Adana Çevre Platformu, iklim değişikliği ve yaşanan tahribata dikkat çekti. ‘Eylem planınız var mı?’ diye soran ekolojistler, yerel yönetimlerin bu krizdeki payına dikkat çekti.
“İklim hareketinin sesi yerelden yükselir” sloganı ile Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında iklim değişikliğine ve yarattığı tahribata dikkat çekmek için düzenlenen “İklim için ses ver” etkinliklerinin Adana ayağı Abidin Dino Parkı’nda gerçekleşti. Adana Çevre Platformu, Çukurova Ekolojik Yaşam İnsiyatifi’nin (ÇEYİ), İHD Çevre Komisyonu ve Sosyal Dayanışma Derneği’nin düzenlediği etkinlikte vatandaşlar ülkeyi yönetenlere ve yerel yönetimlere seslenerek harekete geçmelerini istedi. Yerel yönetimlerle verilmek üzere bir dilekçe vatandaşlara dağıtıldı. Dilekçeyi imzalayan vatandaşlar, etkisini aşırı hava olaylarıyla daha fazla hissettiren iklim değişikliğinin altyapı, sağlık sorunları şeklinde gündelik hayatlarında ortaya çıktığına dikkat çekti. Eyleme katılanlar dilekçe ile belediyelerin bu konularda ne yaptığını ve eylem planı bulunup bulunmadığını da sordu.
Etkinlikte konuşan Serdar İskip iklim değişikliğinin yarattığı tahribatlara dikkat çekerek “Orman yangınları söndürülemez hale geldi. Dünyanın her yanında aşırı sıcaklık, kuraklık, tayfun ve sellerde kayıplar yaşanıyor. Türkiye’de göller kurudu, buzul kalmadı, Konya Ovası’nda sular çekildi, akarsulara HES kelepçeleri vuruldu, Ordu’da binlerce ton fındık denize sürüklenip yok oldu, kimyasal gübre ve tarım ilaçları toprakları zehirledi” dedi. Bu konunun sadece merkezi hükümetlere bırakılmayacağını dile getiren İskip, “İçme suyu, atık sular, çöp, kentin imar planları, yeşil alanlar, kent içi ulaşım gibi hayati konularda iklim krizini gözeten planlar ve uygulamalar yapmak belediyelerin görevi olmalıdır” dedi.
“SORUNUN KAYNAĞI KAPİTALİZM”
İnsan faaliyetlerinin artık meteor etkisi yaptığını ifade eden Sosyal Dayanışma Derneği’nden Yaşar Gökoğlu, “Bizi başka bir yok oluşun, 6’ıncı yok oluşun eşiğine getirdiler. İklim krizi dediğimiz iklim felaketine döndü” dedi. Petrol ve kömür şirketlerinin sayısının 20, tarımsal zehir üreten şirketlerin sayısının 6 olduğunu dile getiren Gökoğlu, “Bunların yönetim kurullarını toplasan 500 kişidir. İnsanlık diyoruz. Antropojen çağı diyoruz. Ama bunlar soyut kavramlar. Onu somutladığımızda karşımıza kapitalizm çıkıyor. Sınıf çıkarları çıkıyor. Bu iklim felaketinden en çok dünyanın yoksulları acı çekiyor. Afrikalılar durup duruken değil Afrika’da eskisi gibi tarım yapamaz, üretemez hale geldikleri için Avrupa’ya giderken denizde hayatlarını kaybediyor” dedi.
“TÜRKİYE PARİS ANLAŞMASINI MECLİSE GETİRİP GEREĞİNİ YAPSIN”
Türkiye’nin BM İklim Konferansı Paris Anlaşması’nı imzaladığını hatırlatan Gökoğlu, “Ama TBMM’ye getirilmedi. Ulusal yükümlülüklerini ertelemeye devam ediyor. Hükümet’ten Paris Anlaşması’nı meclisten geçirip nükleer ve kömürden vazgeçmesini istiyoruz” dedi. Müzik dinletisi ile devam eden etkinlik katılımcıların bir birini tanıma etkinliği ile devam etti. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.