PİRHA-Pülümür Vadisi boyunca onlarca kutsalın olduğu yol üzerinde Dersim’in acısını sembolize eden ve her Dersimlinin suyun her damlasında yitip giden onbinlerin acısını hissettiği Ağlayan Kayalar da, “görsel şölen”, “buz gibi suyu”, “donan suyunun oluşturduğu sarkıtlar hayranlık uyandırıyor” ifadeleriyle hikayesinden uzaklaştırılıp tüketim objesine dönüştürülmeye çalışılırken, etrafıda ‘piknikçiler’ tarafından kirletiliyor.
Dersim’in taşı toprağı kutsallarla dolu. Özellikle Dersim Katliamı sonrası yurttaşlar acılarını taşa, suya, ateşe, ziyaretlerine, ocaklarına, ağacına, kuşuna anlatır olmuş. Dersim’in kayıp kızlarından Huriye Aslan’ın “Taş olsaydım erirdim, toprak oldum dayandım” sözleriyle acılarını, Dersim’e, anasına, yurduna, toprağına olan özlemini anlatmıştı.
Hardo Dewreş Dersim, son yıllarda kutsal topraklardan çok turistik gezilerin merkezi haline gelmiş durumda. Pirlerin, rayberlerin, taliplerin ayakkabılarını toprağı kirlenmesin diye çıkartıp yalın ayak gittiği, nefesini tuttuğu kutsallar birer turizm objesi haline getirilmeye çalışılıyor.
Pülümür Vadisi boyunca onlarca kutsalın olduğu yol üzerinde Dersim’in acısını sembolize eden ve her Dersimlinin suyun her damlasında yitip giden onbinlerin acısını hissettiği Ağlayan Kayalar da, “görsel şölen”, “buz gibi suyu”, “donan suyunun oluşturduğu sarkıtlar hayranlık uyandırıyor” ifadeleriyle hikayesinden uzaklaştırılıp tüketim objesine dönüştürülüyor.
Pülümür Vadisi’ndeki Ağlayan Kayalar yol kenarında duraksayıp hatıra fotoğrafı çeken yurttaşlarla dolarken, ne yazık ki Ağlayan Kayalar’ın hikayesinin hüznü ve öfkesine eşlik edenlerin sayısı giderek azalıyor. Diğer tarafta ise bölgeyi ziyarete gelen “piknikçiler” tarafından bırakılan çöpler, trajik bir hal oluşturuyor.
Diren KESER-Ferhat GÜRGEN/DERSİM
Yoruma kapalı.