PİRHA-Alevi Kadınlar, Munzur Gözelerinde yapımı devam eden peyzaj projesine yönelik açıklama yaptı. Açıklamada, “38’de Dersim’e tankla, tüfekle, bombayla gelenler; şimdi ağır iş makinalarıyla, rekreasyon projesi adı altında, doğayla birlikte kültürel ve inançsal kıyım yapıyorlar” denildi.
Alevi Kadınlar Munzur Gözeleri’nde yapımı devam eden peyzaj projesine yönelik yazılı bir açıklama yaparak, Munzur’da yaşananın talancı ve yok edici kültürün uzantısı olduğu belirtildi.
“Munzur’da yaşayan her canlının hakkı vardır Munzur’da” denilen açıklamada, “Sadece insanın rızalığına bakılamaz. Alevilik bir yol yürüyüşüdür, bu yolun tek talibi de insan değildir. Bizce bu evrendeki her şey canlıdır, canlı olan her şey birlikte yol yürür. Yürürken bir birinin varlığı ile ikrarlaşır. Munzur da bu evrenle ikrarlaştığımız mekanlarımızdan biridir. Orada ikrar veririz birbirimize, orada ikrarlaşırız kurtla, kuşla, havayla suyla ve nice yol arkadaşımızla” ifadeleri yer aldı.
Açıklamaya şöyle devam edildi:
“Kapitalizmin doğa sana baksın desturuna itirazımızı ifade ettiğimiz, bizim doğaya baktığımız yerdir Munzur. Toroslar ’da, Kaz dağlarında, Amanoslar da, Tekeli dağında, Nurhak’ta, Bakırtepe’de, Munzur dağlarında ve daha bir çok alanda bu mekanlara yüzümüzü döndüğümüz, sahibi değil yol talibi saydığımız için inancımız bu günlere gelebilmiştir. Bu nedenle bu mekânlar hem tarihimizdir hem de inancımızın yaşandığının delilidir. Bu mekânlara ayağımız her değdiğinde bir delil yakarak ikrarımızı tazeleriz.
“İKRARLAŞTIRDIĞIMIZ MEKANLARIMIZA MÜDAHALE EDİLMESİNE İZİN VERMEYELİM”
İkrarımızı tazelediğimiz her alan ya maden aramaları, ya baraj ve HES projeleri ya da peyzaj uygulamaları adı altında yok edilmeye çalışılıyor. Alevi Toplumu, tarih boyunca bu coğrafyalarda yaşama ısrarından dolayı büyük bedeller ödedi. Kırım ve göç ettirme politikalarının sonucunda son kalanlarımız da mekansız bırakılmaya çalışılıyor. Mekanları ile varlığını sürdüren Reya/Raa Haq /Hakikat yolcusu toplumları doğadan uzaklaştırıp kendileri gibi betondan ibaret mekanlara talip kılmaya çalışıyorlar. Bugün Munzur gözelerinde yapılmaya çalışılan tam da budur.
“ÖNCE KENDİMİZ BOZMAKTAN, BETONLAŞTIRMAKTAN VAZGEÇELİM”
Alevi Kadınlar olarak tüm toplumumuza çağrımızdır. Ziyaretlerimizi kendi ellerimizle yaptığımız birçok onarma vb. işlemleri ile özünden uzaklaştırdık. Birçok ziyaretimizin sınırlarına yaptığımız cemevi vb. inşaatlarla kendimiz betonlaştırdık. Pirlerimizin toprakla hizası bir olan bu dünyayla eşitlenen mezarlarını söküp yüksek mermer mezarlar diktik. Kendi ellerimizle bozduğumuz birçok ziyaretimizi devam eden hayata doğru teslim etmedik. Çağrımız odur ki önce kendimiz bozmaktan, betonlaştırmaktan vazgeçelim. Yalnız bizim rızamız bu hakkı bize vermez. Nerede olursa olsun ikrarlaştığımız mekanlarımıza sahip çıkıp müdahale edilmesine izin vermeyelim.
“BİRLİĞİMİZİ BOZMAYA ÇALIŞANLARA KARŞI BİR OLALIM”
Munzur gözeleri başta olmak üzere yok edilmeye çalışılan tüm mekanlarımıza sahip çıkalım. Kendi “sit alanıdır” kararlarını bile yok sayanlar elbetteki inancımızı da yok saydıkları için bu talan projelerini inşa etmek istiyorlar. Ama biz unutmayalım Xızır’ın balıkları Munzur’da yok olursa, Düzgün Baba’nın keçileri o dağlarda dolaşmazsa, Dersim, Dersim olamaz. Birliğimiz de olamaz. Birliğimiz olmadan Aleviliğimiz de olamaz. Birliğimizi bozmaya çalışanlara karşı tüm canları bir olmaya, iri olmaya, diri olmaya çağırıyoruz.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.