PİRHA- Türkiye Alevi Federasyonu (ADFE), Suriye’de Alevilere soykırım uygulandığını belirterek, bazı muhalif medya organlarının gerçeği yansıtmayan ‘dezenformasyon’ haberlerine tepki gösterdi. ADFE, “Alevi halkının, inançlarına ve yaşam biçimlerine yönelik sistematik saldırılar karşısında korunmak ve kendi kimliğini savunmak için başvurabileceği her türlü meşru savunma biçimi, aynı zamanda tüm insan hakları çerçevesinde meşrudur. Toplumumuzun bir parçası olan her birey, doğruyu öğrenmek ve yanlış bilgilere karşı durmak için Alevi kurumlarına ve Alevi medyasına güvenmelidir” açıklamasında bulundu.
Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta Alevilerin hedef alındığı saldırıların son iki günde tırmanışa geçti. Çoğunluğu sivil olmak üzere 300’den fazla kişinin hayatını kaybettiği ve yüzlercesinin de HTŞ tarafından bilinmeyen merkezlerde alıkonulduğu belirtiliyor.
Türkiye Alevi Federasyonu (ADFE), konuya ilişkin ‘Suriye’de Aleviler Katlediliyor’ başlığıyla yayımlanan açıklamada Alevilerin inançlarından kaynaklı soykırıma tabi tutulduğunu belirtti. Bazı muhalif medya organlarının Alevilere yönelik katliam saldırı haberlerini ‘Esad yanlıları’ şeklinde servis etmesini ‘dezenformasyon’ olduğunu dile getiren Türkiye Alevi Federasyonu, “Bizler, Türkiye Alevi Federasyonu olarak, hem bu katliamın hem de buna ilişkin yürütülen manipülasyonların ve yanıltıcı haberlerin karşısında duruyor, halkımızı bu konuda daha dikkatli ve duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.
MUHALİF MEDYA ORGANLARINA ‘DEZENFORMASYON’ TEPKİSİ
Yaşanılanın bir soykırım olduğunu vurgulayan Türkiye Alevi Federasyonu, “Suriye’de, Alevi köylerinde yaşanan olaylar, sadece bir çatışma değil, bir soykırımdır. Alevi halkı, ne yazık ki, sadece inançları ve kimlikleri nedeniyle hedef alınmış, masum insanlar hayatını kaybetmiştir. Ancak, bu insanlık dramı, bazı medya organları tarafından çarpıtılmakta, Aleviler bir şekilde Esad yanlısı, rejim destekçisi olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu tür suçlamalar, yalnızca gerçeği saptırmakla kalmaz, aynı zamanda Alevi halkının acısını daha da derinleştiren bir manipülasyona dönüşmektedir. Son günlerde, Suriye’de gerçekleşen ve Alevi toplumunu hedef alan vahşi katliamla ilgili olarak, çeşitli medya organlarında ve özellikle bazı muhalif medya organlarında yapılan açıklamalar, gerçeği saptırmaya yönelik dezenformasyon içerikleri taşımaktadır. Bizler, Türkiye Alevi Federasyonu olarak, hem bu katliamın hem de buna ilişkin yürütülen manipülasyonların ve yanıltıcı haberlerin karşısında duruyor, halkımızı bu konuda daha dikkatli ve duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.
“ALEVİLERİN KENDİNİ SAVUNMASI MEŞRU BİR HAKTIR”
Alevi halkının kendisine karşı yönelen baskılar karşısında öz savunma geliştirmesinin sadece doğal bir hak, aynı zamanda bir zorunluluk olduğunu ifade eden Türkiye Alevi Federasyonu, “Alevi halkı, her zaman barışı, kardeşliği ve insan haklarını savunmuş, hiçbir zaman bir baskı aracı olarak kullanılmaya izin vermemiştir. Aleviler, tarih boyunca her türlü zulme, baskıya ve ayrımcılığa karşı mücadele etmiştir. Bu, Suriye’deki savaşın da bir parçasıydı. Alevi toplumunun her zaman barışçıl, hoşgörülü ve insan haklarına saygılı bir duruş sergileyen bir kimliği olduğunu hatırlatıyoruz. Bu kimlik, herhangi bir savaş veya çatışma ortamında da aynen geçerlidir. Bu noktada, Alevi halkının kendisine karşı yönelen baskılar karşısında öz savunma geliştirmesi, sadece doğal bir hak, aynı zamanda bir zorunluluktur. Alevi halkının, inançlarına ve yaşam biçimlerine yönelik sistematik saldırılar karşısında korunmak ve kendi kimliğini savunmak için başvurabileceği her türlü meşru savunma biçimi, aynı zamanda tüm insan hakları çerçevesinde meşrudur. Alevi halkının tarihsel olarak maruz kaldığı baskılar ve saldırılar, bizlere bu tür öz savunmanın ne kadar hayati olduğunu göstermektedir. Bu hak, inancımızın, kimliğimizin ve varlığımızın korunması için gerekli ve kaçınılmaz bir adımdır” diye belirtti.
“TOPLUMUMUZ ALEVİ KURUMLARINA VE ALEVİ MEDYASINA GÜVENMELİDİR”
Türkiye Alevi Federasyonu‘nun açıklamasının devamında şunlar kaydedildi:
Bu nedenle, Alevi halkını Esad yanlısı göstermek, hem gerçekle bağdaşmaz hem de halkımıza karşı büyük bir haksızlıktır. Gerçek şu ki, Alevi halkı, her türlü baskıyı ve zulmü, devletler arası çatışmalar ve iktidar kavgaları üzerinden bir kenara koyarak, sadece kendi inançları ve kimlikleriyle var olma mücadelesi vermektedir. Bizi başka bir kimlikle tanımlamaya çalışan her türlü dezenformasyon, sadece halkımızın acısını büyütmekte ve daha büyük bir kaosa yol açmaktadır.
Federasyon olarak, değerli halkımıza sesleniyoruz: Her türlü yanlış bilgiye karşı dikkatli olalım. Gerçeklerin peşinden gitmek, sadece Alevi kurumları ve Alevi medyasından alınan bilgilerle mümkündür. Bugün, Alevi halkının sesi ve yüzü, yalnızca kendi kurumsal yapıları ve kendi medyasıdır. Alevi kurumları, bizlerin haklarını savunmak ve doğruyu halka duyurmak için yıllardır var gücüyle çalışmaktadır.
Toplumumuzun bir parçası olan her birey, doğruyu öğrenmek ve yanlış bilgilere karşı durmak için Alevi kurumlarına ve Alevi medyasına güvenmelidir. Bizi asıl bizden başkası doğru temsil edemez. Bu süreçte, sağduyulu olmalı, toplumu yanıltan haberlere karşı duyarlı kalmalıyız. Bizler, Alevi halkı olarak, barışın, eşitliğin ve adaletin savunucusuyuz. Suriye’deki katliamı ve tüm zulmü lanetliyor, hayatını kaybeden kardeşlerimize saygıyla anıyoruz. Halkımızı, hiçbir zaman yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.