Xerabê Bava’da devam eden ablukanın kaldırılması için bölgeye giden HDK heyetinde yer alan Alevi Dernekleri Yöneticisi Cihangir Alim, “Köylerimizde yoğunlaştırılmış baskıyı, ablukayı asla kabul etmiyoruz ve rızalık vermiyoruz. Alevi hukuku buna rızalık vermez” dedi.
Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava köyünde 18 gündür devam eden ablukaya dikkat çekmek için tutulan nöbete katılan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) heyetinden Alevi Dernekleri Yöneticisi Cihangir Alim, köy halkı için endişeli olduğunu ifade etti. Baskının, ablukanın kabul edilebilir bir tarafının olmadığını kaydeden Alim, “Alevi yaşamsallığı, Alevi hukuku hiçbir şiddetin yaşanmasını öngörmez. Aleviliğin yaklaşımı özgürlükçüdür ve köylerimizde bu şekilde yoğunlaştırılmış baskıyı, ablukayı asla kabul etmiyoruz ve rızalık vermiyoruz, hiçbir alevi hukuku buna rızalık vermez” diye belirtti.
“ALEVİ HALKI KÖYE DESTEK VERMELİDİR”
Alim, “Hiç kimsenin böylesi bir şekilde ötekileştirerek, farklılaştırarak, siyasi fikirlerini dayatarak alternatif olan bir güce, bir iradeye, bir Kürt iradesinin bu şekilde soykırımdan geçirilmesi hiç bir hukukta yeri yoktur ve kimse buna rıza vermez” diyerek Alevi halkını köye destek vermeye çağırdı.
“DEVLETİN İŞKENCE VE İNFAZ HAKKI YOK”
Faili meçhullerle dikkat çeken HDK Yönetim Kurulu Üyesi Benazir Coşkun da, köy halkının yalnız olmadığını göstermek için nöbete katıldıklarını dile getirerek, “Ne olursa olsun bu devletin kendi hak ve hukuk sisteminde bile hiç kimseye işkence etme ve infaz etme hakkı yoktur. Ancak var olan suçluyu kendi mahkemelerinde yargılama hakkı var” diye konuştu.
“İŞKENCE YAPANLAR YARGILANSIN”
Köyde yaşananları incelemek için bağımsız bir heyetin köye girmesinin önünün açılmasını isteyen Coşkun, “Bu heyet köyde yaşananları görüntüleyip kamuoyuyla paylaşsın. Eğer bu iddialar doğru ise bilfiil bu ülkenin hak ve hukuk kuralları çerçevesinde bunu yapanların yargılanmasını istiyoruz” dedi.
“SİSTEMATİK BİR PLAN VAR”
Milli Güvenlik Kurulu tarafından hazırlanıp, 2014’te ortaya çıkan belgelerin herkes tarafından görüldüğünü hatırlatan Coşkun, şöyle devam etti: “Şuan referandum sürecindeyiz ve bu basit bir referandum süreci değil. Bu MGK maddeleri bir bir uygulanıyor ve bugüne kadar hemen hemen uygulanmayan bir maddesi kalmadı. Sistematik bir plan var ortada ve bu planın Kürt şehirlerindeki uygulanışını da gördük. Bizim tek endişemiz bugün Koruköy ile başlayan bu sürecin başka yerlere sıçrayarak devam etmesi.”
“KÖYDE CAN VE MAL GÜVENLİĞİ YOK”
Köyde can ve mal güvenliğinin olmadığını ifade eden Kaldıraç Dergisi okuru Tamer Markoç da, son bir senedir diğer kentlerde yapılan yıkım ve katliamların başka bir versiyonunun bugün köylerde yaşatıldığını söyledi. Yaşananları 7 Haziran seçimleri sonrası gelişmelere bağlayan Markoç, şöyle devam etti:
“Devlet başlattığı çöktürme planını bugün sonlandırmaya çalışıyor. Bir taraftan da kendi sıkışıklığını gidermek için referandum süreciyle birlikte her şey dümdüz ederek bu sıkışmışlığı geçirmeye çalışıyor. Bugün devam eden özelikle Kürt özgürlük hareketine dönük saldırılar bununla ilişkilidir.”
Yoruma kapalı.