Hollanda ile yaşanan kriz hakkında konuşan CHP’li İlhan Cihaner “Tarihin gördüğü en anti demokratik iktidara bir düşünce özgürlüğü mağduriyeti payesini vermememiz lazım” diye konuştu.
Hollanda’yı ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü açısından eleştirenlerin de dikkatli bir dil kullanması lazım. Tarihin gördüğü en anti demokratik iktidara bir düşünce özgürlüğü mağduriyeti payesini vermememiz lazım” dedi.
AKP’nin bir kesimi ile cemaat arasında sulh görüşmesinin yapılıyor olabileceğini ifade eden Cihaner “Tam da referandum sürecinde cemaatin oyuna ihtiyaç duyulduğu için onun bir tartışması olabilir” diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner’in Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’a yaptığı açıklamalar şöyle:
“CEMAAT EVET DİYEBİLİR”
Cemaatin referandumda evet diyebileceğini söyleyen Cihaner bunu şöyle anlatıyor:
“Çünkü AKP dışında hangi iktidar gelirse gelsin cemaatle çok daha etkin bir mücadele edeceği çok açık. Çünkü AKP’nin cemaatle etkin mücadele etmemesi için önünde çok ciddi engeller var. Geçmişteki kriminal, ticari ortaklıklardan tutun, şu andaki kadrolarının içerisinde bile cemaatle geçmişte iş tutmuş çok güçlü yapılar var, kişiler var. Bu çok açık. Dolayısıyla etkin bir mücadele yapılmadığı da çok açık. Toplumun verdiği bunca krediye rağmen, mesela eleştirilerimizi belli bir dozda tuttuk şimdiye kadar, çünkü bu yapıyla yürütülen bir mücadele, ülkenin geleceği açısından, etkin ve adil olmak kaydıyla, önemliydi. Ancak gelinen noktada OHAL fırsatçılığıyla bu kredi heba ediliyor.”
“BİR TRAVMA YARATILMAZSA HAYIR, ÇIKAR!”
Referandumda hayır çıkma ihtimali hakında konuşan Cihaner Game Of Thrones (Taht oyunları) dizisine de gönderme yaparak, “Eğer hayır’ı savunanlar arasında çok radikal, fahiş bir taktik hata yapılmazsa, ana yönelim belli. AKP’nin çıkarmak istediği yapay marazalardan uzak durup, olayın teknik boyutunu anlatarak, bunun yaratacağı sorunları yurttaşlara anlatarak hayır’ı büyütmek gerekiyor. Ama bu arada fahiş bir hata olmazsa hayır’ı savunanlar arasında ya da 7 Haziran – 1 Kasım arasında olduğu gibi Türkiye toplumunun siyasi davranışını etkileyecek ağır bir travma olmazsa, travmaya yol verilmezse, travma yaratılmazsa ben hayır’ın çıkacağını düşünüyorum. Ama her halükarda cin şişeden çıkıyor. Popüler kültürden alıntı yapayım: Winter is coming!” diyor.
“ASIL İHANET BAKANLARIN AVRUPA ÜLKELERİNE GİTMELERİDİR”
Hollanda ile yaşanan gerilime de değinen Cihaner “Hiçbir olgusal karşılığı olmayan bu yapay ve zorlama kriz doğrudan iç politika hamlesidir. Tüm propaganda aygıtlarıyla hayır diyenlere terörist, çukur, vs. derken içeri atarken, yasaklarken dönüp utanmazca bizleri “bayrak etrafında toplanmaya” çağırıyorlar. Bir kez daha bayrak aracılığıyla yanlışların üstünü örtmelerine yardım etmemek gerekir. Asıl ‘milli çıkarlara ihanet’ bakanların engelleneceklerini bile bile bu sorunu çözmeden Avrupa ülkelerine gitmeleridir. Sorunu çözmeden gittiklerine göre demek ki bakanların istedikleri budur. Ama olan orada yaşayan yurttaşlarımıza ve ulusal onurumuza oluyor. Sanırım hiç bir dönem hiç bir ülke bu kadar aşağılanmamıştır. AKP’lilerin mağduriyet üretmek yerine şapkalarını önlerine koyup ‘Bizim etkinliklerimize niye bu kadar şüpheyle yaklaşıyorlar?’ diye düşünmeleri lazım” ifadelerini kullandı.
“MAĞDURİYET PAYESİNİ VERMEMEMİZ LAZIM”
Cihaner ‘Yurtdışında ve temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz’ kanununu hatırlatarak şöyle konuştu:
“Bunu oradaki yurttaşları korumak için getirilmiş. Bazı yerlerde çifte vatandaşlık sorunu var. Bazı yerlerde oy kullandığınızda vatandaşlığınız düşüyor. Onu yurttaşların gözünden kaçırıp buradan mağduriyet üretmeye çalışmak hem tehlikeli, hem ahlaki değil. Ahlaki olmamasının en önemli dayanaklarından biri de kendi içlerinde uyguladıkları yasaklar. Örneğin Mustafa Şentop’un son 10 gün içindeki üniversitelerdeki etkinliklere bakın. Öğrencileri bir de akreditasyonla çağırıyorlar. Rektör dekanlığa yazıyor, ‘20’şer isim gönderin’ diye Şentop’un etkinliği için. Ya arkadaş sen böyle yapıyorsun, kalkıp dışarıda Almanya’yı eleştiriyorsun. Senin yöneticin silah gösteriyor ateş ediyor hayırcılara, bunu yapacağım diyor, buna bir şey yapmıyorsun. Burada bizim de Almanya’yı, Hollanda’yı ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü açısından eleştirenlerin de dikkatli bir dil kullanması lazım. Tarihin gördüğü en anti demokratik iktidara bir düşünce özgürlüğü mağduriyeti payesini vermememiz lazım. Bu olayları değerlendirirken herkesin Türkiye’deki yasaklar ve çifte standartları hatırlatarak konuşmaya başlaması lazım.”
Yoruma kapalı.