öcalan ana muhalefet partisi başta olmak üzere tüm partilere şu mesajı yolladı; ‘Siz bu dönemin kurucu öznesi, Türkiye’de barışın inşa edilmesinde özne olmazsanız bu iktidar her şeyi kendine yontar.’ Alevi canlarda kaygıların olduğunu hepimiz biliyoruz. Yaptığımız tüm toplantılarda bunu açıkça dile getirdiler. Bu hassasiyeti gören bir yerden bu kaygıların giderilmesi için Alevi örgütlerine doğrudan bilgi vermemiz gerekiyor ise istenilen yerde veririz dedik.
ÖCALAN’IN ÇAĞRISI NE OLACAK?
Sayın Öcalan’ın yakın bir zamanda açıklama yapmasını bekliyoruz. Bunun Şubat sonu ve Mart başına yetişeceği bilgisini verdik. Diğer önemli bir soru bu açıklamanın mahiyeti ne olacak? Tabi ki içeriğini cümle cümle bilmiyoruz. Ama ana fikrini biliyoruz. Ana fikri şudur; Kürt sorununun çatışma ve şiddetten arındırılarak demokratik ve hukuki bir zeminde çözülmesini sağlamak çağrısı olacak bu çağrı. Bahsettiğimiz tüm toplumsal kesimlerin bu çağrıyı heyecanla beklediğini biliyoruz.”
PİRHA/ALMANYA
Yoruma kapalı.