PİRHA-Dersim’in Hozat ilçesinin Bargini (Karabakır) köyünde bulunan Ağuçan Cemevi ve Kültür Merkezi’nde ‘Kızılbaş Alevilikte Doğa ve Sekasur’ konulu panel düzenlendi. Yaşadıkları toprakların yüzyıllardır tahrip edilmediğini belirten Ağuçan Ocağı Piri Mithat Güler, “Bugün maden çıkarmak için egemen güçler birleşmiş ve ruhsatlar verip topraklarımızı talan edilecek. O yüzden bütün köylülerin ve Dersim’in birleşmesi lazım” dedi.
Dersim’in Hozat ilçesinin Bargini (Karabakır) köyünde bulunan Ağuçan Cemevi ve Kültür Merkezi’nde ‘Kızılbaş Alevilikte Doğa ve Sekasur’ konulu panel düzenlendi.
Panelden önce Ağuçan Ocağı’nda Ağuçan Ocağı Piri Mithat Güler ve Ağuçan Ocağı Piri Abidin Bakır gülbeng okudu.
Ağuçan Ocağı Piri Mithat Güler, Ağuçan Ocağı Piri Abidin Bakır, Munzur Çevre Derneği Başkanı Hatun Esen, DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir, Geyiksuyu Çevre Köyleri Sosyal Yardımlaşma ve Doğayı Koruma Derneği Başkanı Alişan Çelik, Avukat Sinan Can’ın konuşmacı olarak katıldığı panele DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, yerine kayyım atanan Dersim Belediye Eş Başkanı Cevdet Konak ile Dersim’deki siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
“TOPRAKLARIMIZ TALAN EDİLECEK”
Yaşadıkları toprakların yüzyıllardır tahrip edilmediğini belirten Ağuçan Ocağı Piri Mithat Güler, “Bugün maden çıkarmak için egemen güçler birleşmiş ve ruhsatlar verip topraklarımızı talan edilecek. Peki maden çıkartıldıktan sonra köylerin hâli ne olacak? Hayvanları nerede otlanacak? O yüzden bütün köylülerin ve Dersim’in birleşmesi lazım” dedi.
Ağuçan Ocağı Piri Abidin Bakır ise konuşmasında şunları ifade etti:
“Maden şirketleri sadece kendi menfaatlerini düşünerek doğamızı tahrip etmek istiyor. Türkiye’nin neresinde olursa olsun canlı yaşamını yok etmek isteyenlere karşı birlik içerisinde mücadele etmemiz gerekiyor.”
“DİRENMEDEN DOĞAMIZI KORUYAMAYIZ”
Türkiye’nin dört bir yanında maden projelerine karşı halkın direnişte olduğunu vurgulayan Munzur Çevre Derneği Başkanı Hatun Esen, “Direnmeden doğamızı koruyamayız. Bugün Sekasur’da köylüler direnmeseydi maden şirketi çoktan çalışmalara başlamıştı. Bir tarafında Ağuçan Ocağı diğer tarafında ise Sultan Hıdır Ocağı var, 1938’de katledilen 24 canımızın anıtının olduğu yere kepçe vurmak hangi vicdana sığar. Böyle bir yıkımı bizler asla kabul edemeyiz” diye belirtti.
Pamza madenciliği ile birlikte bölgedeki su kaynaklarının, bitki örtüsünün ve coğrafi yapısının ciddi anlamda zarar göreceğini söyleyen DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir, “Pomza madeni çalışmalarına izin verdiğimiz zaman bitki örtümüz tamamen yok olacak ve ancak 50 yıl sonra yeniden kendine gelebilecek. Dersim’in doğasını korumak için bütüne kadar mücadele ettik, bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz” diye ifade etti.
“MADEN PROJELERİ YERELDEN DESTEK ALINARAK YAPILIYOR”
Dersim’in muhalif kimliğinden dolayı defalarca katliamlara ve sürgünlere maruz kaldığını belirten Geyiksuyu Çevre Köyleri Sosyal Yardımlaşma ve Doğayı Koruma Derneği Başkanı Alişan Çelik, “Ama yapılan tüm saldırılara karşı Dersim dik durmayı başarmıştır. Egemenler ise artık Dersim’e yönelik yeni saldırı planlarıyla karşımıza çıkmaktadır. Dersim’in toprakları satın alınarak demografik yapının değiştirilmesi istenmektedir. Arazilerini satmak isteyen hemşerilerimiz iyice düşünsün daha sonra karar versin” şeklinde konuştu.
Pomza maden şirketinin sahiplerinin Dersimli olduğunu söyleyen Avukat Sinan Can, “Dersim’deki maden projeleri iktidarın politikalarından bağımsız değil. Bunun da farkında olmak gerekiyor. Sadece şirketlere tepki gösterme yaklaşımı eksik olur. Dersim’deki maden projeleri maalesef yerelden destek alınarak yapılıyor” diye belirtti.
“TOPRAKLARIMIZA SAHİP ÇIKIP, ÜRETİM YAPMAMIZ LAZIM”
Meclis’ten geçen son yasa ile birlikte maden şirketlerine büyük rantlar sağladığını vurgulayan DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, “Sekasur ve Geyiksuyu’nda yürütülen mücadele Dersim için doğayı korumak için önemli bir deneyim. Aynı zamanda doğasına sahip çıkan, nöbet tutan ve herkesi birliğe çağıran ruh çok önemli” dedi.
Madencilik projelerine karşı yapmaları gereken tek şeyin birlikte mücadele etmek ve üretim yapmak olduğunu söyleyen Dersim Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeynel Erdoğan, “Eğer biz meralarımıza sahip çıkarsak, maden projelerini durdurabiliriz. 1990’larda ilimizde 860 bin hayvan varken şu anda 460 bin hayvan var. Onun için kendi topraklarımıza sahip çıkıp, üretim yapmamız lazım” diye konuştu.
Panel konuşmaların ardından Murat Akar ve Grup Başak’ın müzik dinletisiyle sona erdi.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.