PİRHA- Alevi Bektaşi İnanç Kurulu 17-18 Ocak tarihlerinde Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi’nde yaptığı 6. Olağan toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Alevilere yönelik yapılan ayrımcı uygulamalara değinilerek, tüm bunlara karşı Alevi kurumları ile koordineli olarak, “Tüm pirlerimizin bize bıraktığı nuru kandilden kandile taşımaya hizmet edeceğiz” denildi.
Alevi Bektaşi İnanç Kurulu yönetimi, sekreteryası, yedekleri ile ABF Genel Başkanı Muhittin Yıldız ve HBVAKV Genel Başkanı Tuncer Baş’ın katılımı ile Hacı Bektaş Veli Anadollu Kültür Vakfı Çorum Şubesi’nde bir araya gelmişti.
17-18 Ocak tarihlerinde gerçekleşen 6. Olağan toplantıda Türkiye’de yaşanan sorunların Alevilere nasıl yansıdığının yanı sıra cenaze erkanı ve Alevi kurumları arsındaki sorunlar tartışılmıştı.
Alevi Bektaşi İnanç Kurulu, Çorum toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Alevilere yönelik hak gasplarına değinilen bildirgede, dini ayrımcılık ve savaşların son bulması istendi. Bildirgede ayrıca bitirilen cem ve hakka yürüme erkânlarının kitapçıklarının tüm cemevlerine dağıtılacağı bildirildi.
“ETNİK VE DİNİ AYRIMCILIK VE SAVAŞLAR SON BULMALI”
Alevi Bektaşi İnanç Kurulu Başkanı Hüseyin Güzelgül imzasıyla hazırlanan sonuç bildirgesinde açıklamanın tamamı şöyle:
“Alevi inancı güzellikler ve sevgi üzerine kuruludur. Alevi inancının, yolunun inanç önderleri ve talipleri olarak bu uğurda hizmet etmek için bir araya geliyoruz. Bu yolun, pirleri, talipleri bil cümle bu yolun yolcularının gönlündeki murad, dünyayı, insanlığı güzel eylemek ve bu güzellikleri birlikte pay ederek yaşamaktır.
Hal böyle iken; her bir araya gelindiğimizde savaşlardan, saldırılardan baskılardan, haksızlıklardan ve bilcümle kötülüklerden konuşmak zorunda kalıyoruz!
Bunun nedeni; genelde yaşadığımız coğrafyada, Özelde ise ülkemizde Emevi düzenini kurmak isteyenler ve bu uğurda yaşadığımız coğrafyayı kan gölüne çevirenler var! Ve kan gölü giderek büyüyor.
Türkiye’nin, orta doğunun ve bu coğrafyada yaşayan cümle halkların içinde yaşadığı durumu, zorlukları artık kelimeler ifade etmiyor. Ve büyük bir çaresizlikle yaşananları izliyoruz. Dileğimiz, mücadelemiz ve gülbanklarımız artık bu yaşanan zulümlerin son bulması içindir… Ülkemizde ve bölgemizde, halklar arasında sağlıklı bir barış içindir… Savaş hiç kimseye mutlu bir gelecek ve onurlu bir geçmiş bırakmaz. Karar alan iradenin bu sorumlulukla davranmasını bekliyoruz. Halklara ve farklı inançların önderlerine çağrımız, kardeşlik ve barış yönünde taraf olmalarıdır.
“ALEVİLİĞİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Geçmişte, Alevilerin, yaşadığı ayrımcılık, zulüm, insanlık dışı saldırılar yaşadık! Bugün bunlar devam ediyor, lakin bunun ilerisine geçilerek Alevilik yok edilmeye dönük sistemli saldırılar yapılıyor.
Alevi olduğu şüpheli kişiler, Alevilerin yoksul mahallelerinde iyi niyetli Alevi toplumunu kandırarak, kendini dede gibi göstererek dedelik hizmeti yürütüyor… Diyanet ve MEB, okullarda Aleviliği çarpıtarak, değiştirerek öğretiyor… Dağınık halde bulunan, daha önce üzerinde çalışılmamış, Alevi kaynakları, görevlendirilmiş ve bilimsel ahlaktan yoksun akademisyenler tarafından özünden saptırılarak; istemedikleri yönlerini karartarak, aslından farklı olarak yayınlanıyor… Diyanetin, iktidarın Aleviliği kendilerince şekillendirip yönetmek, yönlendirmek için türlü oyunlar geliştiriyor…Özellikle bugün örgün eğitimde öğrenim gören gençlerimiz, Sünni İslamcı bir düşünce sistemi ile yetiştiriliyor. Ailelerde Aleviliğe dair bir kimlik ve inanç bilgisi almamışsa bu gençler Alevilikten uzaklaşıyor…
Tüm bunları görmek ve bunlara göre yolun örgütlenmesini, mücadelesini, hizmetlerini yürütmek zorundayız… Eğer bu saldırıları görüp tedbirlerini alamazsak, otuz, kırk yıl sonra adını anabileceğimiz bir Alevilik belki olacak, lakin hizmet edebileceğimiz talip kalmayacak! Hizmet yürütenlerde, kafaları yıkanmış, değiştirilmiş, yolun içine sokulmuş, imamlaştırılmış sözde dedeler olacak!
