PİRHA- KESK Ankara Şubeler Platformu tarafından Sağlık Emekçiler Sendikasında düzenlenen ‘OHAL kaldırılsın, KHK’lar iptal edilsin’ panelinde konuşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Kerem Altıparmak, “OHAL içinde OHAL yaşıyoruz. Yapılanlar tamamen hukuksuzca yapılıyor” dedi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Kerem Altıparmak, AKP iktidarı tarafından 1 yıldır uygulanan OHAL’i PİRH’ya değerlendirdi.
“OHAL KANUNU’NA GÖRE DERNEK KAPATMA YOK ASLINDA”
Türkiye’de hukukun tamamen ortadan kaldırıldığını belirten Dr. Kerem Altıparmak, OHAL süresinin 3 ay olmasına rağmen sürekli uzatılarak, KHK’ler çıkarılarak temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırıldığını, OHAL’de hiç olmamasına rağmen derneklerin bile kapatıldığını belirtti.
Çağdaş Hukukçular Derneği ve kadın dernekleri ile pek çok derneğin kapatıldığını hatırlatan Altıparmak, şunları kaydetti:
“Önce İçişleri Bakanlığı’nın bir kararı ile bunların faaliyetleri askıya alındı ve sonra OHAL’e göre kapattılar. OHAL buna müsade etmiyor. Normal olarak müsade etmiyor. OHAL Kanunu’na göre OHAL geçici bir dönemde önlem alır ve sürekli sonuçsuz olmasın diye. Venedik Komisyonu’nun o zamanki yasallık ilkesini ihlal ediyorsun. Bu işi yapamazsınız dediği konuya hükümet dedi ki hayır OHAL yasasıyla sınırlı değil, KHK’ler de onun kadar güçlüdür biz anayasaya göre bu şekilde karar alabiliriz.”
ANAYASA MAHKEMESİ’NE ELEŞTİRİ
Avrupa Konseyi’nin anayasa hukuku konularında danışma organı konumundaki Venedik Komisyonu’nun hazırladığı metnin 5 farklı ülkeden anayasa hukuku uzmanı tarafından yazıldığını söyleyen Altıparmak, Venedik Komisyonu’nun Türkiye’deki OHAL uygulamalarını sert eleştirdiğini ifade etti.
Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlallerine karşı hukuki hak aranma özgürlüğünü imkansız hale getirdiğini vurgulayan Dr. Kerem Altıparmak, “Bu ihraçlarla ilgili hukuksal sürecin bugüne gelmesinin nedeni budur. Bu mahkeme ve üyeleri bu yaptıkları ile hatırlanacaklar. Ne şekilde daha kötü ye mi gideriz orada mı hatırlanırlar bu noktada mı hatırlanırlar yoksa bu kaldığımız noktada mı? Bir hukuk devletinde idarenin aldığı işlemlerin denetlenemeyeceğini saptamak suretiyle kendini yok etmiş bir mahkemedir. Bundan sonra ne yaparsa yapsın, yani 125 bin kişinin ihraç edildiği bir yerde bunun hukuki dayanağını denetlemeyeceğini söyledikten sonra 5 bin kişinin hakkında karar verseniz ne olur, vermeseniz ne olur” diye konuştu.
“SINIRSIZ KHK REJİMİ YARATILDI”
“Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı sınırsız bir KHK rejimi yarattı” diyen Altıparmak, şunları dile getirdi:
“Her konunun KHK ile düzenlenebildiği ve bunun hiçbir şekilde denetlenemediği kocaman bir üniversite, bir televizyon kapatılıyor ve buna karşın hiç bir hukuk yoluna başvurma imkânınız yok. Bu kararnameleri iki konumda sınıflandırıyoruz. Bir tanesi doğrudan doğruya kalıcı sonuçları olan bireysel önlemler alanı. İhraç, dernek kapatma, şirket kapatma, vs gibi. Bir de insan haklarını doğrudan etkileyen ama genel yasalarda değişiklik yapan KHK’ler. Ceza Yasası Muhakemesi’nde, medeni yasada, vatandaşlık yasasında mesela yurt dışında isen geri dönmezsen vatandaşlığını kaybedersin diyor. Bunu da KHK ile yapıyor. Mesela yine OHAL ile ilgisi olmamakla birlikte temel hak ve özgürlükleri etkileyen YSK yetkisi ile ilgili düzenleme yaptılar. YSK, tarafsız yayın yapmayan yayın kuruluşlarına yaptırım uyguluyordu. Bir KHK ile bu yetkisi kaldırıldı. Onun için böyle bir sürü ilgisiz mevzunun orada olduğunu görebiliyoruz. İnanılmaz absürt şeyler.”
“BYLOCK MESELESİ ÇOK KÖTÜ NOKTAYA GELDİ”
Bylock konusuna da değinen Dr. Kerem Altıparmak, hiç ilgisi olmayan insanların da FETÖ ile irtibatlandırıldığını belirterek, “OHAL’in bütün atmosferinde öyle bir noktaya geldi ki yine büyük adada tutuklananlardan biri Nalan Erken benim çok sevdiğim yakın bir arkadaşım. Nalan ablanın öyle bylock kullanma ihtimali yok. Ama İzmir’den bir avukat arkadaşında bylock varmış. Şimdi bylock meselesi çok kötü bir noktaya geldi. Adeta evinde c4 patlayıcı bulmuşlar gibi.” ifadelerini kullandı.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.