PİRHA-HDP’nin Alevi Milletvekilleri Ali Kenanoğlu ve Kemal Bülbül, mecliste yaptıkları açıklamada, Alevi inancına yönelik baskıları değerlendirdiler. Vekiller, Hızır’ın alay konusu edilmesi, Kürt Alevi ağırlıklı muhtarların görevden alınıp yerlerine kayyum atanması, Kürt Alevi yurttaşın evinin işaretlenmesi, Diyanet işleri başkanının Tunceli cemevini ziyaret etmesi gibi birçok konuyu değerlendirdiler.
HDP’nin Alevi milletvekilleri Ali Kenanoğlu ile Kemal Bülbül, HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu adına mecliste bir açıklama yaptılar. Vekiller yaptıkları açıklamada son günlerde Alevi inancına yönelik baskı ve asimilasyona dikkat çektiler.
“ALEVİLER IRKÇILIĞA BİREBİR MARUZ KALIYOR”
İlk olarak söz alan HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, yaşamın her alanının ablukaya alındığı, kriminalize edildiği bir ırkçılıkla karşı karşıya kalındığını belirtti. Bu ırkçılığa birebir maruz kalan toplumsal kesimlerden birinin de Alevi topluluğu olduğunu söyleyen Bülbül, Alevi toplumuna dönük sistematik hak ihlallerinin çoğalarak devam ettiğine vurgu yaptı.
“HAKSIZLIKLA MÜCADELEDE ALLAHUEKBER KULLANILMIYOR”
İzmir’in Çiğli ilçesinde Kürt Alevi bir ailenin evinin kapısına üç hilal çizilip “Defolun, Allahuekber” yazılarının yazılmasına değinen Bülbül, bu yurttaşın yaşamsal tehlikesi olduğunu ifade ederek “Bu ırkçılıktır, faşizmdir, hedef göstermedir. Zaten bu ırkçılığı ve faşizmi yapanlar için Allahın ekber olduğu bir tek insanlara saldırırken hatırlıyor. Bunun dışında yoksullukla, haksızlıkla mücadelede, canilerle mücadelede Allahuekber kavramı kullanılmıyor. Mazlumlara, kimsesizlere karşı Allahuekber kavramı kullanılıyor” dedi. Kapı işaretlemelerin tarihsel bir derinliği olduğunu kaydeden Bülbül, bu kapı işaretlemelerin ardından gelen Alevi katliamlarını da hatırlattı.
“HIZIRIN KİM OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ?”
Alevi inancında kutsal sayılan Hızır’ın “Keloğlan Ak Ülke” adlı masal kitabında tecavüzcü olarak gösterilmesine de tepkilerini dile getiren Bülbül, buna hukukun sessiz kaldığını kaydetti. Bülbül, sessiz kalanlara şöyle seslendi: “Hukuk da mı bundan yana acaba. Hukuku yürütenler Hızır’ın ne olduğunu biliyor mu? Türkiye’nin hakimleri, savcıları Hızır’ın kim olduğunu biliyor musunuz? Türkiye’nin yürütme organı, cumhurbaşkanı, devlet başkanı Hızır’ın ne olduğunu biliyor musunuz? Utanmıyor musunuz? Hızır Kur’an-ı Kerim’de geçiyor Hızır Aleyhisselam diye. Hızır’ı tecavüzcü olarak gösteren birine sessiz kalmaya utanmıyor musunuz?”
Belediye başkanları ve muhtarların açığa alınarak yerlerine kayyum atanması hakkında da konuşan Bülbül, açığa alınan muhtarların sayısının belli olmadığını, görevden alınan muhtarların Kürt ve Alevi ağırlıklı olduğunu söyledi.
“DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALEVİLİKTEN ELİNİ ÇEK”
Diyanet İşleri başkanı Ali Erbaş’ın Tunceli Cemevini ziyaretine de değinen Bülbül, “Dersim cemevinde Kur’an-ı Kerim dersinin verilip verilmeyeceğine karar verecek olan Diyanet İşleri Başkanı değildir, Dersim toplumudur, Dersim halkıdır. Dersim’deki hak ve hakikat davasını yürüten dedelerdir, pirlerdir, analardır. Sen hangi cürretle gidiyorsun oraya? Devlet okulunda okumakla alim olunmaz. Devlet okulunda okumakla arif de olunmaz. Mekteb-i arifi bitirmek için mürşitlerin, alimlerin, sadıkların, aşıkların dizinin dibinde oturacaksın, onlardan nasipleneceksin, onlardan feyz alacaksın. Sen saraydan feyz alıyorsun… Diyanet İşleri Başkanı Alevilikten elini çek. Ayıptır. Cahillik etme. Bilmediğin şeye talip olma.” diye konuştu.
“DEVLETE SAYGI ADI ALTINDA YAPTIĞINIZ BASİT BİR ROLDEN İBARET”
Bülbül, Dersim’de Diyanet İşleri başkanı ile görüşen dedelere de şöyle seslendi: “Devlete saygı adı altında yaptığınız basit, küçük, sıradan bir rolden ibaret. Ayıptır. Düzgün Baba’ya gidin, Munzur Baba’ya gidin. Ağuçan ocağına, Baba Mansur ocağına, Hacı Kureyş ocağına gidin. 12 ocak var Dersim’de. Oradaki acı çeken analar size anlatsınlar. Seyit Rıza’ya gidin. Darda sır olurken ‘Evladı Kerbelayık! Bihatayık! Ayıptır, günahtır, yazıktır’ deyip kendi idamını yapana bile ders verip kendine saygı duyuracak kadar alim olan Seyit Rıza’ya gidin. Aleviliği öğrenmek için bizim Diyanet işleri başkanlığına ya da onun ilgili bir kurumuna ihtiyacımız yoktur.”
“YOLUMUZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Bütün bunları her yerde dile getireceklerini ifade eden Bülbül, “Alevilik hakkın hakikatin yoludur. Alevilik mekteb-i irfan yoludur. Yol cümleden uludur. Kendini cümleden ulu sanan küçük beyinlileri teşhir etmeye devam edeceğiz. Yolumuza, erkanımıza sahip çıkacağız.” dedi.
Bütün bu ayrımcılığa sebep olanın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana devam ecen ırkçı, gerici , tekçi rejimi olduğunu ifade eden Bülbül, bütün bunların bir şekilde ortadan kalkması gerektiğine işaret etti.
“BU SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ DEMOKRATİK ANAYASADAN GEÇİYOR”
Arkasından söz alan HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu da yaşanılan sorunların Türkiye’nin demokratik olmayışından ve demokratik bir anayasaya sahip olmayışından kaynaklı sorunlar olduğunu kaydetti. Bu sorunların aşılması yönteminin demokratik bir anayasadan geçtiğini belirten Kenanoğlu, tüm inançlara hak, hukuk, adalet çerçevesinde eşit mesafede durmakla ilgili olduğunu söyledi. Bu sorunların lokal sorunlar olmadığını, diğer inançların da hemen hemen aynı sorunları yaşadıklarını dile getiren Kenanoğlu, bu sorunların tamamını aşmanın yönteminin de demokratik bir ülke, demokratik bir anayasa ve laiklik olduğunu kaydetti. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.