Alevi Haber Ajansi

‘AKP iktidarından sonra inancımı sorgulamaya başladım’-VİDEO

PİRHA-Sürgün, istifa, gözaltı, tutuklama… Ülkenin bir gerçeğini de yansıtan yaşamı ile Anti Kapitalist Müslüman Mehmet Dalkanat. Önce öğretmenlik yaşamını 12 Eylül iktidarında devam ettiremeyeceğini düşünerek sonlandıran Dalkanat, ardından memurluk hayatındaki sürgünler, tutuklama, gözaltı, baskı ile sürdürdü. Şimdilerde ülkenin sorunlarını kendi kaleminden şiirlere döken Dalkanat, 15 Temmuz sonrası yaşananları, 12 Eylül’den de korkunç, hukuktan mahrum bir süreç olarak değerlendirdi. Ve AKP iktidarından sonra inancını sorgulama gereği duyduğunu da ekledi.  

Haberin Videosu

12 Eylül döneminde öğretmenliği bırakan Anti Kapitalist Müslüman Mehmet Dalkanat, yaşadığı sürgünleri ve darbe süreçlerini PİRHA’ya değerlendirdi.

12 Mart Muhtırası’nda öğretmen okulunda öğrenci olan Dalkanat, “Bir cumartesi günü dağlara piknik yapmaya gitmiştik. O zaman bizi köylüler tutukladılar ve muhtar kendi evini nezarethane gibi kullanarak bizi hapsetti. Koca Hamza diye bir köydü galiba. Dediler ki ‘sizden önce bir uçak geçti Rus uçağıydı o. Muhtemelen siz Rus ajanısınız. Biz sizi karakoldan jandarmalar gelinceye kadar tutacağız’ dediler. Biz jandarmalar gelene kadar muhtarın evinde Rus ajanı olarak tutuklu kaldık. O köyden öğretmen okulunda okuyan bir çocuk varmış. O bizi tanıdı da bizim arkadaşlarımız diye bir gece misafir ettiler. Öylece kurtulduk. Türkiye’deki halkın nasıl bilinçlendirildiğini, nasıl eğitildiğini ve nasıl haberdar edildiğini anlamanız açısından bir anıdır bu” dedi.

“SÜRGÜN GEREKÇEM İKİTİDAR DEĞİŞMESİYDİ”

Dalkanat’ın ilk tayin yeri Gümüşhane’nin Kelkit İlçesi’nde Erzincan’a yakın bir Alevi köyüydü. 3 yıl da Elbistan’ın İncecik Köyü’nde öğretmenlik yapan Dalkanat, ilk burada Dersim Katliamı’nı duymuş. Dalkanat, “Büyük bir hezeyan. Sizlere gaz, tuz vereceğiz denilerek köyün gençleri götürülüp geri getirilmemiş. Dersim’le ilgili soru işareti, 15-16 yaşlarda öğretmen olduğum zaman o köyde başlamıştı diyebilirim” dedi.

5 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 3 yıl da Eskişehir’de bir kamu iktisadi teşebbüste fabrikada çalışırken Van’a kamu iktisadi teşebbüste sürgün edilen Dalkanat, “Sürgün gerekçem iktidar değişmesiydi. Bir önceki iktidar tarafından tayin edilmem yeterliydi. Ne düşündüğünüz, adınız, soyadınız, kimliğiniz çok önemli değildi. Bir önceki iktidar tarafından orada istihdam edilmeniz oradan sürgün edilmeniz için yeterlidir” ifadelerini kullandı.

“YAŞAMAK SORUNU ORTAYA ÇIKMIŞTI”

12 Eylül döneminde Milli Eğitim Bakanlığı’nın akıl almaz şartlar koştuğunu söyleyen Dalkanat sözlerini şöyle sürdürdü:

“12 Eylül’den kaynaklı uzaklaştırma veya ihraç söz konusu değildi ama özgürlük yoktu. Rahat hareket edemiyordunuz. Sosyal hayatınıza, aile hayatınıza, düşünce hayatınıza müdahale ediliyordu. Öyle bir ortamdı o günler. Dolayısıyla böyle bir öğretmenlik yapmanın bana bir zulüm olacağını düşündüm. O zamanlar sürekli iktidarlar değişiyordu. Siyasi kadrolar, kaymakamlar, valiler, okul yöneticileri hep değişiyordu. Solcu öğrenciler, yöneticiler geliyor. Öbür iktidar geliyor, solcu öğrenciler, yöneticiler gidiyor. Kadro değişiyor. Ben memurdum zaten. Bir Van’a sürgün, bir Diyarbakır’a sürgün, Diyarbakır’dan iktidar değişti yerine gel. Böyle bir ortamda yaşamak ciddi bir problem. Yaşamak sorunu ortaya çıkmıştı yani. 12 Eylül’den sonra baskılar karşısında ben öğretmenliği kendime yediremedim, yapamadım. Serbest ticarete atıldım ”dedi.

28 ŞUBAT CEZAEVİ SÜRECİ

Dalkanat, 28 Şubat sürecinde o zamanın yasal olmayan gerekçesiyle 6 ay tutuklu kaldı. Daha sonra herhangi bir örgüt bağlantısı veya eylemde bulunmadığı için serbest bırakılan Dalkanat, 28 Şubat sürecinin nasıl geliştiğiyle ilgili şu sözlerle anlattı:

“Gelişen İslamcı düşüncenin terbiye edilmesi gerekiyordu. 28 Şubat’ta da sisteme karşı yeni örgütlenmeler geliştiren parti veya siyasi örgütlenmelerin dışında toplumsal hayatın içerisinde farklı bir takım uçlar oluşuyor. İslamcı düşünce kendine bir boşluk buldu ve o boşluktan istifade ederek değişik dallara, fraksiyonlara ayrıldı. O zamanki ANAP iktidarının da açtığı bir alan, bir ortamdan istifade ederek İslamcı hareket artık bir şekilde tehlike görülmeye başlandı. Kurulan hükümete askeriye müdahale ederek postmodern bir darbe olarak 28 Şubat’ı yaşattılar.”

