Alevi Haber Ajansi

‘Alevi İnanç Kurulu hataların karşısında olmalı’

PİRHA- Alevi Bektaşi İnanç Kurulu, bugün İstanbul’da Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde toplandı.  Türkiye’den ve Avrupa’dan pirler, dedeler, analar, zakirler  ve Alevi kurum başkanları ve yurttaşların katıldığı toplantı 2 oturumdan oluştu.

Birinci oturumdan itibaren sabah saatlerinde platforma, pirler, dedeler, analar, baba erenler meclisi olarak, “Ela gözlü pirim geldi, duyan gelsin işte meydan. Dört kapıyı kırk makamı, bilen gelsin işte meydan” sözlerinin yer aldığı afiş asıldı.

Alevi Bektaşi İnanç Kurulu Başkanı Pir Hüseyin Güzelgül ve Alevi kurum başkanlarının yaptığı 1. oturum sonrasında ara verildi.

Alevi Bektaşi İnanç Kurulu’nun ilk günün ikinci oturumunda ise divan kuruldu. Divan üyeleri arasında Alevi Bektaşi İnanç Kurulu Başkanları Hüseyin Güzelgül ve Nurettin Aksoy, Türkan Akbıyık, Şehriban Mutluer ve Ali Haydar Kurt yer aldı.

Divan kurulmasının ardından katılımcılara söz verildi.

İlk söz alan Zakir Gani Pekşen ‘Hakk aşıkları’ başka ifade ile aşık, sazandar, kamber, güvende olarak da adlandırılan zakirleri ve zakirlik geleneğinden bahsetti.

GANİ PEKŞEN: SEMAHLAR, ZAKİRLİK VE BAĞLAMA TEK TİPLEŞTİRİLİYOR 

Zakirlerin orkestranın gizli şefi olduğunu söyleyen Pekşen, zakirlerin kuşaklar arası iletişimin ve köprünün kurulup inancın taşınmasında en büyük etken ve görevlilerinden biri olduğuna değindi. Pekşen, “Aktarım yaratıcı ve icra olarak günümüze kadar sözlü olarak yaşatılmıştır. Alevi inancına ait teolojik sosyal hukuksal kültürel edebi bilgi ve birikimleri içeren bir ritüeldir. Cem zakirlik hizmeti varlığını farklı ortamlarda da sürdürerek kendine özgü bir yapı oluşturmuştur. Dedelik hizmetinden sonra en önemli hizmet zakirlik, cemin gerçekleştirilmesinde dededen sonra en önemli ve gereklidir.  Zakirlik diğer hizmetlerden bağımsız olarak icra edilen bir hizmet değildir” ifadelerini kullandı. Telli kuran olarak adlandırdığı bağlama üzerine de konuşan Pekşen zakir ile bağını şöyle anlattı:

“Bu söylenilen kelamlar dil kalemleri ile gönüllere yazılıp anlamlarını hiçbir zaman kaybetmezler. Telli kuran eşliğinde ve geleneksel ezgisine uygun olarak icraya hizmet hakkı denir. Zakirlik hizmetinin her yönüyle dedelik hizmetine benzediği görülmektedir. Pirlik ve zakirlik geçmişte tek bir icracı tarafından gerçekleştirilmekteydi.”

İnançta da çalma ve söyleme biçimlerinin farklılık arz ettiğini söyleyen Pekşen, Tokat’tan Arguvan’a çalma ve söyleme biçimlerinin birbirinden oldukça ayrıldığını videolarla anlattı.

“SEMAHLAR TEK KALIBA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR” ELEŞTİRİSİ

Pekşen, yörelerin kendine has semahlarının ise tek kalıba dönüştürülmeye başladığını eleştirerek, sazın perdelerinin deforme edildiğini söyledi. Pekşen, “12 ve 24 perdeli sazlar vardı. Yurttan sesler ile sazlar perdeler bağlanmaya başladı. 12 perdeliyle çalan dedenin seslendirdiği karakteristik yapısını belirleyen perde günümüzde yok. Bu kültürü deforme etmektir.

