PİRHA- PSAKD MYK üyesi ve Ege Bölge Sorumlusu Mevlüt Akbal, Muğla bölgesinde PSAKD’nin 6 tane şubesi olduğunu ancak sadece birinde cem salonu bulunduğunu söyledi. Akbal, cemevlerinin ve fiziksel donanımı olan yerlerin hem Alevilerin bir araya gelmesi hem de inanç ritüellerini yerine getirmesi açısından çok önemli olduğunu kaydetti.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Ege Bölge Sorumlusu Mevlüt Akbal, Muğla merkez ve merkeze bağlı ilçelerde Alevi örgütlenmesi açısından yaşanan sorunlara ilişkin PİRHA‘ya konuştu.
Pir Haber Ajansı‘na Alevilerin bütün ezilenlerin ve ötekileştirilenlerin sesi olmasından dolayı teşekkür eden Akbaş, “Yine özgür basının ne kadar önemli ve işlevli olduğu burada bir kez daha gündeme geliyor. Evrensel Gazetesi’ne yapılan baskıyı da bu anlamda kınıyorum ve tüm Pir Sultan Abdal Kültür Derneği şubeleri olarak özgür basının yanında duracağımızı da buradan beyan ediyorum” dedi.
Muğla bölgesinde PSAKD’nin 6 tane şubesinin ve bu 6 şubeden sadece bir tanesinin kendisine ait bir cemevi olduğunu dile getiren Akbaş, şunları aktardı:
“Muğla geneline baktığımızda da zaten tek cemevi olarak gerekli fiziksel yeterliliğe sahip olan sadece Ortaca Cemevimiz var. Fethiye’de bir bağımsız cemevi var ama fiziksel yeterlilikte değil. Yine Kemaliye Köyümüzde küçük bir cemevimiz var ama o da gerekli donanıma ve fiziksel koşullara sahip değil. Evet, bizim için cemevleri ibadethanemiz ama fiziksel olarak olmazsa olmazımız değil. Ancak cemevlerinin ve fiziksel donanımı olan yerlerin hem Alevilerin bir araya gelmesi hem de inanç ritüellerini yerine getirmesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Eğer sizin cemeviniz fiziksel olarak inanç ritüellerinizi yerine getirmede size olanak sağlıyorsa, gençlerimizin hem eğitsel, hem kültürel hem de sportif faaliyetlerini yapmasına, gençlerimizle, kadınlarımızla çocuklarımızla bir arada olabilmenin olanaklarını sağlıyorsunuz demektir. Bu yüzden mutlaka Alevi derneklerinin olduğu yerde inançsal, kültürel ve sportif faaliyetlerin yürütülebileceği fiziksel ortamın sağlanması lazım.”
“ALEVİ CANLARIMIZLA YETERLİ DERECEDE BİR ENTEGRASYON SAĞLAYAMADIK”
Cemevlerinin inşasında devleti beklemek yerine Alevilerin kendi güçleriyle cemevi yapabileceğinin altını çizen Akbal, “Çünkü biz kimsenin Alevi’si olmayacağız, kimsenin de bizi tanımlamasına müsaade etmeyeceğiz, diyoruz. Eğer bizi kimse tanımlamayacaksa, kimsenin Alevi’si olmayacaksak en başta kendi koşullarımızı kendi imkânlarımızla kendimiz yaratmalıyız” diye belirtti.
Akbal, Muğla’nın göç alan bir yer olduğunu vurgulayarak, “Farklı illerden buraya gelen çok sayıda vatandaşlarımız olmakla birlikte aynı zamanda Muğla’da yaşayan Alevi canlarımız var. Özellikle Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin dernek faaliyetlerinin ana gövdesini dışardan gelen canlar oluşturuyor. Burada bulunan Alevi canlarımızla yeterli derecede bir entegrasyon sağlayamadık. Yol bir sürek bin bir bilinciyle hareket edeceğiz. Herkesin Yol tutuşu farklı olabilir ama Yol aynıdır. O canlarla da bir arada olmanın çabasını, gayretini her ortamda ve her platformda mücadelesini veriyoruz. Kadın ve gençlik çalışmalarında yeterli düzeye de ulaşamadığımızı da belirtmeliyim” ifadelerine yer verdi.
“BİRLİK VE BERABERLİK İÇERİSİNDE OLDUĞUMUZU GÖSTERMELİYİZ”
“Bu mücadele niçin önemli?” diye soran Akbal, şunları kaydetti:
“Devlet ya da hükümetler, bizi asimile edip yok sayanlar, bizi ayrı ayrı görmüyor, hepimizi bir görüyor ve hepimizi yok sayıyor. Biz istediğimiz kadar ayrı ayrı yerlerde duralım, onlar bizi tek sayıyor ve her birimizi asimile etmeye çalışıyorlar. Böylesi bir sürecin karşısında bizim de bir ve beraber olmamız lazım. Ritüel farklılıklarımızı, düşünsel farklılıklarımızı bir tarafa koyup aynı yolun yolcusu olduğumuzu, birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzu göstermek, bunun olanaklarını da yaratmak zorundayız.”
Cebrail ARSLAN/Ortaca-MUĞLA
Yoruma kapalı.