PİRHA- Günebakan Kadın Derneği üyesi Zübeyde Sadırlı Akpınar, kadın cinayetlerinde günden güne yaşanan artışın yalnızca kadınların sorunu olmadığına vurgu yaparak, “Bu konuda yalnızca kadınların mücadele etmesi yetmiyor, erkeklerin de bunu dert edinmeleri ve sorumluluk almaları gerekiyor” dedi.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri günden güne artış gösteriyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre yılın ilk 8 ayında 261 kadın yakınlarındaki erkekler tarafından katledildi. 141 kadının ölümü ise şüpheli.
Ataerkil toplum yapısının kadını ikincileştiren ve kadını erkeklerin mülkü olarak gören kodları, kadına yönelik şiddetin temelini oluştururken; kadına yönelik şiddeti önleyici mekanizmaların işlevsizliği, kadın kazanımlarının gasp edilmesi, cezaların caydırıcı olmaması, fail erkeklere uygulanan iyi hal indirimleri, iktidarın kadın düşmanı politikaları ve erkeği/aileyi kutsayan söylemleri ve son olarakta İstanbul Sözleşmesi’nden bir geceyarısı kararnamesiyle çıkılması, kadına yönelik şiddeti daha da körüklüyor.
Tüm bunlarla mücadelede kadın örgütlerinin üzerlerine düşeni yaptığını, fakat bu sorunun yalnızca kadınların meselesi olmadığını ifade eden Günebakan Kadın Derneği ve Mersin Kadın Platformu üyesi Zübeyde Sadırlı Akpınar, erkeklerin de bu konuda gereken sorumluluğu hissedip harekete geçmeleri gerektiğinin altını çizdi.
“KADIN CİNAYETLERİ TOPLUMSAL BİR SORUN”
Kadınların büyük bir kısmı yakınları olan erkekler tarafından katlediliyor. Bu katliamlara çoğu kez fail erkeklerin ‘bir anlık cinnet hali’, ‘psikolojik sorunlar’ sebep olarak gösteriliyor. Bu anlayıştan kaynaklı toplumun genelinde kadın cinayetlerinin bireysel bir mesele olarak ele alındığını belirten Zübeyde Sadırlı Akpınar, “Her gün en az 5 kadının erkekler tarafından katledildiği, bunun sistematik bir hale geldiği ortamda bu cinayetlerin münferit olaylar olduğunu söyleyemez kimse. Kadına yönelik şiddetin bireysel değil toplumsal bir sorun olduğunu artık hepimizin kabullenmesi gerekiyor” dedi.
Kadın cinayetlerinin önlenmesi noktasında yetkili mercileri harekete geçmemeleri noktasında eleştiren Akpınar, “Herkes kadınlar öldürülürken izliyor. Ülkenin bakanı, muhalefet partileri, iktidar, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri… Hemen hepsi kadına yönelik şiddete karşı olduklarını dile getiriyorlar ama uygulamalara baktığımızda ne yapılıyor? Hayatta bir karşılığı var mı bu söylemlerin? Yok” sözlerini kullandı.
“ERKEKLER, KADINA YÖNELİK ŞİDDET KONUSUNDA MÜCADELE ETMELİ”
Kadına yönelik şiddetin yalnızca kadınların sorunu olmadığına, erkeklerin de bu konuda sorumluluk almalarının önemine dikkat çeken Akpınar, erkeklerin de kadınlar gibi benzer bir örgütlenme ve farkındalık çalışmalarıyla harekete geçmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Zübeyde Sadırlı Akpınar, şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülkede kadınların yarısı fiziksel, psikolojik, sözel, ekonomik, cinsel şiddete uğruyor; her gün en az 5 kadın katlediliyor ve erkekler hala bu konuda üzerlerine düşen sorumluluğu görmüyorlar. Çoğuna sorduğumuz zaman kadına yönelik şiddete karşı olduklarını söylüyorlar elbette ama çoğunun içinde erkek egemen toplumun yüklediği rollerden çıkamamalarından kaynaklı hepsinde potansiyel şiddet eğilimleri de görebiliyoruz. Kadınların özgür birey olmalarını kabul etmemelerinden kaynaklı bu kadar çok şiddet olayı yaşanıyor. Çoğunlukla boşanmak veya ayrılmak isteyen kadınlar öldürülüyor. Mersin’de 10 kadın katledildi ama kentteki erkeklerden herhangi bir tepki görmedik. Artık erkeklerin de bu soruna kafa yormaları gerekiyor. En başta eşitlikçi, demokratik anlayışa sahip erkekler kadına yönelik şiddetle ilgili mücadelede yer almalılar. Bunun için illa kadın örgütlerle yan yana olmaları gerekmiyor. Kendi örgütlenmelerini, kendi mücadele hatlarını kurabilirler.”
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.