50’li yıllardan sonra özellikle kentli yaşama tarzına geçiş ile sözlü geleneğin, Alevilik ve bunun uzantısı olan dedelik ile zakirliğin çok ciddi bir şekilde etkilendiğini söyleyen Pekşen sözlerine şöyle son verdi:

“Günümüzde halen geleneksel erkana bağlı az sayıda olsa da, zakirliğin geleneksel icra ortamına yaratım ve aktarım hakkında doğrudan bilgi sahibi olmamız açısından önemli bir şanstır. Son bir şans olan bu yapının bilimsel olarak tespiti yapılıp, gelecek kuşaklara yazılı ve görsel olarak bırakmak da hepimizin görevidir.”

HASAN KILAVUZ: PİR, YOL GÖSTEREN KILAVUZLUK YAPANDIR

Pir Hasan Kılavuz ise Alevi inancında pir ve dededen bahsetti.

Kılavuz, “Pirler hizmet alanlarında olmalıdır. Yol gösteren, kılavuzluk yapandır. Camiye götüren pir değildir. Pir talibini yaşamı yapmışsa, bütün sıkıntılarda talibinin yanında ve önündedir. Korkutulup susturulmasına rağmen yıllardır Alevi örgütlenmesi mücadelesini sürdürüyor. Pirlerin sakalları kesiliyor, cezaevlerine atılıyordu. O günlerden bugünlere geldik. Alevi pirleri, ocakzadeleri örgütlenmelerin içinde olacaksınız, elini taşın altında bırakacaksınız. Talibinizi imama müftüye muhtaç etmeyeceksiniz. Hizmet alanında talibe kılavuzluk yapacaksınız. Hizmet ile pir olursun. Pirlerimiz ulu sözü olan ittifaklar soğuyabilir ama hiçbir zaman dedeler nüfussuz olmaz” dedi.

ŞENAY MALKOÇ: YOL KADINSIZ OLMAZ

Almanya Alevi Birliği Federasyonu İnanç Kurulu’ndan olan Kureyşan Ocağı analarından Şenay Malkoç da Almanya’da Alevilere hizmet yürütüyor.

Malkoç, “Bütün hizmetleri analar da yapıyor. Çünkü yolda can vardır. Yaşlılarımız sabahın ilk ışıklarında yönünü güneşe verirler, Ana Fatma’ya yakarırlar. Ana Fatma ile başlarız. Hiçbir gulbeng okultulmaz, ilk o vardır. Nur ve sırdır. Bu yol kadınsız olmaz. Kırklar meclisinin 17’si kadındır. Cem erkanını da kadınsız yapamazsınız. Semahı düşünemezsiniz. Cinsiyet aramayız yolumuzda. Cinsiyetimizi, mevkimizi bırakıp can olarak gireriz cemevlerimize” dedi.

Malkoç, çocukların Aleviliği bilmemesinin yine anne babalardan kaynaklandığını sözlerine ekledi.

KAZIM GENÇ: İNANÇ KURULU HATALARIN KARŞISINDA OLMALI

Eski Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kazım Genç de, “Anadolu’nun yasaklı inancı Alevilik, dedelerin pirlerin mürşitlerin yüreklerinde sözlü kültür olarak geldi. Bugüne getiren taşıyanlara selam olsun” sözleriyle konuşmasına başladı.

Alevilere yönelik baskıların yıllardır sürdüğünü söyleyen Genç, “İnancımızı umudumuzu hiçbir zaman yitirmeyeceğiz. Nasıl gülbengimizi söylüyorsak, inancımızı yaşamaya devam edeceğiz. Ülkede asimilasyon var planlı olarak hem de. Biz zorunlu din derslerine karşı mücadeleyi yarı yolda bıraktık. 2004’de AİHM’e başvurduğumuz davalar çok az oldu. Bu mücadelede ayıbımızdır. Bugün her alanda mücadele yürütebiliyoruz ama bunları geliştirmek ve yaygınlaştırmak zorundayız. İnanç kurulumuzu oluşturuyoruz, ikrar veren dedelerimize inancım tam. Ancak hatalara karşı her zaman dik durmak zorundayız” sözleriyle eleştirilerini de dile getirdi.