“PROTEST YAZIYORUM, PROTEST YAŞIYORUM”

Sürgün ve cezaevi süreçleri ile geçen yaşamını şiir ile var etti Dalkanat. Çok sayıda şiir ödülü ve “Antikapitalist olmadan olmaz” adlı şiir çalışması da olan Dalkanat, edebiyatın dayandığı bir zemin olması gerektiğini düşünüyor.

Dalkanat, “Benim şiir ve edebiyat anlayışım çok farklı. Ben güzellikler, çiçekler, böcekler iyi uçsunlar. Havada bulut olmasın oh ne güzel bir dünya var diye bir edebiyat düşlemiyorum” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Ortam güllük gülistanlık değil. Böyle bir ortama oh oh ne güzel diye alkış mı tutalım yani. Hukuk hak getire, adalet yok. Adam kayırma, yalakalık almış gitmiş. Siyasete dahil değilseniz karnınızı bile zor doyuruyorsunuz. İş, aş bulamıyorsunuz. Memur, işçi olamıyorsunuz. Bence böyle bir ortamda bir edebiyatçının söyleyeceği protest bir söylemden başka bir şey kalmıyor. Onun için ben protest söylüyorum, protest yazıyorum, protest yaşıyorum. Günümüz insanının önce bir eleştirel akılla kendi inancını damıtması lazım. Saflaştırması lazım ki bundan sonraki dünyaya sağlıklı adımlar atalım. Burada Alevi veya Sünni olmanın önemi kalmıyor artık. Kendi inancımızı sorgulayarak insan olarak bizi doğruya, hakikate, gerçeğe, barışa ve kardeşliğe götürecekse onu sahiplenmemiz kalır.”

“HUKUKTAN MAHRUM BİR SÜREÇ YAŞIYORUZ”

12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçlerini değerlendiren ve bugünkü hukuk sisteminden bahseden Dalkanat: “O dönemde hukuk zaafa uğratılıyordu ama benim tutuklandığım 28 Şubat döneminde yasal bir gerekçe bulunamıyordu. Suçsuz olmadığımıza dair bir kanıt bulamadığınız için tutuklanıyordunuz. Böyle saçma bir şey olabilir mi yani. Şimdi makul şüphe diyorlar. O gün iyi kötü ben avukatımla görüşebiliyordum. Avukatım gelip bağırarak benim hakkımı savunabiliyordu. DGM’de yargılanmama rağmen ben bir şekilde savunma yapabiliyordum. Ama bugün onlardan mahrum bir hukuk süreci yaşıyoruz. Herhangi bir savunma, itiraz hakkınız o güne göre çok sınırlı.

“SAĞIN KENDİ İÇERİSİNDEKİ PAYLAŞIM KAVGASI BİZİ 15 TEMMUZ’A TAŞIDI”

Bugün yaşadığımız olay askeri vesayetin ortadan kaldırılması ve sağın kendi içerisinde paylaşım kavgası bizi 15 Temmuz’a kadar taşıdı. 15 Temmuz’dan sonra İslamcı zihniyetin dinci bir anlayışın gerçek yüzüyle karşı karşıya kaldık. 15 Temmuz’dan sonra siyasi yapının ortaya koyduğu davranış 40-50 yıldır mücadelesi verilen İslamcı düşüncenin dışa vurması, eyleme dönüşmesi ve bir davranış ortaya koymasından ibaret. Gördüğümüz itibariyle 12 Eylül’de yaşadığımız hukuksuzluğu 12 Mart Muhtırası’nda gördüğümüz müdahale ve darbeyi, 28 Şubat’taki müdahaleyi arar olduk. O günlerin çok ilerisinde müdahale ile karşı karşıyayız” dedi.

“KENDİMİ ALEVİLİĞE DAHA YAKIN HİSSEDİYORUM”

Sünni Türk bir aileden gelen Dalkanat, AKP iktidarından sonra inancını sorgulama gereğini duyduğunu söyleyerek, “Kendimi Aleviliğe daha yakın hissediyorum” dedi.

“SÜNNİLİĞİN SORGULANMASI LAZIM”

Dalkanat sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu inancın kaynağında, kökeninde ne var diye araştırdığımda Alevilikin Kur’an’ın özüne ve ruhuna daha yakın olduğunu gördüm. Belki bir tahribata uğramaması, zaman içinde birtakım sapmalarının olmaması mümkün değil ama bu Sünnilikte daha çok. Alevilik kendisini Kur’an’ın özü ve orijinalitesi açısından daha az bozmuş. Onun için kendimi Alevilere daha yakın hissediyorum. Çünkü dindeki temel doğrular, temel yanlışlar, temel yasaklar, temel özgürlükler Alevilikte daha muhafaza edilmiş. Türkiye’de ve diğer ülkelerde Aleviliğin bu manada İslam’a ve Kur’an’ın özüne daha yakın olduğunu düşünüyorum. Sünniliğin ise sorgulanması lazım. Tarihsel gelişimine baktığımızda Sünilik bir saltanat, bir saray dini olarak önümüze çıkıyor. Yani hep saltanatın, sarayın, iktidarın, gücün arkasında olmuş.”

Semra ACAR/Sevim KAHRAMAN

MARAŞ

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak