PİRHA – Alevi Vakıflar Federasyonu bileşenleri ve Alevi Düşünce Ocağı (ADO), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 5-7 Haziran’da gerçekleştirdiği toplantının detaylarını değerlendirdi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 5-7 Haziran’da yapılan toplantılarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) cemevi ve din dersi ile ilgili kararlarının Türkiye tarafından hala uygulanmamasını ele aldı.
Gelişmelere dair Alevi Vakıfları Federasyonu (AVF) bileşenleri ve Alevi Düşünce Ocağı (ADO) da Kartal Cemevi’nde açıklama yaptı.
“BİR ARAYA GELİP HÜKÜMETİN ÖNÜNDE DURAMADIK”
Alevi Vakıfları Federasyonu Başkanı Haydar Baki Doğan, devletin halen cemevlerini ibadethane olarak kabul etmediğine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları Alevi toplumunda bir türlü yer bulamadı. En son 7-8 Haziran’da yapılan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne Türkiye’yi temsilen 15 avukat gidiyor. Fakat orada Alevi kurumlarını temsilen Avrupa’da bir canımız dahi yok. Biz de bir Alevi kurumu olarak kendimize eleştiri yapmak zorundayız.
Eğer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararlar üzerinden biz gitmiş olsaydık bugün birçok sorunu hiç konuşuyor olmazdık. Zorunlu din dersi ile ilgili biz Alevi kurumları gerekli inisiyatifi, gerekli tepkiyi vermediğimiz için bugün ÇEDES projesini konuşuyoruz. Bugün İzmir’de 180 okula ‘manevi danışmanlık’ adı altında görevlendirme yapıldı. Sonuçta bu Türkiye’nin dinselleştirilme projesi. 1980’de getirilen zorunlu din derslerinden biz hala kurtulamadık. Bırakın kurtulmayı daha da yoğun bir şekilde okullarda din dersleri gösterilmekte. Bunlarla ilgili AİHM’in vermiş olduğu kararlarda devletin, dinlere karşı tarafsızlık ilkesini savunması bekleniyor ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi adı altında tamamı Sünni İslam’ın eğitildiği söyleniyor. Biz bu kararları bile Alevi kurumları ve diğer demokratik kurumlarla bir araya gelip, bir proje geliştirip, tepki gösterip bu hükümetin önünde duramadık. Hala hükümetten bir beklenti içerisindeyiz. Geçen sene bütün Alevi kurumları olarak bir araya gelip karşı çıkmamıza rağmen torba yasa ile Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı kuruldu.”
“DOLAYISIYLA DA BU DOSYAYI KAPATTIK”
AVF kurucularından Doğan Bermek ise zorunlu din dersleri konusunda Türkiye’nin 2023 Eylül ayında yeni bir karar alabileceğini işaret etti. Bermek, şu bilgileri paylaştı:
“2005 yılında başlayan süreç 2012 yılında sonuç vermeye başladı. Bizden önce 2007 yılında zorunlu din dersleri ile ilgili Hasan Zengin-Eylem Zengin davası sonuçlanmıştı. Bizim davalar da 2014’ten itibaren birer birer sonuç gördü. 2014 ile 2016 yılı arasında cemevlerinin elektrik meselesi, devlet ve inanç grupları arasındaki ilişkiler davamız ve zorunlu din dersleri davamız sonuçlandı. Ancak bunlar sonuçlanmasına rağmen Alevi kuruluşları konuya yeterince vakıf olamadılar diye düşünelim. Veyahut da Alevilerin geleneklerinde böyle yasa, hukuk, mahkeme olmadığı için Aleviler biraz bu işten geri durdular. Toplum, hükümetten bir duyarlılık göstermesini bekledi diyelim. Hükümet de fazla bir duyarlılık gösteremedi. 2010 yılında bir Alevi açılımı yapılmıştı ama bir sonuç alınamamıştı.
Türkiye bu konuda tekrar mahkemeye gidilmesini istemediği için bir takım düzenlemeler yaptı. Bu düzenlemeleri de 2022 yılının Eylül ayında kamuoyuna açıkladı. Düzenleme dediğimiz şey de Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı… Bunu kurarak da ‘Cemevlerinin elektrik parası sorununu aştım artık. Cemevlerinin elektrik parasını ödeyeceğim. Ayrıca cemevleri ile ilgili şu şu düzenlemeleri yapmaya çalışacağız’ niteliğinde bir savunma verdi. Cemevlerinin elektrik parası ile ilgili davamızın gelmiş olduğu nokta bu. Türkiye Cumhuriyeti, elektrik paralarını ödemeyi üstlendi. Dolayısıyla da bu dosyayı kapattık.
Din derslerine ilişkin Türkiye 2024 Haziran’ına kadar doğru dürüst bir karar getirmeli. Türkiye’nin, 2023 Eylül ayı gibi din dersleri ile ilgili bir şeyler yapmasını bekleyebilirsiniz. Türkiye’de Sünni olmayan inanç gruplarının; Şafiler de dahil olmak üzere din adamı yetiştirme hakkı yok. Ama devlet, ‘medrese’ adı verilen yerlere göz yumuyor.
Din dersleri ile ilgili iki tane sorunumuz var. Bir; bu din dersleri çoğulcu değil. Yani; dinler hakkında bilgi vermesi gereken bir şey Sünni İslam yetiştirme biçiminde veriliyor. Bir de bu dersin zorunlu olması… Halbuki bizim Medeni Kanun’umuzda ‘İnsanlar, inançlarında özgür bırakılmalı’ deniliyor. Ayrıca 2022 yılında Anayasa Mahkemesi bir başka davayı değerlendirirken 2 karar verdi. Bu kararlardan birisi bugünkü haliyle ‘zorunlu din dersleri anayasaya aykırıdır’ şeklindeydi. İkinci kararda ise bu ‘Din dersleri Medeni Kanuna da aykırıdır deniyor.”
ORTAK MÜCADELE VURGUSU!
İstanbul Cemevi Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Gazi Arslan ise yaptığı değerlendirmede “Ortak olan sıkıntılarımızı ne hikmetse bir araya gelip gerçek anlamda Alevi yolunun ‘Yol cümleden uludur’ sözüne bianen çaresini aramıyoruz. Bu konuda Alevi kurumlarımızın artık kendi egolarını, kurumsal kimliklerini bir tarafa bırakarak ortak değerlere ve yaşam alanlarına sahip çıkıp ve bu bağlamda da kendi alanımızı yaratmamız lazım” dedi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.