“VALİ POSTA OTURTULURSA MİNARE DE DİKERLER CEMEVLERİNE”

Öte yandan Adıyaman’da Cemevinde vali ve jandarmanın posta oturması olayına da değinin Genç, şunları kaydetti:

“Tunceli de cumhurbaşkanı posta oturdu, Erzincan’da aynı şekilde yaşandı. Kapıdan her içeri giren mihmanımızdır. Bize yakışan izzetimiz yapacağız. Ama hiçbirinin yeri post değildir. Bu anlamda emri vaki ile içeri girip dedeyi zor durumda bırakan ve cemevinden çıkardıktan sonra ibadetini yapmasını sorunun çözümü olarak görmüyorum ve bu konuda çok uyanık olmamız gerekiyor. Cemevinin bir tarafına abdest yeri yapıp, valileri posta oturtursak, minare dikince de ses çıkartamayız” ifadelerini kullandı.

“YANLIŞ YAPTIYSAK ÖZÜR DİLEMESİNİ BİLİRİZ”

Bunun üzerine Adıyaman’dan gelen bir kişi söz alarak itirazını şu sözlerle dile getirdi:

“Hızır Ceminde 35 senedir bu yola hizmet ederiz. Abartılı ve yanlı haberden dolayı ne ihanetçiliğimiz ne de yezid zihniyetimiz kaldı. Biz o gün Hızır cemimizi 22 Şubat’a erteledik. Dernek yöneticilerimiz ile davet vardı. Devlet erkanı ‘Cem görmedik’ diyerek içeri girdiler kenarda oturttuk. Cem hazırlığı yaparken yaşlı bir dede gidip valiyi yanına oturttu. Evet orası bir makam. Bu iş olduktan sonra 12 hizmet yapmadık. Biz ev sahibiydik iki deyiş ile semahla dışarı gönderdik. Ardından Hızır Cemi yaptık. Biz yanlış yaptıysak özür dilemesini de biliriz. Yerden yere vurulması gerekmez.”

KEMAL BÜLBÜL: OCAKSIZ ALEVİLİK OLMAZ

Eski Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanlarından Kemal Bülbül’de konuşmasında eleştirilerde bulunarak şunlara değindi:

“Bu divanın sorumluluğu bilmesi lazım. Aleviliği kitaplardan öğrenemedik. Burada duvarlar örülüyor. Alevi İnanç Kurulu oluşturulmasıyla diyanet arasında fark yoktur. Alevi ocaklar kurabiliriz. Kimse ocağını bir kenara bırakmadı. Ocaksız Alevilik olmaz. Biz inancımızı erkanımızı öğrenirken dergahlar ve ocaklar vardı. Ozan değil mesela, aşıklık vardır. Önce dilimizi düzelteceğiz. Tarihimizi kendimiz yazacağız.

“ANADİLDE İBADET YAPMA SORUNU VAR”

İttihat terakkinin oluşturduğu zihniyet üzerinden konuşuyor, asimilasyon yapıyorlar. Alevilerin anadilde ibadet yapma sorunu vardır. Niye buna değinmiyoruz. Bölücülük mü oluyor? Anadolu Aleviliği ne demek? Bu misaki milli aklıdır. Kendinizi kutsamış olursunuz. Başkanlar çıkıyor hükümetlerle görüşeceğiz diyor. Görüşün ama şeffaf olsun. Bu dedikodulara açıklık getirin. Dışarıda burası için ‘Dedeler bilmiyor biz eğiteceğiz’ deniyor. Dedeyi, ocağı ve mürşidi eğitir. Biz devletin ve referandumun ne anlama geldiğini bilerek hükümetle görüşmeye devam edeceğiz. Ama hükümet tanımımız yezit- muaviye huyludur tanımında Alevilik yoktu. CHP ve HDP Alevilerin sorununa ilişkin politika geliştirmelidir. 2 Temmuz’a gitmek cemevine gitmek değil, sorunları çözecek politikalar üretmek gerekiyor.”

Alevi Bektaşi İnanç Kurulu toplantısı yarında Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde devam edecek.

Sevim KAHRAMAN/İsmet SEFER

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak