PİRHA-Adıyaman Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle basın açıklaması yaptı. Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşma yapan Adıyaman İHD Şubesi Eş Başkanı Dilan Güler, “Maalesef ki devletin sürekli öne sürdüğü çatışma, çözümsüzlük ve savaş ortamı toplum üzerindeki baskıyı da beraberinde getirmiştir” dedi.
Adıyaman Demokrasi Parkı önünde bir araya gelen Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
“Barış İnsan Hakkıdır, Barış İnsan Teminatıdır” pankartı açan kitle, ‘Barış Hemen Şimdi’, ‘Biji Aşiti’ dövizlerini taşıdı.
Açıklama metnini okuyan Adıyaman İnsan Hakları Derneği Şubesi Eş Başkanı Dilan Güler, “Rojava’daki çatışmalı ortam binlerce sivil ölüme neden olmuştur. Birleşmiş Milletler raporlarında ağır silah kullanımının giderek arttığı, ayrım gözetmeyen orantısız saldırılar sonucunda sivil ölümlerinin beşte birinin ‘kadın ölümleri’ olduğu belirtilmektedir” şeklinde konuştu.
“ROJAVADAKİ ÇATIŞMALI ORTAMDA BİNLERCE İNSAN YAŞAMINI YİTİRDİ”
Dünya’daki savaşların giderek arttığını dile getiren Adıyaman İHD Şubesi Eş Başkanı Dilan Güler, “Barış gününü kutladığımız bugün Dünyanın birçok yerinde bölgesel ve yerel savaşlar ile çatışmalar devam etmektedir. İsrail-Filistin savaşı, Rusya’nın Ukrayna işgali ile devam eden savaş, Sudan, Myanmar, Burkina Faso, Mali, Libya’da süren savaşlar/çatışmalı ortam ve Suriye iç savaşı ile Rojava’daki çatışmalı ortam binlerce sivil ölüme neden olmuştur. Birleşmiş Milletler raporlarında ağır silah kullanımının giderek arttığı, ayrım gözetmeyen orantısız saldırılar sonucunda sivil ölümlerinin beşte birinin “kadın ölümleri” olduğu belirtilmektedir” açıklamasında bulundu.
“AŞIRI GÜVENLİKÇİ POLİTİKALAR KUTUPLAŞMAYA NEDEN OLMUŞTUR”
Kürt sorunun baskı politikaları nedeniyle çözülemediğinin altını çizen Güler, “Türkiye, Kürt meselesini aşırı güvenlikçi politikalarla çözme ısrarını 1990’lardaki köy boşaltma ve yakmaları yerine günümüzde güvenlik politikaları adı altında sınır duvarları, güvenlik barajları, kalekol ve karakol inşaatları, ekonomik ve ekolojik talanın savaş aracı olarak kullanılması ile devam ettirmektedir. 40 yıldır devam eden çatışmalı süreçte başta yaşam hakkı olmak üzere en temel insan hakları sürekli ve sistematik olarak ihlal edilmiştir. Devlet, toplumdan gelen temel hak ve özgürlüklerin tanınması talebine karşı aşırı güvenlikçi politikalarla cevap vererek meselenin çözümünden uzaklaşmış, bu durum Türkiye toplumunun kutuplaşmasına neden olmuştur” şeklinde konuştu.
“672 SAYILI KHK İLE EMEKÇİLERE SAVAŞ AÇILMIŞTIR”
Güler şöyle devam etti:
“Kürt sivil siyasetçiler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, sanatçılar birçok insan sadece devletten farklı düşündükleri için hapishanelerde tutulmakta veya iltica etmek zorunda kalmaktadır. Nitekim AKP iktidarı tüm dünya 1 Eylül vesilesiyle barıştan, demokrasiden, özgürlük ve eşitlikten yana söylem ve talepleri yükseldiği bir günde, 1 Eylül 2016 gecesinde, yayımladığı 672 sayılı KHK ile sorgusuz sualsiz şekilde 50 bin 875 kamu görevlisini ihraç ederek adeta kamu emekçilerine savaş açmıştır. Ve o günden bu yana ihraç, açığa alma, adli ve idari soruşturmalar, gözaltı ve tutuklamalar, demokratik hakların kullanımı karşısında yasaklama ve fili müdahaleler gibi her türlü zor ve baskı aracı aratarak devam etmiştir.
“BARIŞIN TESİS EDİLECEĞİ ANA KADAR MÜCADALE EDECEĞİZ”
Emek ve Demokrasi bileşenleri olarak 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle bir kez daha barış isteğimizi yüksek sesle dile getiriyoruz. Topluma dayatılan tekçilik, ırkçılık, milliyetçilik, ötekileştirmenin ve nefret dilinin son bulması için iktidarı insan haklarına dayalı barışçıl politikaları uygulamaya ve Türkiye’nin toplumsal barışına engel teşkil eden tecrit politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz. İnsan Hakları Savunucuları olarak barışın tesis edileceği ana kadar mücadele etmeye devam edeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz.”
PİRHA/ADIYAMAN
Yoruma kapalı.