PİRHA – İdlip’de 33 askerinin yaşamını yitirmesine tepki gösteren Alevi kurum başkanları ‘Türkiye’nin Suriye’de işi ne’ diye sordular. Savaşın bir cinayet olduğunu söyleyen başkanlar, Türkiye’nin başından itibaren Suriye politikasını yanlış yürüttüğünü belirttiler.
Suriye ordusunun İdlib’in Seraqib ilçesinde TSK ve Türkiye destekli gruplara yönelik Rusya’nın desteğinde gerçekleştirdiği hava saldırısında yaşamını yitirenlerin sayısı 33’e yükseldi.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, 33 askerin yaşamını yitirmesinin çok acı olduğunun altını çizerek, ailelerine başsağlığı dileklerinde bulundu. Geçmez, “Niçin orada olduklarını bilmeden birilerinin siyasi emelleri ve egoları için toprağa düştüler. Daha önce de 52 gencimiz toprağa düştü. Başından beri söylüyoruz savaş cinayettir. Asla savaş sorunların çözümü değildir. Bunu sadece bizler değil, Türkiye’de aklı selim herkes söyledi. Ne yazık ki siyasetçiler varlıklarını sürdürebilmek için bu tür oyunlar üretiyorlar” dedi.
“TÜRKİYE’NİN SURİYE’DE NE İŞİ VAR? SORUSU ÖNEMLİ”
“Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” sorusunun önemli olduğunu belirten Geçmez, Türkiye’nin başından beri Suriye siyasetini yanlış yürüttüğüne dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun bedelini ağır ödüyoruz. Diplomasiyi okumadan günü birlik siyaset üretenler ülkeyi savaşa sürüklediler. Oysaki bu sorunu da, mülteci sorununu da Türkiye çok rahat çözebilirdi. Türkiye mülteciler konusunda başarılı işler de yaptı. Suriye’nin içişlerine karışarak değil, bu siyaseti daha farklılaştırarak ve sınıra yakın bölgelerde kamplar kurarak veya şehirler üreterek bu sorunu böyle çözebilirdi.”
“SORUMLULAR İSTİFA ETMİYOR, SORUMLULUK ALMIYOR”
“Türkiye garip bir şekilde İŞİD hayranlığı üzerine bir siyaset yapıyor, hala daha kendisini İslam dünyasının lideri olarak görmeye çalışıyor” diyen Ercan Geçmez, şunları dile getirdi:
“Bütün dünyanın katil ilan ettiği İŞİD’çiler halen Türkiye’deler. Hala ılımlı İslam, ılımlı muhalefet hikayesi. Oysaki kendilerini dün İŞİD berelerine takarak ele verdiler.
Kısacası Türkiye acı bir tabloyla karşı karşıya. Bu acı tablonun sahipleri Ahmet Davutoğlu’ndan tutun da 17 yıldır Türkiye’de siyaset yapan kimse, özellikle iktidar siyaseti, tamamı bunlardır. Bunların hiçbirisi istifa etmiyor, hiçbirisi sorumluluk duymuyor. Kiraladıkları medyalar var; sabahtan akşama kadar savaş tantanalığı yapıyor. Bunların tamamı Türkiye’nin zararınadır. Bundan kurtuluş vardır. Türkiye insanı savaşı istemez. Bunları iktidar yapanların bir an önce sesini yükseltmeleri ‘Bu yetkiyi sana bunun için vermedik’ demeleri gerekir. Barışın Türkiye’ye gelmesi kaçınılmazdır. Bunun içinde savaşın suç olduğunu yüksek sesle dillendirmek gerekiyor.”
“BAŞINDAN BERİ SURİYE TEZKERESİNE HAYIR DEDİK”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani kaplan ise, Suriye tezkeresine başından beri karşı çıktıklarını söyledi. “Savaş bir cinayettir” diyen Kaplan, “Suriye Tezkeresi’ne evet diyenlerin hemen hepsi toplu asker ölümü olunca gördüler. Oysa orada her gün asker cenazeleri geliyordu. Bizim Suriye’de ne işimiz vardı? sorusunu yeni yeni tartışmaya başladılar. Biz aylar öncesinden söyledik. Bizim Suriye’de ne işimiz vardı sorusunu Libya için de soracağız” dedi.
Kaplan, “Savaş bir cinayettir, Bu cinayeti de işleyen hükümet “diyerek tepki gösterdi.
“SAVAŞ OLMADAN DİPLOMASİ İLE BU SORUN ÇÖZÜLMELİ”
Alevi Vakıflar Federasyonu Başkanı Remzi Akbulut da hayatını kaybeden 33 asker için başsağlığı dileklerinde bulunarak başladığı konuşmasına, Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini belirterek “Artık bizim Suriye’de ne işimiz var, savaşta ne işimiz var, Suriyelilerin bizde ne işi var? Bunları hep sorgulamak lazım” dedi.
Türkiye’nin dış politikayı yanlış yürüttüğünü de kaydeden Akbulut, diplomasinin biran önce devreye girmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Ne yazık ki biz dış politikayı düzgün yürütemedik. Diplomasinin biran önce devreye girmesi ve bu karmaşalığın ortadan kalkması lazım. Ülkelerin çıkarları ön plandadır. Esat Eset oldu, Eset ile görüşmüyoruz dediler. Eset ile görüşenler sizlerdiniz. Dün görüşüyordunuz da bugün niye görüşmüyorsunuz. Görüşüp bu sorunun mutlak suretle çözülmesi lazım. Savaş en son çaredir. NATO’nun ve TBMM’nin olağan üstü toplanması gerekiyor. En büyük temennimiz savaşın olmaması. Diplomasiyle bu sorunun çözülmesini istiyoruz.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.