PİRHA-Adıyaman’da Alevi köyü Koru’ya kurulmak istenen taş ocağına karşı gelen köylüler, firmanın gönderdiği iş makinalarının önüne geçerek engel oldu. Köylüler yapılmak istenen taş ocağından kimsenin haberinin olmadığını, çevrede mevcut taş ocaklarının çalışmakta olduğunu ifade ederek nöbet tutacaklarını belirttiler.
Adıyaman’ın Koru Köyü Bağtepe mevkinde Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından ihalesi yapılan taş ocağının doğaya zarar vereceğini belirten köylüler taş ocağının yapılacağı yerde toplanarak iş makinalarına engel oldular. Köy halkı ateş yakarak beklemeye başlarken, taş ocağının yaklaşık 20 hektarlık bir alanı kaplayacağını belirttiler. Dağ keçisi ve kınalı keklik olduğu bölgede doğanın tahrip olacağını kaydeden köylüler, taş ocağına engel olmak için nöbet eylemi kararı aldıklarını açıkladılar.
Kimsenin bu şantiyeden haberi olmadığını ifade eden köylüler, herhangi bir yetkilinin bu projeden kendilerini haberdar etmediğini, iş makinaları gelmeyene kadar fark etmediklerini dile getirdiler.
“SANKİ HANÇER VURULMUŞ DAĞLARIMIZA”
Koru Köyü sakinlerinden olan Hasan Kaplan, baraja karşı nöbet tutacaklarını, köylerinde kurulması istenen taş ocağına karşı direneceklerini dile getirerek, “Bizden ziyade burada yabani hayvanlar yaşamaktadır. Burası şehre oksijen vermektedir. Köyümüzün etrafında taş ocakları, mermer ocakları açılmış, delik deşik edilmiş sanki hançer vurmuşlar dağlarımıza. Biz direnmeye devam edeceğiz, isterlerse bizi öldürsünler. Bizden ziyade devlet yetkilileri buna tepki vermeleri gerekiyor. Buradaki esinti şehre oksijen veriyor. Burada taş yok, köye 500 metre mesafededir. Buradaki taş ocağı şehre ve çevre köylere zarar veriyor. Bu ilerdeki süreçlerde bizleri zehirleyecektir. Biz hukuki sürecimizi sürdüreceğiz ve direnmeye devam edeceğiz. Tüm halkımızı düşünerek bunu yapıyoruz. Adıyaman halkının hepsinin bize destek vermesini bekliyoruz” dedi.
“HAYVANLARIMIZIN SU İÇECEĞİ ALAN KALMADI”
Taş ocağı kurulmak istenen alanın Milli Park ilan edildiğini ifade eden Selahattin Arık ise “Burası doğa harikası olan güzel bir yer. Öyle ki biz buraya teleferik bile düşünmüyorduk. Bu doğanın bozulmasına biz köylü olarak karşıyız. Burası Milli Park olarak ilan edilmiş ve bu dağlarda dağ keçisi, kınalı keklik yaşamaktadır. Adını sayamadığımız bir sürü hayvan yaşıyor. Bu doğa yıkımına karşı bütün STK’lardan, hayvan severlerden dayanışma istiyoruz ve Orman Müdürlüğü’nü yanımızda görmek istiyoruz. Köyün çevresinde 6 tane taş ocağı var. Bundan dolayı suyumuzu aldılar, hayvanlarımızın su içebileceği alan kalmadı. Küçük ölçekli tarlalarımız bırakılmadı. Tüm köyün etrafını ablukaya aldılar. Bizim yaşam alanlarımızın hepsini kısıtladılar” diye konuştu.
Arık, ÇED raporunun köy muhtarının izni alınarak yapılması gerekirken, bizim irademiz dışında ÇED raporu oluşturup buraya el koymak istiyorlar. Biz buna izin vermeyeceğiz, müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Taş ocağı kurulmasına tepki gösteren Mehmet Ali Arık da “Bütün resmi kurumlarda işlemlerini hallediyorlar. En son köylünün haberi oluyor. Biz sonra öğreniyoruz ki buraları vermişler” diyerek tepki gösterdi.
“TAŞ OCAĞINA İZİN VERMİYORUZ”
Köylerinin birçok yerine taş ocakları kurulduğunu belirten Mehmet Emin Öksüz şunları ifade etti:
“Bu kadar alan varken biz neden buraya yerleşmedik? Çünkü burası hayvanlarımızın mera alanı. Bizim derdimiz yaşam alanımızı korumaya çalışmaktır. Etrafımızda o kadar taş ocağı kuruldu sorun etmedik ama şu arazi üzerinde yapılmak istenen taş ocağına izin vermiyoruz. Bize ‘bu köyde kalmayın, buralardan gidin’ demek isteniyor. Devlet köylere gitmek için teşvik veriyor, bu insanlar da bunu yapmaya çalışıyor.”
Kamber YILDIZ/ADIYAMAN
Yoruma kapalı.