PİRHA- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne kadro davası açtığı için hukuksuzca işten atılan 200 işçiden biri olan ve 13 Kasım’da açlık grevine başlayan Mahir Kılıç ve arkadaşları PİRHA’ya konuştu.
Haberin Videosu
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait İZENERJİ’de çalışırken kadro ve geriye dönük ilave tediye davası açtıkları için işten atılan Mahir Kılıç’ın başlattığı açlık grevi devam ediyor. Kılıç ve kendisine destek veren işten atılan işçiler, İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde açlık grevinin 58. gününü geride bıraktılar. Yaşanan duruma dair Büyükşehir Belediyesi’nin hala hukuksuzca tutumundan vazgeçmediğini belirten emekçiler, hakları ve işleri iade edilene kadar direneceklerini belirttiler.
“KADRO DAVASI AÇTIĞIM İÇİN İŞTEN ATILDIM”
“Bir alternatifim kalmadığı için bedenimi açlığa yatırdım” diyen ve 58 gündür açlık grevine devam eden Mahir Kılıç şunları söyledi:
“Bugün açlık grevinin 58. günündeyim. Ben de Büyükşehir Belediyesi’ne kadroluk davası açan ve işten çıkarılan 200 işçiden biriyim. 2010 yılından beri İz-Enerji şirketinde çalışmaktaydım. İlk günkü kadar dirençliyim, ilk günkü kadar kararlıyım. Çünkü haklılığımızdan aldığımız bir güç var. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bize haksızlık yaptı, hukuksuzluk yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’nü başlattığı gün Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu işçileri çıkartarak işçi kıyımı yapmıştır. Beni farklı bir madde gerekçe göstererek işten attılar. Beni amirine fiili hakaret ile suçladılar. Fakat işyerinde bulunan 150 güvenlik kamerasını beraber inceleme önerisinde bulundum. Eğer dedikleri gibi bir şey varsa, bulunursa bu direnişi bitireceğimi ve noter onaylı bütün haklarımdan feragat edeceğimi söyledim. Bu konuyla ilgili adım atılmadı çünkü böyle bir şey asla olmadı. Ben de diğer arkadaşlarım gibi kadro davası açtığım için işten atıldım” dedi.
“ALTERNATİF BIRAKILMADIĞI İÇİN BEDENİMİ AÇLIĞA YATIRDIM”
Kirada yaşayan 9 yaşındaki bir çocuğunun ve hamile eşinin olduğunu belirten Kılıç şunları vurguladı:
“Atıldığım madde gereği kıdem ve ihbar tazminatı gibi hiçbir sosyal hakkımı alamadım. İşsizlik maaşından yararlanamıyorum. Sigortalı bir yerde çalışamıyorum. 9 yaşında bir kızım var, evim kira ve eşim hamile. Doğal olarak belediye bana bir alternatif bırakmadığı için en son bedenimi açlığa yatırdım. Büyükşehir Belediyesi haklılığımızı kabullenip, elimizden aldığı haklarımız ve işi iade edene kadar açlık grevi direnişi süresiz olarak devam edecek. Sendikamıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum. İşçilerin örgütlü olduğu yerler sendikalardır. Bugüne kadar atmadıkları adımı artık atmaları gerektiğini düşünüyorum. Nasıl ki Nuriye ve Semih hocamız sendikalar tarafından yalnız bırakılıp, 250. günden sonra sahip çıkılmış ise, sendikamızın bu eksikliklere düşmeden bize daha erken sahip çıkmasını bekliyoruz. Burada büyük bir mağduriyet söz konusu. Bunun adı işçi kıyımı. Bu sorun çözüme kavuşana kadar direnişimiz devam edecektir ve muhatabımız sendikamızdır.”
“BOŞ KADROLAR OLMASINA RAĞMEN İŞTEN ÇIKARILDIK”
25 yıllık belediye çalışanı olduğunu ve hukuksuzca işinden edildiğini belirten Elif Sefer Esen, mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini belirterek, “5 yıl belediyede çalıştım ve bir anda işime son verildi. Sebebi ise kadro davası açmam idi. Mahkemenin lehimize karar vermesi ve boş kadro olmasına rağmen çıkışlarımız verildi. Gerekçe olarak da verimsiz çalışmam öne sürüldü. Bunu da asla kabul etmiyorum. Bir kadro hakkı varsa o da benimdi. Buna dair sıcak, soğuk demeden 2 aydır mücadele veriyoruz. Hakkımızı arıyoruz ve sendikanın da yanımızda yer almasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“BELEDİYE GÖZDAĞI VERMEYE ÇALIŞTI”
Açtıkları kadroluk davalarının lehine sonuçlanmaları sonucu Büyükşehir Belediyesi’nin hiçbir gerekçe göstermeden işlerine son verdiği belirten Barış Kaya şöyle konuştu:
“İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılanlardanım. Haziran ayında atıldım. 12 yıl boyunca engelli kadrosunda çalıştım. Çalıştığım süre içerisinde işe geç gelme, işe gelmeme ve disiplin suçu vb. olmamasına rağmen bir gün çağırıp ‘sana verecek iş yok’ dediler. Asıl gerekçenin ne olduğunu biliyoruz. Yaklaşık 4-5 yıl önce kadro isteme amacıyla dava açmıştım. Bu davalar sürdü ve lehimize sonuçlandı ve belediyeye kadrolu çalışmamız gerektiğini bildirdi. Mahkemeler lehimize sonuçlanmaya başladığı zaman İzmir Büyükşehir Belediyesi grup grup mahkeme açan işçileri çıkarmaya çalıştı. O zaman bine yakın insan bu mahkemeleri açmıştı ve herkese gözdağı vermeye çalıştılar. Bu işçilerin yarısından fazlası davasını geri çekti. Geri çekmeyenlerin birçoğu işten çıkarıldı. Belediye’nin elinde binlerce boş kadro var ve bunu bize vermek yerine işçileri kapının önüne koymayı tercih ettiler. İşte asıl sebep budur.”
“ONLARIN İNADI VARSA BİZİM DİRENCİMİZ VAR”
“İşten atılmalar hiçbir kurala, tüzüğe uygun değildi” diyen Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sendika ile yaptığı sözleşmede işçinin işten atılmasına dair şartlar var. İşçinin işlediği suça göre yevmiye cezası, uyarı cezası, kınama ve duruma göre işten atma var. Ama bu cetvellerin hiçbirine uyulmadı. İşten çıkarmanın 1.5 ay önceden bildirilmesi gerekiyordu ve buda uygulanmadı. Direk çağırıp seni işten atıyorum dediler. Benimle ilgili hiçbir gerekçeleri yoktu. 6 ay önce iyi çalıştığım için ödüllendirildim ve teknisyen yapıldım. Ama 6 ay sonra dava lehime sonuçlanınca işten çıkarttılar ve kadro yok dediler. Dolayısıyla yaptığının hukuksuz olduğu buradan belli. 15 bin kişinin çalıştığı belediye kendi işçisine verecek kadrosu yokmuş. Bugün KHK ile çıkarılmış bit taşeron işçi yasası var. Bu yasa Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan işçileri kapsamamasına rağmen herkesin hakkını gasp etmek için feragatname imzalattırmak istiyorlar. Feragatnamede bütün haklarımdan vazgeçiyorum diye bir ibare var. Bunu işçilere dayatıyorlar. Sosyal demokrat , emek yanlısı ve taşerona karşı olan bir belediye olduklarını söylüyorlar ama pratikleri, uygulamaları bunun tam karşısında. 2 aydır sokaktayız ve kışı belediyesinin önünde geçirdik. Mahir Kılıç arkadaşımızı haksız işten attılar ve kendisi açlık grevinin 58. Gününde. Bizde atılan işçiler olarak ona destek oluyoruz. Bu kışı burada geçireceğiz. Onların inadı varsa, bizim direncimiz var. Haklıyız ve haklılıktan aldığımız gücümüz var.”
“İŞİMİZİ GERİ İSTİYORUZ”
“Disipline gitmeden ve hiçbir tutanak tutulmadan işten çıkarıldık” diyen 25 yıllık belediye emekçisi Seval Gündüz ise, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde 25 sene büro elamanı olarak çalıştım. Bu işi yıllarca yaptım. Fakat 6 ay önce verimsiz personel olarak işten çıkarıldım. Bunu kabul etmiyorum. İşten çıkarılan hiçbir arkadaşımız verimsiz değildi. Kadro davası açtığımız için işten çıkarıldık. Disipline dahi gitmedik ve hakkımızda herhangi bir tutanak tutulmadı. Kadro davasını açtıktan sonra Yargıtay’a giden evraklarım da olumlu geldi. Yani şu an Büyükşehir Belediyesi’nin kadrolu personeli olmamız gerekiyordu. Sendika ve belediyeden isteğimiz işimizin geri verilmesi. Buna duyarsız kalmasınlar. İşimizi geri istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ersin ÖZGÜL / İZMİR
Yoruma kapalı.