“ALEVİ HAREKETİ İÇERİSİNDEKİ SORUNLAR, ALEVİLERİ ATIL BIRAKIYOR”
Tüm bu olumsuzluklar içerisinde, Alevi hareketi içerindeki sorunlar da Alevilileri atıl bırakıyor. Yolsuz, ışıksız bırakıyor…Biran önce Alevi kurumları kendi iç sorunlarını çözebilmeli, birbirleri ile mücadeleyi bırakarak; Aleviliğe saldıranlara karşı birlik olabilmeleri ve Alevileri yalnız hissettirmemeleri gerekmektedir.
Bizler bu yolun inanç önderleri olarak, üzerimize bir görev düşerse; adil tarafsız, bize yakışan güzellikte bunu yerine getirmeye hazırız.
Dileğimiz Alevilere yakışan şekilde çözümlere ulaşılmasıdır… Herkesin üzerine düşen vakurlukta hareket etmesini bekliyoruz.
ERKANNAMELER HAZIRLANDI
ABK zor bir dönemde kuruldu, lakin gördük ki, doğru da bir dönemde kurulmuş. Aleviliğin ve Alevilerin bu kadar saldırı altında olduğu bir dönemde, biz Alevi inanç önderleri olarak, bir kenarda Aleviliğin ölmesini beklememiz, yolumuza inanıcımıza ihanet olurdu.
Küçük görünen ama önemli birçok iş yaptık. Erkanlar konusunda başlattığımız çalışmalar, henüz yolun başındayken bile birçok cemevimizde uygulanmaya başladı ve Alevi toplumunda kabul gördü.
Alevi Bektaşi İnanç Kurulu’nun oluşturduğu Hazırlık Komisyonunun yaptığı çalışmalar sonucunda; Cem, Hakka yürüme, müsaiplik, dardan indirme, nikah ve ikrar erkanları hazırlıkları tamamlandı. Bunlardan öncelikli olarak cem ve hakka yürüme erkânlarının baskıları bitirilmek üzeredir. Dağıtımları tüm cemevlerimize en kısa sürede yapılacaktır.
Bu erkannamelerin hazırlanmasında Alevilerin kadim gelenek ve erkânlarını sözlü gelenekle taşıyan/ siz kıymetli dedelerimizin, analarımızın bellekleri üzerinden/ var olanı, çarpıtmalardan arındırarak bir araya getirmeye gayret ettik.
Yapılan iş halis olunca dilek de hasıl olur derler bu yolun pirleri….Bizim bu çalışmalarımızda gönlümüzde, yaptığımız işte pak ve iyi niyetli… Dolayısı ile sonucunda iyi olacağına inanıyorum…
“ALEVİLER YAŞAM ALANLARINDA DA BOĞULUYOR”
Eğitim sisteminin yozlaştırılması… Kamuda yaşanan yandaş yapılanma… Haksız hukuksuz ihraçlar… Toplumun baskı altında yönetilmesi… İfade özgürlüğünün ortadan kaldırılması… Tek adam rejiminin kurulması… Soygun düzeni… Emevi düzenin kurulması… Ve sayabileceğimiz onlarca faşizan uygulama Türkiye’yi bir cehenneme çevirmiştir. Ülkemizde halklar arasında nefret tohumları yeşertilmeye başlanmıştır. Bu toplumun bir parçası olarak, Aleviler hem parçası oldukları demokratik bir kesimin bir üyesi olarak, hem de Alevi olarak bu sorunları katlanarak yaşamaktadır.
Diyanetin 81 il müftülüğüne gönderdiği yıllık çalışma programında, müftüler “çocuk-cami buluşması, Apartman sohbetleri, işyeri, fabrika sohbetler vb” programlarla sözde inanç özgürlüğü ve toplumun manevi yönden güçlendirilmesi adı altında, toplumun dokuları ile oynanıyor. Tüm inançları kendine benzetmeye çalışıyor. Dini siyasetin aleti haline dönüştürüyor.
