Alevi Haber Ajansi

Adıyamanlılar dertli, sorunlarına çözüm bekliyor!-VİDEO

PİRHA-6 Şubat depreminin ardından birçok can kaybı ve maddi zarar gören Adıyaman’da halk yaşadıkları sorunlardan dolayı mağdur olduklarını söyleyerek yaşanan sorunların giderilmesini istedi. Adıyamanlı bir vatandaş önceki yıllarda alım gücünün daha fazla olduğunu söyleyerek, “2013’te kendi emekli aylığımla 22 torba yem satın alıyordum, şimdi ise 10 torba alabiliyorum” dedi.

6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli depremde ağır hasar alan Adıyaman’da sorunlar devam ediyor.

Toplu konutların yapım aşaması sürerken yurttaşlar konteynırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Halkın bir birçoğu ekonomik nedenlerden dolayı geçimini sağlayamazken depremin sarstığı şehirde insanlar konteynırlarda kalmaya devam ediyor. Aradan 1.5 yıl gibi bir zaman geçmesine rağmen 1 yılda teslim edilmesi gereken evlerin çoğunluğu hala teslim edilmedi.

6 Şubat’ta birçok insanın canını kaybettiği Adıyaman’da ekonomik kriz, devamında alım gücünü de düşürdü. Alınan maaş ay sonunu çıkarmıyor. Yurttaşlar geleceğe dair güvenlerinin olmadığını söyledi.

Adıyaman’lı yurttaşlar, deprem sonrası yaşadıklarını ve ekonomik krizin etkisiyle ortaya çıkan sorunları Pir Haber Ajansı’na (PİRHA) dile getirdi.

“KÖYLÜ ARAZİSİNİ BOŞ BIRAKIYOR”

Çiftçilik işi yapan İsmet Bozkurt, bir işçinin aldığı maaşla harcadığı masrafların aynı oranda olmadığına vurgu yaptı. Bozkurt, “İnsanlar asgari ücretle geçinemiyor. Köyde yaşayan insanlar mazot ve gübre pahalı olduğu için alım yapamıyor.  Tarlalarını sürmeyen köylüler arazisini boş bırakmak zorunda kalıyor” açıklamasında bulundu.

“ESKİ EMEKLİ AYLIĞIMLA 22 TORBA YEM ALIRKEN ŞİMDİKİ AYLIĞIMLA 11 TORBA ALABİLİYORUM”

Hayvancılıkla uğraşan Yusuf Akdoğan adlı yurttaş, ekonomik krizden etkilendiğini söyledi. Önceki yıllara göre karşılaştırma yapan Akdoğan, “İki sene önce 11 bin liraya aldığımız ineği bugün 180 bin liraya alamıyorum. 2013’te kendi emekli aylığımla 22 torba yem satın alıyordum, şimdi ise 10 torba alabiliyorum. O günden bugüne alım gücüm azaldı. Hayvan yemine zam geldiği zaman ben de süte zam yapıyorum. Maaşı sabit kalan asgari ücretli bir insan bu durumda bir şey alamıyor, çünkü maaşı yükseltilmiyor” dedi.

“BÜYÜK ÜRETECİLER KÖYLÜ ÇİFTÇİYİ BİTİRME NOKTASINA GETİRDİLER”

Ekonomik krizin küçük üreticiye yansıdığını söyleyen Akdoğan, büyük firmaların toptan hayvan ürünlerini satın alırken daha düşük fiyatlara denk getirdiğini şu sözlerle açıkladı:

“Nasıl ki büyük marketler artıp, bakkalın işini bitirdilerse şimdi aynı şekilde hayvancılıkta da benzer durum var. Devletin hayvancılık için çıkardığı desteklemeler çok iyi görünse de halka yansımıyor. Devletin öne sürdüğü şartları ben bir çifti olarak yerine getiremiyorum. Bu şartları yerine getirecek ekonomik güce sahip değilim. Nasıl ki büyük marketler şehirlerde artış gösterip küçük esnafları bitirdilerse büyük esnaflar da köydeki çiftçilerin işlerini bitirme noktasına geldiler.”

Depremden sonra kentte değişiklik olmadığını, şehrin toz içinde kaldığını belirten Akdoğan, “Böyle sürerse birkaç sene sonra insanlar veremden ölecek” şeklinde konuştu.

“ÜLKEYE DAİR UMUDUM YOK”

Depremde oturduğu apartman yıkıldığı için konteynırda yaşayan Aysel Demir, ekonomik kriz hakkında konuştu. Demir, “Ülkenin geleceği için bir umudum yok. Depremde yakınını kaybedenin canı gitti, mal kaybı olan da bu şehri terk etti. Çağın en büyük ahlaksız sürecini yaşıyoruz maalesef” diye konuştu.

“ELİMDE EKMEK ALACAK PARA KALMADI”

Elinde hiçbir işi olmayan bir kadın vatandaş ise pazarda aldığı ürünün pahalığından şikayet ederek, “Devlet bana sadece 3 bin lira veriyor o da bir şey yetmiyor. Şimdi 180 liraya bir kazak aldım. Para kalmadı ki ekmek alayım” diye ifade etti.

“HEM ÜLKE HEM VATANDAŞ OLARAK ZOR DURUMDAYIZ”

Toplum Yararına Programlar (TYP) bünyesinde çalışan güvenlik görevlisi işçisi Ahmet Bozkurt da, hem ülke olarak hem yurttaş olarak zor durumda olduklarına dikkat çekerek şu konuşmayı yaptı:

“Soruna bir sebep aramaktan çok bir çözüm aramak lazım. İşsiz insanlara istihdam sağlanması gerekiyor. Herkes üniversite mezunu olmak zorunda değil. Sanayiye gittiğiniz zaman çalışacak kalifiyeli eleman yok. Bu da giderek üniversiteli işsizlerin sayısını artırıyor. Mesleki alandaki bu eksikliğin önüne geçmek için mesleki alanda istihdam alanı açmak gerekiyor. Önemli olan bizim sosyo-kültürel şekilde eğitilebilir olmamız.”

Kamber YILDIZ/ADIYAMAN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak