Alevi Haber Ajansi

‘Alevi kurumlarının örgütlülüğe önem vermesi gerekiyor, örgütlü olmak güçtür’ -VİDEO

PİRHA- Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu (AFA) Genel Başkanı Suzan Saka, Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı’nın dedelere maaş bağlamak, cemevlerinin maddi sorunlarını gidermek gibi konularla Alevilerin sorunlarını basite indirgediğini söyledi. Saka, “Bizim inancımızın tanınması, Alevilere dönük yapılan katliamların tanınması ve faillerin yargılanması gibi öncelikli sorunlarımız var. Devlet, gerçekten Alevilerin sorunlarıyla ilgilenmek istiyorsa öncelikle bu konular üzerinde durmalıdır” dedi.

Alevi inancı hala devlet tarafından tanınmıyor. Alevi toplumu ise taleplerini yıllardır dile getiriyor. Zorunlu din dersinin kaldırılması, cemevine ibadethane statüsü verilmesi, eşit yurttaşlığı içeren yeni bir anayasanın yapılması, Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması, Alevilere yapılmış kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi, gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması, temel taleplerin başında geliyor.

Tüm bunlara karşın Alevilerin açtığı davalarda lehte verilmiş mahkeme kararları dahi tanınmıyor. AKP, Alevilere rağmen Alevi inancını tanımlıyor, Alevi örgütlerini muhatap almıyor.

9 Kasım 2022 tarih ve 32008 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 112 numaralı cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruldu. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ve yönetimi, Alevi inancından uzak bir bakış açısına sahip. Bu başkanlık da aynı hükümet gibi Alevi örgütlerini yok sayan bir yerde duruyor.
Alevi toplumunu en çok rahatsız eden sorunlardan biri de eğitim-öğretim sisteminin dinselleştirilmesi, okullarda tarikat ve dinci vakıfların etkili olması.

Alevilerin temel sorunlarının çözümü konusunda ve eğitim sistemindeki gericileşmeye karşı, Aleviler/Alevi örgütleri ne yapmalı, nasıl bir yol izlenmeli sorularını Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu (AFA) Genel Başkanı Suzan Saka’ya sorduk.

PİRHA- AKP hükümeti, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı kurdu. Bu başkanlık temsilcileri pek çok ilde birçok cemevine gidip görüşmeler yaptı/yapıyor. Görüşmelerde hala cemevinin ihtiyaçları soruluyor ve başkanlığı tanımaları isteniyor. Alevilerin temel talepleri ve asıl sorunları konuşulmuyor, bir çözüm üretilmiyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?

SUZAN SAKA: Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak Cemevi Başkanlığı kuruldu ve gerçekten de Türkiye’deki Alevi hareketine yönlendiren, Alevi inancını ve yolunu tamamen kendi kuralları, ritüelleri ve kendi felsefesiyle örgütlenmesi için hareket eden Alevi kurumları temsilcileri başta olmak üzere akademisyenlere, gazetecilere, yazarlara, çizerlere bu konuyla ilgili danışılmadı. Tam tersi devlete yakın olan, Aleviliği başlı başına bir inanç olarak ifade etmeyen, Müslümanlığın altında bir mezhep olarak gösteren ve devletin kendi yaratmak istediği Alevilik çerçevesindeki hizmet verecek bir şekilde toplumu yönlendirmeye çalışan kişi, kurum, dede ve toplum liderlerine ulaşmaya çalıştılar. Ki biz bunların doğru kişiler, doğru kurumlar olmadığını ısrarla belirtiyoruz çünkü Alevileri asıl temsil eden kurumlarımızın isimleri bellidir. Bu kurumlarla hiçbir şekilde görüşülmedi. Şu an kurulan Cemevi Başkanlığı Alevileri, Alevi kurumlarını kesinlikle temsil etmiyor. Özellikle Türkiye’deki Alevi kurumlarına sızmaya çalışıyorlar.

– MHP destekli AKP hükümeti, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı kurarken Alevi örgütlülüğünü muhatap almadı. Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı da bu ciddiyetsizliği, dışlamayı devam ettiriyor. Başkanlığın başındaki Alirıza Özdemir ülkücü-MHP geleneğinden geliyor. Hiçbir şekilde Alevi örgütleriyle iletişim kurmadı. Zaten kurumlar da bu başkanlığı asimilasyon merkezi olduğunu beyan ederek tanımadıklarını ilan etmişti başından beri. Dolayısıyla Alevilerin temel sorunları bu şekilde çözülebilir mi? Siz bu durumu nasıl değerlendirirsiniz?

Alevi kurumlarının bina, elektrik, su ödeme gibi öncelikli sorunları yok. Aleviler zaten bunları kendi aralarında lokma usulüyle çözüyorlar. Devletin yapmak istediği şey bu kadar basite indirgeyerek, Alevilerin sorunlarının sadece elektrik, su faturaları, dedelere maaş bağlanması gibi gösteriyor. Ki bu maaş alan dedeler Aleviliğe ihanet eden insanlardır. Alevi kurumların asıl meselesi bunlar değil, başlı başına temel taleplerimiz var. Aleviliğin inanç olarak tanınması, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, Alevilere karşı yapılmış olan Dersim, Maraş, Çorum, Sivas katliamları başta olmak üzere bütün katliamlarla yüzleşilmesi, faillerinin cezalandırılması, Sivas Madımak Oteli’nin insanlık müzesine dönüştürülmesi, Dersim’de kesinlikle insanlık müzesinin açılması gibi taleplerimiz var. Diyanet’in kapatılması ve seküler bir eğitimin yeniden inşa edilmesi gibi taleplerimiz var. Ama baktığımızda böyle bir dertlerinin olmadığını görüyoruz. Devlet, gerçekten Alevilerin sorunlarıyla ilgilenmek istiyorsa öncelikle bu konular üzerinde durmalıdır.

– Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, aralarında bir iki kendi belirledikleri Alevi olsa da ağırlıklı olarak İslamcı akademisyenlere ve ilahiyatçılara Alevi Bektaşi Ansiklopedisi hazırlatıyor. Buna Alevi örgütleri yazılı bir açıklamayla tepki verdi. Sizce Aleviler/Alevi örgütleri ne yapmalı? Nasıl bir yol izlenmeli bu çalışmaya karşı?

Bir inancı, bir kültürü ancak o inancın liderleri, bilginleri, o inanca mensup kişileri tanımlayabilir. Alevi olmayan, Sünni kesime hizmet eden, ilahiyatçı olan akademisyenlerin kültürleri, yaşam biçimleri ve bu doğrultuda ortaya koydukları bilimsel çalışmalar Alevilikle örtüşmediği için Alevi ansiklopedisi hazırlamaya kesinlikle yeltenmemeleri gerekiyor. Biz yıllardır ısrarla şunu söylüyoruz: İnancımızı tanımlamaktan vazgeçin, biz kendi inancımızı tanımlayabiliriz. Dolayısıyla böyle bir hazırlığa girilmesini kabul etmek mümkün değil.

-Okullarda “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi kapsamında imamlar, müftüler ders vermeye başladı. Çocuklar camilere götürülüyor. Ayrıca okullarda mescitler açılıyor. Dini faaliyetler anaokullarına kadar indi. Dinci vakıflarla ve cemaatlerle yasa dışı şekilde protokoller imzalanıyor ve öğrenciler kontrolsüz bir şekilde dini faaliyetlere götürülüyor. Laik eğitim öğretim tamamen yok edilmiş durumda. Alevi çocukların ve ailelerinin pek çok zorluğu yaşadığını biliyoruz. Ancak Alevi kurumları bu konuda bir tepkiyi örgütleyemedi. Eğitim sistemindeki bu gericileşmeye karşı neler yapılabilir, önerileriniz nelerdir?

Zaten şu ana kadar Alevi inancı tanınmıyordu, okullardaki din derslerine çocuklarımız zorunlu olarak katılmak durumundaydılar. Şimdi din dersleri 15 saate çıkarıldı ve artık özellikle ÇEDES projesi kapsamında okullara imamlar yollanarak, çocukların bilimsel eğitimden uzak, çocukları istedikleri inanç çerçevesinde şekillendirecek ve bir şekilde de onların tek tipleştirerek, istedikleri kuşaklar yaratacak bir şey yapmaya çalışıyor. Bu mesele sadece Alevilerin sorunu değil. Şu an Alevileri ve seküler yaşamı destekleyen kişileri rahatsız ediyor ama ilerleyen zamanlarda toplumun tüm kesimlerini etkileyecek ciddi bir mesele bu. Çocuklara çok farklı travmalar yaşatacak bir uygulama ve bunun etkileri topluma da sirayet edecek. Bu sebeple mücadelenin sadece Alevi veya öğretim eğitim sendikaları ile dar kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bnun içerisinde siyasi partiler, diğer toplum kuruluşları, hukuksal anlamda özellikle AKP ve MHP’nin bu tür çalışmaları yasalardan geçirmesini engelleyecek çalışmaların alt yapılarının atılması gerekiyor Meclis’te. Bu tür oylamalar yapıldığında özellikle muhalefet partilerinin bu konuda gerçekten de ret oyu verebilmeleri ve AKP, MHP içerisindeki kararsız olan milletvekillerinin de ikna etmeleri gerekiyor. Çok ayaklı bir çalışmanın olması lazım. Medyanın da çok ciddi bir şekilde kullanılması gerekiyor. Biz çoğu zaman bu tür şeyleri kendimiz anlatıp kendimiz sürüyoruz. Bu anlamda özellikle ana akım medyaya ulaşmak ve bir şekilde toplumun diğer kesimleriyle dirsek temasında bulunmamız gerekiyor. Bu sorunun hepimiz için çok hayati olduğunu ve çocuklarımızın geleceğinin söz konusu olduğunu anlatmak gerekiyor.

– Aleviler yıllardır çocuklarının zorunlu din dersine girmemesi için mücadele ediyor. Mahkemelere taşındı. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidildi ve davalar kazanıldı. Hükümet kararları uygulamadı. Öte yandan, zorunlu din dersi mücadelesini boşa düşürecek bir sorun var. Bazı cemevlerinde yıllardır Kuran kursu veriliyor. Bunlardan biri Kartal Cemevi. Ne yazık ki hem mahkeme kararlarının uygulanması için hem de Kuran kursu veren cemevi/derneklere yeterli baskı, tepki, örgütlenme yapılamadı. Cemevlerinde Kuran kursu verilmesinin önüne nasıl geçilebilir?

Alevi inancını biricik inanç olarak gören, Alevi siyasi, hukuki hakları savunan, eşit vatandaşlık talebinde olan, Alevi katliamları konusunda tavrını net koyan kurumlar, cemevleri zaten bu tür şeylere müsaade etmiyorlar. Açıkçası Kartal Cemevi‘nin bu bahsettiğim kurumlara bağlı olduğunu düşünmüyorum. Anadolu’ya Müslümanlığın gelmesiyle beraber Aleviler maalesef kendilerini korumak için o süreçte Hazreti Ali’yi, onun çocuklarını kendilerine lider olarak seçip, daha sonra o üzerindeki elbiseler bir şekilde bedenleriyle yapışınca ondan artık kurtulamıyorlar. Onların kurtulabilmesi için bence öncelikli olarak o cemevlerine giren canlarımızın bir kere bilinçli olması gerekiyor. Bu durumdan rahatsızlıklarını cemevi yönetimlerine özellikle iletmeleri gerekiyor. Aleviliğin Müslümanlıkla herhangi bir ilişkisi olmadığını söylemek gerekiyor. Buralardaki üye canların yönetim kurullarına girerek bu sürecin değişmesi ve gerçekten Alevi yoluna hizmet edecek şekilde bir cemevine dönüşmesi için gerekli görevlerde yer almaları gerekiyor.

– Alevi nefretinin, Alevi asimilasyonunun yükseldiği bir dönem yaşıyoruz. Kurumların geleceğe dair projeler üretmesi, kalıcı hukuk komisyonları kurulması, kararların çabuk alınması, hızlı refleks gösterilmesi, cemevlerinin ibadetin yanında birer okula çevrilmesi, asimilasyonun önüne geçilmesi gibi pek çok konuda toplum Alevi örgütlülüğünden çok şey bekliyor. Kurumlara neler önerirsiniz? Önermekle kalmayıp birlikte neler yapılabilir?

Alevi kurumlarının Alevilik yoluna, dedelerimizin, analarımızın, yol önderlerimizin açtığı yolun devamlılığını sürdürmek ve bir sonraki kuşaklara aktarılması için kesinlikle örgütlülüğe önem vermesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle köyden şehre göç eden Alevi gençlerinin, iş insanlarının, akademisyenlerinin, eğitimcilerin, sanatçıların, politikacıların da kendi yollarına sahip çıkmaları; kurumlara gitmeleri, buralara üye olmasalar bile gönüllü olarak kurumlara bilgilerini becerilerini katmaları gerektiğini düşünüyorum. Örgütlü olmak bir güçtür ve böyle olduğu sürece bir şeyleri kazanırsın, elde edersin. Bu da tek başına olmayacağı için müttefiklerinle beraber yürürsün. Şu an Alevi olduğumuzu, kimliğimizi çok açık ve rahat söyleyebiliyorsak Alevi örgütlenmesindendir. Alevi kurumlarının şu ana kadar verdiği mücadeleyle ilgilidir.

Fatoş SARIKAYA/ AVUSTRALYA

İLGİLİ HABERLER:

1-‘İktidar manevralar yapıyor; bir duruşumuz olmalı, belirleyici olmamız gerekiyor-VİDEO
2-‘Alevi örgütleri mücadeleyi toplumsallaştırmalı, Alevi ailelerle ortaklaşılmalı’- VİDEO
3- ‘Alevi kurumları ortaklaşa bir enstitü kurabilirler; bir hukuk birimi kurulabilir’ – VİDEO
4-‘Mutlaka hukuk komisyonu kurulmalı, sorunlara çözüm üreten bir örgütlülük olmalı’-VİDEO
5-‘Alevilerin sorunu siyasetle, hukuk mücadelesiyle çözülür; ciddi çalışmalara başlanmalı’
6- ‘Cemevlerini ibadetin yanında sosyal, kültürel merkeze dönüştürmeliyiz, insana dokunmalıyız-VİDEO
7-‘Sünni ulema zihniyetinin inancımızı bize anlatması mücadele etmemiz gereken bir durum’- VİDEO
8- ‘Alevi kurumlarının bünyelerinde siyasi birimler oluşturulmalı, ortak akılla hareket edilmeli’
9-‘Aleviler sokakta, hukuksal alanda mücadele etmeli ve sivil itaatsizlik örgütlenmelidir’
10-‘Alevi enstitüleri kurularak inançtaki resmi ideolojinin yarattığı deformasyonlar ayıklanmalıdır’- VİDEO
11-‘Alevi örgütlenmesinin yeni bir inşaya ihtiyacı var; dernekler yasasından çıkılmalı’-VİDEO
12-‘Asimilasyonla mücadele ilk olarak devletle değil cemevlerinde başlamalı’-VİDEO
13-‘Bilimsel çalışmalar yapılmalı; Sadece anma günleri ile Alevilik yeniden inşa edilemez’-VİDEO
14-‘Alevi örgütleri mücadeleyi toplumsallaştırmalı, Alevi ailelerle ortaklaşılmalı’

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak