Alevi Haber Ajansi

Alevi Pirleri ve din alimleri: Barışa çerağ olmalıyız-VİDEO

PİRHA -Pirler ve Meleler HDK Genel Merkezi’nde savaş ve cezaevlerinde süren tecride ilişkin açıklama yaparak, “Alevilik inancında “Zaman çaresiz, mekan sahipsiz değildir” diyen bizler bu zulümata karşı bütün farklıların bir arada yaşama hakkı ile birlikte yaşamı örmeliyiz. Yol birdir sürek bindir düşüncesi ile yolumuzu barışa çerağ olmalıyız” dedi.

Alevi Pirleri ve din alimleri, Halkların Demokratik Kongresi(HDK) Genel Merkezi’nde savaş ve tecride ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada barış vurgusu yapılarak “Yol birdir sürek bindir düşüncesi ile yolumuzu barışa çerağ olmalıyız” denildi.

Açıklamaya Dersim Nazımiye Düzgün Baba Cemevi Yönetim Kurulu üyesi Hakkı Aradağ, Ağuçan Ocağı’ndan İbrahim Erdoğan, Baba Mansur Ocağı’ndan Hüseyin Esen, Mele Şükrü Aslan ve Mele Bedrettin Günay katıldı.

Açıklamayı Mele Bedrettin Günay okudu.

Günay, İsrail’in Filistin halkına karşı başlattığı kirli savaşın nefretle kınandığı söyleyerek birçok devlet ve milletler tarafından desteklenen Filistin halkının yanında olunduğu belirtti. Sivil yerleşim yerlerinin bombalanmasını, masum insanların, özellikle kadınların ve çocukların katledilmelerinin kabul etmediğini ve bunun bir insanlık suçu olduğu ifade eden Günay, İsrail’in savaş suçu işlediği vurgulayarak kadın ve çocuk demeden masum insanları katletmesinin uluslararası savaş kriterlerinin açıkça ihlali olduğu söyledi.

“KÜRTLER, ALEVİLER VE ÖTEKİ KİMLİKLERE KARŞI UYGULANAN POLİTİKALARLA İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR”

Günay, şöyle devam etti:

“Yüzyıldır süre gelen tekçi devlet aklı AKP ile sürdürülüyor. Yakın zamanda Rojava’ya yapılan saldırıda siviller ve yaşam alanları hedef alınarak bombalanmıştır. Kürtler üzerinde savaş politikaları devam ederken Kürtçe dilinde vaaz ve hutbeyi yasaklayan, Kürtçe hutbe veya Kürtçe mevlit okuyan Kürt alimlerini tutuklayıp yargılayan, matbu 44 ciltlik İslam Ansiklopedisinde Kürtler maddesini sümen altı edip Alevilerin ibadethanelerini kabul etmeyen bu kendinden menkul ‘İslamcı iktidarın’ yolu ile Hz. Muhammed’in yolu taban tabana zıt değil midir?”

“ADALETE OLAN GÜVEN SARSILDI”

Bugünkü İslamcıların iktidarında insanların adalete olan güvenlerinin sarsıldığını belirten Günay, “Yaptıkları zulüm ve haksızlığı büründükleri din kisvesi ile saklayamazlar. Hz. Muhammed’in yolunda olduklarını söyleyenlerin hem ülke içinde hem de ülke dışında zulüm ve savaş politikalarında ısrarcı olmaları, aslında onların kendi çıkarları için İslam’ın barış ve adalet ilkelerini nasıl da tersyüz ettiklerini göstermektedir. Barışın tesis edilmediği, adaletin insanlar arasında eşit bir şekilden uygulanmadığı bir yerde, Müslümanlık’tan, İslam’dan ve insanlıktan bahsetmek mümkün değildir” dedi.

“BARIŞA ÇERAĞ OLMALIYIZ”

Günay, şunları dile getirdi:

“Alevilik inancında “Zaman çaresiz, mekan sahipsiz değildir” diyen bizler bu zulümata karşı bütün farklıların bir arada yaşama hakkı ile birlikte yaşamı örmeliyiz. Yol birdir sürek bindir düşüncesi ile yolumuzu barışa çerağ olmalıyız.”

“CEZAEVLERİNDE TUTSAKLAR ADALETSİZLİKLE KARŞI KARŞIYA KALIYOR”

Günay, cezaevlerinde tutsakların karşı karşıya kaldıkları adaletsizliklere dikkat çekerek “Hasta tutsakların tahliye edilmemesi ve adeta cezaevlerinde ölüme terkedilmeleri, mevcut iktidarın adalet anlayışını bize göstermektedir. Yine mezarların tahrip edilmesine, ölmüş bedenlere işkence edilmesine sessiz kalan, hatta onay veren bir icra kurumuna ‘İslami’ demek mümkün değildir. Cansız  bedenlerinin posta ile ailelere gönderilmesi veya kolilerde ailelerine verilmesi vicdansızlık değil midir? Bugün İmralı’ya yaklaşım, İmralı’da yürütülen hem hukuki hem siyasi hem toplumsal sonuçları olan bir yaklaşımdır. Bu ülkenin anayasası var, hukuku var ama İmralı’da uygulanan tecrit sistemi hukuku, siyaseti, vicdanı ve ahlakı da aşan bir durumdur. Dolayısıyla sayın Abdullah Öcalan’a yaklaşım aynı zamanda siyasete hukuka toplumsal kesimlere de yaklaşımdır” diye konuştu.

“HERKESİ BARIŞI İNŞAA ETMEYE VE DUYARLI OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrar edilmesi meselesinin bir boyutunun da tecrit olduğunu söyleyen Günay, “Kürt sorununun mutlak çözümünün muhatabı da sayın Abdullah Öcalan’dır. Ekmek ve su kadar önemli olan barış için herkesi barışı inşaa etmeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.

“BÜTÜN İNANÇLARA, KİMLİKLERE GELİN BİRLEŞELİM DİYORUM”

Ağuçan Ocağı’ndan İbrahim Erdoğan, “Biz bütün katliamları gördük. Yol önderlerimiz, inanç önderlerimiz katledildi. Bu yolda asla dönmediler. Biz de dönmeyeceğiz. Bütün inançlara, kimliklere ‘gelin birleşelim’ çağrısında bulunuyoruz.

“BİZ ALEVİ PİRLERİ BARIŞA ÇAĞIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Baba Mansur Ocağı’ndan Hüseyin Esen, cezaevlerindeki hasta tutsaklara dikkat çekerek “çoğunun cenazesi çıkıyor. Bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl İslam?” diye sordu. Esen, iktidarın İslam’ı kullandığını da söyleyerek “Biz bunu kabul etmiyoruz. Elimizden geldiği kadar biz Alevi pirleri barışın dili olmaya ve barışa çağırmaya devam edeceğiz” dedi.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak