PİRHA- TV10 Yönetim Kurulu Başkanı ve Üryan Xızır Ocağı evlatlarından Veli Büyükşahin, Artı Gerçek’te yayımlanan yazısında Maraş Katliamı’nın 39. yılı anmalarının akabinde dört büyük Alevi kurumuyla AKD arasında karşılıklı yapılan açıklamalarla gittikçe sertleşen tartışmalara dikkat çekti. Büyükşahin, “AKP hükümetinin kendisi karşısında konumlanmış tüm kesimleri parçalama, bölme ve mümkünse bir kısmını kendisine bağlama çabası her gün biraz daha artıyor. Anlaşılan o ki Alevi kurumlarına yönelik böyle çalışma var. Ayrıştırma projelerine karşı daha çok kavga değil, daha çok ortaklaşma her zamankinden fazla gerekli” diye belirtti.
Üryan Xızır Ocağı evlatlarından Veli Büyükşahin, Artı Gerçek’te yayımlanan “Bu kavga kimin kavgası?” başlıklı yazısında Maraş Katliamı’nın 39. yılı anması sırasında ve sonrasında yaşanan tartışmaların sonlandırılarak, ortaklaşılması gerektiğini belirtti.
Büyükşahin yazısında geçmişte Cem Vakfı ve çevresi ile Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) çevresi arasındaki tartışmaları hatırlatarak, “ABF çevresi, CEM Vakfı ile Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın devletle, iktidarla ve cemaatlerle anlaşıp Alevileri asimile etmeye çalıştığı yönünde açıklamalar yapmış, hatta daha da ileri giderek düşkün ilan etmişlerdi. CEM Vakfı çevresi ise ABF çevresinin yaptığı birçok eylemi, mitingi terörizme ve bölücülüğe hizmet etmekle itham ederek, bu örgütlerin aslında Alevileri kullandığını, bunların Alevi olmadığını, dolayısıyla onlar adına konuşamayacaklarını açıkça ifade ediyorlardı” dedi.
Hükümet tarafından yapılan Alevi Çalıştayları ve Alevi kurumlarının duruşuna da değinen Büyükşahin, devletin tahminlerinin dışında, kurumların birbiri ile ilişkilerde daha dikkatli davranmaya başladıklarını ve pozitif bir durumun ortaya çıktığını kaydetti.
“KULLANILAN DİLİN ALEVİ ÖRGÜTLERİNE VE TOPLUMA FAYDASI YOK”
Maraş Katliamı’nın 39. yıldönümü vesilesiyle Maraş’ta yapılan anmada ortaya çıkan tartışmaları eleştiren Büyükşahin, “ABF, AKD, HBVAKV, PSAKD gibi örgütler, Alevi toplumu içinde örgütlenmiş ve onları belli düzeyde temsil eden önemli örgütler. Özellikle AKD ve ismi geçen diğer örgütler arasında karşılıklı sert açıklamalar yapılıyor. Açıklamalar eleştirilerin ötesine geçerek daha hasmane ve düşmanlığa varacak düzeye geliyor.
Kullanılan bu dilin ve tarzın ne Alevi örgütlerine, ne de Alevi toplumuna bir faydası yok. Tam tersine bu açıklamalar örgütleri itibarsızlaştırarak etki gücünü azaltıyor, örgütlendiği zeminde varlık sebebini tartışılır noktaya taşıyor. Tüm eksikliklerine rağmen mevcut örgütlü yapıya yazık ediliyor. Kimsenin sokağa çıkamadığı bu zamanlarda, eğitimin dinselleştirilmesine karşı 17 Eylülde Laik Eğitim mitingi yapanlar yine bu örgütler” dedi.
“KAVGA DEĞİL, ORTAKLAŞMA GEREKLİ”
“AKP hükümetinin kendisi karşısında konumlanmış tüm kesimleri parçalama, bölme ve mümkünse bir kısmını kendisine bağlama çabası her gün biraz daha artıyor” diyen Büyükşahin, ayrıştırma politikalarına karşı kavga değil, birlik ve ortaklaşmanın gerekliliğine vurgu yaptı.
ALEVİ TOPLUMU İÇİN EMEK VERMEYECEKSEK…
“Yeni KHK’ler ile iç çatışmaların fitili ateşlenmek istenirken ve hedefteki en büyük kesim Alevi toplumu iken bu neyin kavgası?” diye soran Büyükşahin, devamla şunları belirtti:
“Kavga edilecekse, tehlikelerin bertaraf edilmesi ve taleplerin karşılanması için değilse ne için? Halkımız için emek vermeyeceksek Alevi toplumu sizi niye tanısın? Toplumun sorunları ve ihtiyaçları için mücadele edilmeyecekse o sıfatların ve ünvanların ne anlamı var?”
(HABER MERKEZİ)
Yazının tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
Yoruma kapalı.