PİRHA- Dede Kenan Akbaba, Abdal Musa birlik ceminde yaptığı konuşmada Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı ziyaret eden dedeleri eleştirdi. Akbaba, “Buralara gidip kendilerine yer bulmak isteyen fırsatçı dedeler ve dede olmayanlar bizim için düşkündür” dedi.
Alevi Kültür Derneği Antalya Şube Zeytinköy Cemevi’nde yapılan Abdal Musa cemini Arzuman Ocağı evlatlarından Ana Şehriban Mutluer, Üryan Hızır Ocağı’ndan Dede Kenan Akbaba, Baba Mansur Ocağı evlatlarından Hüseyin Moğultay ve Zakir Efe Güldaş yürüttü.
“CEMEVLERİ RIZA ŞEHRİMİZDİR”
Cemevlerinin Alevilerin ibadet yeri ve Rıza Şehri olduğunu belirten Arzuman Ocağı evlatlarından Ana Şehriban Mutluer ise “Cem, birbirimize anlattığımız, birbirimizden öğrendiğimiz bir yerdir. Bizler, Alevi inancında Yol geleneklerini, örfünü, adetini, kurallarını cemlerde anlatırız. Öğrendiğimiz, öğrettiğimiz bu yer aynı zamanda nefeslerin birleştiği yerdir” diye belirtti.
“ALEVİLİK, ENEL HAKK DEDİĞİ İÇİN KATLEDİLENLERİN YOLUDUR”
Aleviliğin “Enel Hakk” dediği için katledilenlerin yolu olduğunu belirten Mutluer, Bizler her bir parçası şehrin giriş kapılarına asılan Hallac-ı Mansur’larız. Bizler, dar ağacında bile ‘açılın kapılar şaha gidelim’ diyen Pir Sultan’larız. Bizler, Anadolu’nun ışığı olan insani kamillik yolunda hazreti hünkarın dergahına niyaz-ı bent olanlarız” şeklinde ifade etti.
“ZALİMİN YANINDA SAF TUTAN HERKES YEZİTTİR”
Üryan Hızır Ocağı mensubu Kenan Akbaba ise “Yezit” kavramına açıklık getirerek şunları söyledi:
“Yezit, Muaviye’nin oğlunun ismidir. Biz de Yezit, mazlumun hakkını yiyene, zalimin yanında yer alana denir. Yezidin Alevisi, Sünnisi, Kürdü, Türkü olmaz. İnsanlığın dışına çıkan herkese ‘Yezit’ diyoruz. Sünni kardeşlerimiz, canlarımızdır. Sevgimizi paylaşırız. Düğünlerimizle, bayramlarımızla, acılarımızla beraberiz. Onun için bunlara dikkat edelim, birbirimizi itelemeyelim, birbirimize sarılmamız lazım.”
“HAKSIZLIKLARA KARŞI BİRLİK OLMALIYIZ”
Yaşanan haksızlıklara karşı birlik ve beraberliğin oluşması gerektiğini vurgulayan Akbaba, “Ülkemizde şeriat, birer birer Anadolu’nun beşiğine nüfus etmektedir. Bugün okullarda Alevi çocukları zorla camilere götürülüp, namaz kıldırılıyor. Çocuklarımıza zorla sureler öğretiliyor. Türkiye’nin her tarafında baskılar yürütülüyor” dedi.
“DÜŞKÜN DEDELER, KENDİLERİNE YER EDİNMEK İSTİYOR”
“Fırsatçı” dedelerin Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı ziyaret ederek kendilerine alan açmak istediklerini belirten Akbaba, “Fırsatçı dedeler ve dede olmayanlar, buralara gidip kendilerine yer bulmak istiyor. Oysaki Alevi kurumlarımız bir karar almış. Buralara giden bizim için düşkündür. Çünkü cemevlerini ‘kültür evi’ yapıp, ibadetimizi ‘cümbüş’ diye niteleyen bu insanlar, bugün Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adı altında düşkün Alevileri bir araya toplamaya çalışıyor. Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na hiçbir kurum rızalık vermedi. Çünkü biz Mansur’ların, Nesimi’lerin, Pir Sultan’ların, Şeyh Bedrettin’lerin yolundan geliyoruz. Zaten bunlar bizim için düşkünlerdir. Bunlar, bizim için en büyük ihanetçilerdir” şeklinde ifade etti.
“ALEVİLİK RIZALIK YOLUDUR, RIZASIZ HİÇBİR ŞEY YAPILMAZ”
Aleviliğin kadim bir inanç biçimi olduğunu belirten Üryan Hızır ocağı mensubu Kenan Akbaba, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Yolumuz rızık yolu, yediğimiz Hakk lokması, içtiğimiz vahdet şarabı, bilgimiz demimizdir. İbadet ederken bilgini arttır, nefsini arındır, menzilin Hakk olsun. Gönül kalsın, Yol kalmasın. Alevilik akıl ve sevgiye dayalı bir inanç biçimidir. Hakk gerçektir. Gerçek kimsenin tekelinde değildir.”
Katılımın yoğun olduğu cemde gülbenglerin okunması ardından deyişlerle semahlar dönüldü. Çerağların sırlanması ile lokmalar pay edildi.
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.