PİRHA- İzmir Bergama’ya bağlı Narlıca Köyü’nde yaşayan İsmihan Kılınç (79), musahipliğin kardeş olmaktan öte olduğunu vurguluyor. Yola girerek musahip olacak canların, cemleri heyecanlı beklediğini söyleyen Kılınç, “Alevi olmak, sorguya, görgüye görmek çok güzeldi. Musahipsiz olmazdık. Musahiplik çok ağırdı. Birbirini sevmen, sayman ve saygılı olman gerekir. Kardeşten daha da yakındık” diye belirtiyor.
İzmir’in Bergama ilçesine bağlı Narlıca Köyü, Çepni Alevilerin yaşadığı bir köy. Köyde ikamet eden 79 yaşındaki İsmihan Kılınç, eski cemleri ve musahipliği derin bir ah çekerek yad ediyor. Evlenmesi ile birlikte musahip olan ve çok kez ceme giren Kılınç, musahipliği, ‘Musahiplik çok ağırdır. Kardeşten de yakındır’ diyerek tarif ediyor.
“ALEVİ OLMAK, GÖRGÜYE GİRMEK, MUSAHİP TUTMAK ÇOK GÜZELDİ”
Musahipleri ile lokmalarına kadar her şeyi paylaştıklarını söyleyen İsmihan Kılınç, o zamanları şöyle anlatıyor:
“Bugüne kadar çok cemlere katıldım. Ne düğüne ne de bayrama benzer çok başkadır. Bizlerin zamanında çok iyiydi her şey. Lokmamıza kadar her şeyimizi paylaşırdık. Alevi olmak, sorguya, görgüye görmek çok güzeldi. Şükür olsun ki o yolu gördük. Musahipsiz olmazdık. Düğünümden bir hafta önce kaynımın oğlu ile ile musahip olduk. Birbirimizi çok severdik. Musahiplik çok ağırdı. Birbirini sevmen, sayman ve saygılı olman gerekir. Kardeşten daha da yakındık. Bir sene hastalandım, ameliyat olmuştum. O sene musahibim tarlamı ekti, bana baktı. Musahip ne oğluna, ne kızına ne de bacına benzer, çok daha yakındır. Musahip bacım Hakk’a yürüdüğü için 2 senedir ceme giremiyorum.
Köye dedemiz gelecek, cem olacak, kurban kesilecek dendiği zaman çok sevinirdik. Herkes hazırlık yapardı. Cemde hiç bir kötülük yapmayacağına dair musahiplerden yemin alınırdı. Bu köyde kimse kimseye laf atamaz, birbirine göz dikemez. Öyle olursa cemde sorgulanırdı. O yüzden bizde böyle şeyler olmazdı. Lokmalarımızı pişirir dağıtırdık.”
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.