Bu karmaşık ve karanlık zamanlarda öncelikli olarak Alevi toplumunu bir arada, yan yana tutmak, yalnız olmadıkları hissettirmek zorundayız. Bununla birlikte, eğitim alanında başta olmak üzere, demokratik muhalif mücadelenin bir parçası olmak zorundayız. Özellikle bu siyasal iktidar, hepimizin yaşama biçimine müdahale etmektedir. Bir öğrencisini taciz eden İslamcı bir öğretmen, şeriat hükümlerine göre yargılanmak istiyorum diyebiliyor. İstedikleri bu şeriat düzenine karşı laiklik mücadelesini yükseltmek zorundayız. Yoksa gelecek kuşaklar için yaşadığımız ülke bir cehenneme dönecek.
“KAMU ELİYLE DÜŞMANLIK ÜRETİLİYOR”
Yüzyıllardır Alevilikle ilgili saldırgan ve kirli bir siyaset üreten Devlet zihniyeti ve Diyanet; farklı inançlar, kültürler ve düşünceler arasında saygıya ve tanışmaya dayalı ilişkiler yerine, kamu eliyle düşmanlık üretiyor.
Toplumumuzu kutuplaştırmaya ve ayrıştırmaya yönelik sayısız hamle yapan, bunun için başta diyanet olmak üzere devletin tüm organlarını kullanan zihniyetin son marifeti ‘VAZALAK’ ile yine karşımızda. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre Vazalak kelimesinin birincil anlamı; “geveze, aptal, serseri ikinci anlamı ise Alevi, Müslüman olmayan, onun gibi görünen ve oruç yiyen” anlamlarına gelecek şekilde Aleviliği kirli bir dil ile tanımlama ihtiyacı duymuştur.
Asimilasyoncu, inkârcı, imhacı politikalarınız ve kirli diliniz ile Alevi toplumunu ve inancını kirletemezsiniz. Asla sizin dilinizin ve zihniyetinizin karanlığına teslim olmayacağımızı belirtiyoruz.
Diğer yandan Aynı sözlükte cemevinin karşılığının bulunmaması, cemin ibadet olduğuna yer verilmemesi ile Alevi kelimesinin hakaretlerle aynı anlamda kullanılması açık bir şekilde yok sayma kastı içermektedir.
Tüm bu saldırılara ve ülkemizde yaratılan kaotik, karanlık düzene karşı tepkisiz kalmamalıyız. Üstelik; kamu kurum ve hizmetlerinde karşılaşılan bu nefret söylemiyle üretilen ötekileştirmeye, ayrımcılığa, düşmanlaştırmaya ve toplumsal kutuplaştırmaya karşı, tüm farklı kimliklerin eşit hak mücadelesini, toplumun diğer kesimleri ile birlikte vermeliyiz. Tüm toplumsal kesimlerin yan yana gelerek, ülkemizde ve bölgemizde barış isteyen, demokratik ve laik bir yaşamı; can cana, omuz omuza vererek kurmalıyız.
Aleviler “Rıza Şehrini” kurmaktan asla vazgeçmeyecekler. Bizler bu yolun inanç önderleri olarak, bu ütopyamızı kurmak için yola hizmet etmeye devam edeceğiz.
ALEVİ MEDYASININ KAPATILIP ALEVİ DEDELERİ TUTUKLANMASI
Alevilere yönelik ve Aleviliğe dair yayın yapan TV10 haksız ve hukuksuz olarak kapatılmıştır. Bu yetmezmiş gibi, birçok çalışanı ile birlikte yönetiminde görev alan Veli Büyükşahin dede tutuklanmıştır.
Bu tutum, demokratik muhalif basına yönelik saldırıların bir parçası olmakla birlikte, aynı zamanda Alevilerin sesinin boğulmasına yönelik bir politikadır.
Acilen Veli Büyükşahin dede başta olmak üzere tüm haksız tutuklamalara bir son verilmesini talep ediyoruz.
Yayın organlarımızın kapatılmasını da kabul edilemez buluyoruz.
“ALEVİ KURUMLARI İLE KOORDİNELİ ÇALIŞACAĞIZ”
Tüm bu değerlendirmeler ışığında;
Alevi Bektaşi İnanç Kurulu olarak, Alevi toplumunun üzerimize yüklediği sorumluluğun farkındayız. Bu sorumluluğu yerine getirmek için çalışmalarımızı özenle ve ivedilikle sürdüreceğiz. Tüm bunları yaparken, Alevi Kurumları ile ilgili çalışmalarda koordineli ve ancak bağımsız çalışma ilkesini koruyacağız.
Alevi İnanç önderleri, tarihten günümüze Alevi toplumunu zor zamanlarında yalnız bırakmadı; haksızlıklar karşısında başını yere eğdirmedi. Bizlerde kadimden günümüze tüm pirlerimizin bize bıraktığı bu nuru kandilden kandile taşımaya hizmet edeceğiz. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.