Tutuklanan Ahmet Türk’ün eşi Mülkiye Türk, yaşadıklarını dihaber’den Meltem Oktay ve Aynur İnedi’ye anlattı. Eşinin yaşına ve hastalığına bakılmadan tutuklandığını söyleyen Mülkiye Türk, “Üzüldüğüm tek şey güzel bir yaşamın bizlerin olamamasıdır. İsterdim ki özgür bir yaşam herkesin olsun” dedi.
Mülkiye Türk’le yapılan röportaj şöyle:
Ömrünü siyasete ve Kürt mücadelesine adamış isimlerden biri Ahmet Türk. Yaşamının belki de yarısından fazlasını cezaevlerinde işkencelerle geçirdi. 1980, 1990 ve 2000’li yıllarda cezaevlerine girerek yıllarca içerde kaldı. 80’li yıllarda cezaevine girdiğinde insanlık onurunu dahi zedeleyecek akıl almaz işkencelerden geçti. Tüm yaşadıklarının ardından Kürt siyasetinden, demokratik siyasetten vazgeçmeyen Ahmet Türk, son olarak Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne halkın iradesi olarak seçilerek çalışmalarına devam etti. Kürt siyasetine yönelik operasyonlarda tekrar gözaltına alınarak 74 yaşına ve kalp rahatsızlığına bakılmaksızın tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Peki o yıllarını verdiği mücadelede direniş dolu bir hayat yaşarken ailesi ne yaşadı. Hayatını paylaştığı kadın, onunla birlikte doğalında mücadele içerisinde yer aldı.
KÜRTÇE KONUŞTUKLARI İÇİN DAHA FAZLA İŞKENCE EDİLDİ
Ahmet Türk, 1980 darbesiyle birlikte tutuklu bulunduğu Diyarbakır Cezaevi’nde her türlü işkenceye maruz kalırken, eşi Mülkiye Türk’ün ise ömrü cezaevi kapılarında geçti. Türk’ün tutuklu bulunduğu cezaevine görüşe giden annesi ve eşi Mülkiye Türk, cezaevi görüşlerinde Kürtçe konuştukları için daha çok işkenceye maruz kalır. Türkçe tek kelime bilmeyen annesi ile konuştuğunda Kürtçe “Mercimekler nasıl” sorusundan dolayı Türk de büyük işkence görür. Bundan dolayı görüşüne giden eşi ile tek konuşmaları “Nasılsın? İyi misin ?” soruları olur.
ONUN DA YAŞAMI MÜCADELEYLE GEÇTİ
Baskıların her gün arttığı bölgede yaşadıkları Kasrı Qanco (Atlı) köyüne yapılan baskılarda evinde çocuklarına bakan Türk, o süreçte çocuklarını da zorluklarla büyütür. Eşinin yıllarca tutuklu bulunmasından dolayı Mülkiye Türk de bu mücadelenin öznesi oldu.
Gençliğinin ızdıraplarla geçtiğini söyleyen Mülkiye Türk, yaşadıkları baskıyı, zor ve şiddeti gözleri dolarak anlatıyor. Türk’ün yaşamı boyunca kendisini mücadeleye adadığını bundan dolayı da hiçbir zaman normal bir aile ilişkisi yaşayamadıklarını ifade ederek, “Onunla bir gün bir yemeğe bile gidemedik. Her zaman işlerinin yoğunluğundan dolayı doğru düzgün bir arada bile olamıyorduk. Cezaevinde olduğu süreçlerde ben hep köyde yaşıyordum. O dönemler üzerimizde büyük bir baskı vardı. Köyümüz her zaman abluka altındaydı. Sürekli baskınlar yapılıyordu. Bir defasında askerlere çıkıştım ‘biz köle değiliz’ diye karşı çıktım” diyor.
‘TUTUKLAMALAR BU ÜLKENİN UTANCIDIR’
Yaşamını hep eşini bekleyerek, onun acılarına ortak olarak geçirdiğini ifade ediyor Türk, “Onun inandığı mücadelede ona her zaman destek oldum. Onun barış olması için yıllarını, gençliğini verdiği mücadele haklı bir mücadeleydi. Ben de her zaman onun destekçisiydim. Üzüldüğüm tek şey güzel bir yaşamın bizlerin olamamasıdır. Tam anlamıyla sadece bayramlarda bir araya gelebiliyor o da gelen misafirlerimizle ilgileniyorduk. Kendimize özel bir hayatımız pek olmadı. Cezaevindeyken de çıktıktan sonra da rahat bir hayatımız olmadı. Çıktıktan sonra hep mahkemelerle uğraştık. Bugün tekrar yaşına, hastalığına bakmadan tutukladılar. Bugün Türkiye’de bir milletvekilinin, belediye başkanının tutuklanması bu ülkenin utancıdır” diye konuşuyor.
‘İSTERDİM Kİ ÖZGÜR BİR YAŞAM HERKESİN OLSUN’
“Ahmet Türk ile birlikte geçirdiğiniz güzel bir günü anlatabilir misiniz” sorusuna üzüntüyle cevap veriyor Mülkiye hanım, böyle bir günün hiç olmadığını ekliyor. Türk, “Bizim hiç böyle bir hayatımız olmadı. O hep işleriyle uğraşırdı. Bu durumda benim de çok zorlu bir yaşamım oldu. İsterdim ki Türkiye’de her halkın özgür bir yaşamı olsun. Herkesin kendi kimliğine sahip olmasını isterdim. Bütün bu yaşananlara üzülüyoruz. Ama biliyoruz ki bu şekilde bizi hiçbir şeyden vazgeçiremezler” dedi.
Yoruma kapalı.