Alevi Haber Ajansi

Alevi kurumlarına saldırı davasında tahliye kararına itiraz edilecek-VİDEO

PİRHA – DAD Ankara Şube, 4 Alevi kurumuna yapılan saldırı ardından yürütülen davada sanıklara tahliye çıkmasını kınadı. Yapılan açıklama yedi gün içerisinde karara itiraz edilerek bir üst mahkemeye başvurulacağı ifade edildi.

Ankara’da 4 Alevi kurumuna yönelik saldırı davasının karar duruşması 7 Temmuz’da görüldü. Mahkeme, tutuklu saldırgan Ahmet Ozan Karaca’nın tahliyesine, iki tutuksuz sanık Baver Gül ile Çağdaş Can Bardakçı’nın ise beraatine karar verdi.

Mahkemenin kararına ilişkin Ana Fatma Cemevi/Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi, cemevi binasında basın açıklaması yaptı.

Çok sayıda yurttaşın katıldığı basın toplantısında mahkemenin taraflı olduğu üzerinde duruldu.

“DAVA BURADA KALMAYACAK”

DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak, “Ahmet Ozan Karaca’yı serbest bırakan mahkeme, yarın başka saldırganlar yaratacaktır” diyerek kararı eleştirdi. Karabudak, saldırganların tahliye edilmesine itiraz edeceklerini belirterek şunları söyledi:

“Yaklaşık 1 yıl süren mahkeme sürecinde avukatlarımızın tüm çabalarına rağmen siyasal iktidarın yansıması olan mahkeme de aleyhimize karar verdi. Bu bizler için şaşırtıcı olmadı. Çünkü geçmişten bugüne baktığımızda tüm Alevi katliamlarında cezasızlık hüküm sürmüştür. Ama dava burada kalmayacak. Bunu gerekli yerlere götüreceğiz. Tüm hukuk hakkımızı kullanacağız. Bu davanın peşini bırakmayacağız. Çünkü Aleviler artık eskisi gibi örgütsüz değiller. Hakkını, hukukunu arayan, gerektiğinde sokağa çıkan bir Alevi toplumu var. Tüm Alevi kurumları ile tekrar bu durumu gözden geçirip beraber neler yapabiliriz, tartışacağız. Bu cezasızlık politikası sonraki saldırılara, katliamlara da gebedir. Bugün Ahmet Ozan Karaca’yı serbest bırakan mahkeme, yarın başka saldırganlar yaratacaktır. Aslında bu bir ceza değil ödüldür.”

MAHKEMEDEN, ‘CEMEVLERİ İBADETHANEDİR’ KARARI!

Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi adına Av. Ümran Hakverdi ise ilk kez bir ceza mahkemesinin, cemevlerini ibadethane statüsünde değerlendirdiğini belirterek şöyle devam etti:

“Saldırının ilk gününden bugüne kadar dosyanın takipçisi olduk. Soruşturma aşamasında savcı, cezasızlık politikası ile soruşturmayı yürüttü. ‘Akli dengesi yerinde yok’ denilerek aslında ‘yargıla ama ceza verme’ şeklinde bir iddianame tanzim ederek dava açtı. Dava süresince baskılarımız neticesinde mahkeme Adli Tıp raporu kararı aldı. Tutuklu sanık 2 kez Adli Tıp Kurumuna sevk edildi ve iki kez sanık hakkında akli dengesinin yerinde olduğuna dair karar verildi. Mahkeme bu yönden cezasızlık politikasına çekilemeyeceğini anladı ama bunu yapan mahkeme artık cezasızlık politikasını çekebilmek için bizim dava boyunca defalarca dile getirdiğimiz taleplerimizi yerine getirmedi. Birçok müzekkere yazmasını istedik ama yalandan bir iki müzekkere yazarak dosyayı geçiştirdi.

Savcılık mütalası aslında bizim istediğimiz yöndeydi. 3 suçtan cezalandırma talep edilmişti, sadece biri üzerinden ceza verildi. O da ibadethanelere zarar verme suçu üzerinden oldu. Din ve vicdan özgürlüğüne ihlal ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçları üzerinden berat kararı verdi. Diğer 2 sanık üzerinden zaten tüm suçlar üzerinden berat verip tahliyesine karar verdi. 7 gün içerisinde bu karara itiraz ederek üst mahkemeye taşıyacağız. Ancak kararda dikkat çekmemiz gereken bir husus, bu zamana kadar hep hukuk mahkemelerinden elektrik faturalarının devlet tarafından ödenmesinden dolayı cemevlerinin ibadethane olduğuna dair kararlar almıştık. Dün ise bir ceza mahkemesinden cemevlerinin ibadethane olduğuna dair bir karar almış olduk. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda mahkeme cemevlerinin ibadethane statüsü olduğundan doğru bir karar vermiş oldu. Karar sadece bu yönüyle doğru ama diğer iki suç yönünden beraat ettirmesi, eylemi hazırlayan, Eskişehir’den buraya gelen, cemevi araştırması yapan ve Alevi inancına saygı duymadığını söyleyen, Mehdi olduğunu iddia eden, tetiklenerek bu işi yaptığını söyleyen kişi hakkında, çevresi, onu suça itenler konusunda araştırma yapılmaksızın karar verildi. Bir üst mahkemede sürecinin sonuna kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

“İNAT VE ISRARLA MÜCADELEYE DEVAM”

HDP Ankara İl Eş Başkanı Pakize Sinemillioğlu da “Cezasızlık politikası” üzerinde durarak “Asırlardır bize hiç yabancı gelmeyen bir karar. Maraş’tan, Çorum’dan, Sivas’tan ki geçen hafta 2 Temmuz anmasına hep birlikte katıldık, 30. yılında dava zaman aşımına bırakılmak üzere tekrar 15 Eylül’de görülecek. Cezasızlık politikaları devam ettiği sürece biz bu tür eylemlere hep birlikte tanıklık yapacağız. Ama bütün bunların takipçisi olacağız. İllaki hak yolunu bulacak. İnat ve ısrarla mücadeleye devam edeceğiz. Yaşadığımız katliamlar ülkesinde bu katliamlara bir gün dur diyeceğiz” diye konuştu.

“ELBETTE DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ”

Halkların Demokratik Kongresi yürütme kurulu adına İshak Kocabıyık da açıklamada söz aldı. Kocabıyık, mahkemenin vermiş olduğu karara şaşırmadıklarını belirterek şöyle devam etti:

“Mahkemeler bu tür kararları adaleti tesis etme ya da caydırıcı bir cezalandırmanın dışında, kazara yakalanmış faili ‘nasıl ederiz de bir an önce serbest bıraktırırız’ telaşı ve çabası içinde asıl suçları araştırmaktan, maddi delillere, hakikate ulaşmakta gereken çabayı göstermekten çok uzak. Bunu bütün katliam davalarında görüyoruz. Seyit Rıza’nın sözüne atıfta bulunarak sözlerimi bitirmek isterim. Evet hileleri, yalanları ile baş edemiyoruz ama onlar da bizi yüzyıllardan beri bu saldırıları, yok saymaları, katliamlarıyla bile diz çöktüremediler. Bundan sonra da elbette diz çökmeyeceğiz. Her zaman yan yana mücadelemizi sürdüreceğiz.”

PİRHA/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak